Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '09

 
Kategori
Yapı / İnşaat
 

Ben de isyan ediyorum!

Ben de isyan ediyorum!
 

İşte evin son durumu :))


İlk isyan sevgili Vakayinüvis’ten geldi. Bin bir emekle hazırladığı yazısı başka bir sitede tesadüfen karşısına çıktığında, yazının altında kendi adını göremeyince haklı olarak isyan etti.

Aradan bir iki gün geçmişti ki baktık bu kez sevgili Ahmet Balcı çekmiş isyan bayrağını. O da isyanında haklıydı. O kadar üretken bir blog yazarı olmasına rağmen yazılarıyla başka sitelerde karşılaşamıyordu. O isyan etmesin de kim etsindi.

Ve şimdi de ben isyan ediyorum arkadaşlar!

Giriştiğim ev tadilatı işinde kurda kuşa yem oldum. İnşaatçı blog yazarlarından bir Allahın kulu çıkıp da “Bu Akad’ın sesi soluğu kesildi, başı dertte olmasın, arayıp sorsam mı ki?” demedi.

Oysa ki başım dertteydi.

Evin elektrik işini üstlenen usta işi yarım bırakıp gitti. Ben “evin elektrik tesisatı” dediğimde o “mutfak ve banyo tesisatı” anlamış. Anladığı kadarını yapıp kayıplara karıştı.

Su tesisatını yenileyen usta işin ortasında zam istedi.

Mutfak dolaplarını “bir ay sonra teslim ederim” diyerek üstlenen usta, aradan bir ay geçtikten sonra dolapların akıbetini sorduğumda yine “bir ay sonra” dedi.
Elektrikçinin, priz ve düğme yerleri belli olsun diyerek içlerini gazete kağıdıyla tıkadığı delikleri, bizim işgüzar boyacı sıvayarak kapatmış. Dümdüz duvarda ne nerde belli değil.

Balkonu PVC sürgülü pencerelerle kapatan ustaya “Bu yamuk olmuş, her yerde birer parmak aralık var” dediğimde aldığım cevap “Benim doğramalarım düzgün, sizin balkonunuz yamuk”

Bu tadilat işine kalkıştığımda “iki ay sürer” demiştim kendi kendime. İlk ay sona erdi. Elektrik ve su tesisatı tamamlanmadı, seramikler döşenmedi, pencereler ve mutfak dolapları takılmadı, boya badana yapılmadı.

“Eeee… Ne yaptın bir aydır? diye soracak olursanız, ben de derim ki “Nerde bu inşaatçı blog yazarları?” Yazılarında bol bol kullandıkları mesleki terimlere kandım, destek olurlar sandım.

Ben isyan etmeyeyim de kim etsin?

*****************

Ve bir anı;

Yer İsmet İnönü’nün Malatya’daki evi. Geniş salonda paşa ve hanımı konuklarını ağırlamaktalar. O tarihlerde 4-5 yaşlarında meraklı bir kız olan ben de dedemle birlikte konuklar arasındayım. Sohbet olanca hızıyla devam ederken benim gözüm adını çok sık duyduğum İnönü’ye takılmış. Bir yanımda dedem bir yanımda İnönü oturuyor ve ben sürekli ona bakıyorum. Bir yandan da dedemin kolunu çekiştiriyorum. Bir şey söyleyeceğim ama beni dinleyen yok. Bu arada, yanında durmaksızın kıpır kıpır edip konuşmaya çabalayan çocuğu fark eden İnönü, dedeme hitaben “Bak bakayım Muharrem, çocuk ne istiyor.” der. Dedem usulca “Ne oldu kızım?” diye sorar. Ben başımı kaldırıp önce yanımda oturan İnönü’nün yüzüne baktıktan sonra dedeme dönerek “Yayaya şaşaşa İsmet Paşa çok yaşa! dediğimiz amca bu amca mı?” diye sorunca bütün salon kahkahayı basar.

“Şaka gibi” isimli blog yazısıyla Vakayinüvis’e ve aynı yazıya yaptığı yorumuyla Sevgili MuDo’ya, bu çok değerli anımı keyifle anlatmama neden oldukları için teşekkür ediyorum.

 
Toplam blog
: 61
: 2350
Kayıt tarihi
: 24.01.08
 
 

17 yaşımdaydım yazmaya ilk başladığımda. Dünyayı tanımaya çalışırken kendimi de tanıdım zaman içinde..