Ben Fenerbahçe düşmanı değil; Galatasaray taraftarıyım.

Her karşılaştırmalı Galatasaray - Fenerbahçe yazımdan sonra, uğradığım ilk saldırı; " Fenerbahçe düşmanığıyla " suçlanmam oluyor. Oysa durum net. Ben Fenerbahçe düşmanı değil; Galatasaray taraftarıyım. Takımıma en çok sataşanlar Fenerbahçeli olunca, tuttuğum takımı savunmak zorunda kalıyorum. Üstelik, Galatasaray'ın buna hiç ihtiyacı yokken...

Galatasaray'ı tutuyorum ama; hastalık derecesinde değil; en sağlıklı şekilde. Futbolumuzun ikinci büyüğü Fenerbahçe olduğundan; takımımı en yakın rakibiyle karşılaştırmak zorundayım maalesef... Her taraftar kendi takımına, " En büyük...! ", diye tezahürat yapar ama; son sözü rakamlar söyler.

Türkiye'de en çok taraftarı olan takım kim? Galatasaray...

Ülkemizde mal varlığı açısından en zengin kulüp hangisi? Galatasaray...

Avrupa'da en çok tanınan, en prestijli, marka değeri en yüksek takım hangisi? Galatasaray...

Daha kurulduğu gün, vizyonunu: " yabancı takımları yenmek, uluslararası başarılar elde etmek " olarak açıklayan takım hangisi? Galatasaray...

Avrupa'da ilk kupayı hangi Türk takım aldı? Galatasaray...

Avrupa'da en çok kupa kazanan takım kim? Galatasaray... Hem UEFA Kupası'nı, hem Süper Kupa'yı aldığını unutturmamak lazım Galatasaray'ın... Bazıları kimin en büyük olduğunu şaşırabiliyor çünkü.

1996'da Avrupa Futbol Şampiyona'sına ilk kez katılmamızı sağlayan teknik adam; hangi futbol ekolümüzü temsil ediyordu? Elbette Galatasaray ekolünü...

2002'de Dünya üçüncüsü olan takıma en çok futbolcuyu kim verdi? Galatasaray...

Avrupa'nın en üst düzey liglerinden Seri A'da ( İtalya Ligi ) : Milan'ı, Florintina'yı çalıştıran, Türk futbolseverinin "imparator" ilan ettiği Fatih Terim; hangi takımın hocasıyken oralara gitti? Galatasaray'ın...

Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda yarı final oynayan ilk Türk Teknik direktör Mustafa Denizli; hangi takımın başındaydı? Tabii ki Galatasaray'ın... Başka kimin olacaktı ki?!

Türk Futbol Tarihi'nin en golcü ilk beş futbolcusundan üçü, hangi takımımızın oyuncusuydu? ( Hakan Şükür, Tanju Çolak, Metin Oktay ) Galatasaray'ın... 

Son günlerde yayınlanan birbirini tamamlar nitelikteki yazıları, durduk yere kaleme almıyorum.

Beni bunları yazmaya, " Ne biçim yendik sizi ama! " sığlığıyla futbola yaklaşan, sporun sadece Edirne'den bu yanıyla ilgilenip, öte tarafı göremeyen, sanki çok büyük bir marifetmiş gibi, sadece takımlarımızın birbirini yenmesini futbol gündeminin ana konusu haline getiren; milli takımımız üst üste dördüncü büyük turnuvayı da kaçırmak üzereyken; ülke futbolunun genel sorunları yerine kendini yalnızca Galatasaray galibiyetleriyle avutan; fanatik Fenerbahçeliler, amigo ruhlu sarı kanarya taraftarları mecbur etti.

Yoksa yaptığım, kesinlikle " Fenerbahçe düşmanlığı " değil... Fenerbahçe'siz bir Galatasaray; düşünülemez bile.

Ancak meşin yuvarlağa bakışımızı, futbol aklımızı, başarı ölçü ve karşılaştırmalarımızı çok daha objektif ve gerçekçi temellere oturtmak zorundayız. Futbolumuz hızla gerilerken, başka türlü davranmak mümkün değil...

Futbol ekonomimiz böylesine kötü yönetilirken, öz kaynaklarımızdan futbolcu yetiştirmek bu derece Allah'a emanetken, Türkiye'nin, " yabancı futbolcu mezarlığı - Katar öncesi son durak " imajı yabancı serbestisi yüzünden resmiyet kazanırken; yalnızca Fenerbahçe - Galatasaray kör dövüşüne kilitlenmek; futbol değerlerimizi yok edeceği, Avrupa futbolunun çok ötelerine iteceği gibi bizi; 1970'lerin "mahalle futbolu"na mahkum eder hepimizi...

Tercih sizin... Dileyen, " Galatasaray galibiyetleriyle " uyutabilir ruhunu... Türk futbolu nal toplamanın eşiğindeyken; böylesi daha kolay olmalı...

Her temel meselemizde yaptığımız gibi; futbolumuzu da " suyun akışına bırakacağız " herhalde... Ve arkasından gelsin " Ne olacak bu futbolun hali! " feryatları...

Kendi düşen ağlamaz!

Galatasaray isterse Fenerbahçe'yi 10 - 0 yensin. Ülke futbolu yok olduktan sonra; neyleyim Fenerbahçe zaferini!..

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.