Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '09

 
Kategori
Psikoloji
 

Ben kimim…

Ben kimim…
 

Bu soruyu sizlere sorsam, çok çeşitli eylenceli cevaplar alabilirim. Ailemden birine sorsam, bir yığın övgü dolu cevaplar gelebilir. Ama kendime sorsam cevabı hiç de öyle kolayca veremem. Üstelik düşündükçe can sıkıcı bir soru olarak da gelmeye başlar. Peki biraz daha cürretkar davranıp bir soru daha sorayım. “Ben neyim”? Bir çırpıda aklıma onlarca yanıt gelir. Düşündükçe yanıtlar çoğalıp çelişkili olmaya başlar.

Bu sorulara bir çok cevap gelebilir ama içlerinde kesin doğru olan tek cevap, “ben tekim, birim”

Egolarımı tatmin etmek için tek olduğum gerçeği en iyi yanıttır. “Bir” olmak ise bambaşka birşeydir. Şimdi “hadi canım sende birden ne olurki, altı üstü bir” diyenlere iki olması için bire kesin ihtiyaç olduğunu hatırlatırım.

İnsanlar dünyaya “tek ve bir” olarak gelirler, aynı şekilde giderler. Arada kalan yaşadığımız, adına ömür dediğimiz süreçte, başta kendimize, yakın ve uzak çevremize, dünyaya bir katkıda bulunuruz. Kendimize yaptığımız katkı ile kendi evrimimizi, topluma yaptığımız katkı ile de toplumun evrimini etkileriz. Bu etkileme işi bizim kişisel isteğimiz dışında oluşur.

O zaman “tek ve bir” olmanın değerini iyi kavramalıyız. Her insan başlıbaşına bir evrendir. Yaratıcı tarafından mükemmel özelliklerle donatılıp dünyaya gönderilen bir varlık olmaktan daha kıymetli ne olabilir ki? Tabii bu değer, büyüklülüğü kadar da sorumluluğu beraberinde getirir. Gerek topluma, gerek doğaya karşı büyük sorumluluklarımız var. Örneğin, kendi evrimimize katkıda bulunurken, bizden sonrakileri de düşünüp, doğayı korumak, en azından onlara bulduğumuz gibi bırakmak ilk görevlerimizden biri olmalıdır.

Topluma karşı olan görevlerimiz daha kapsamlı ve daha çok özen ister. Çocuklarımızı iyi yetiştirebilmek için donanımlı biri olmalıyız. Kendi donanımızı eksik görüyorsak ki öyledir, (öğrenmenin sınırı yoktur) onları daha donanımlı yetiştirmenin gayreti içinde olmalıyız. Onları daha donanımlı yetiştirmeye çalışırken kendi evrimimize de katkıda bulunuruz. Yani çift taraflı bir faydadır bu. Fiziksel anlamda olduğu kadar ruhsal anlamda da gelişmek, sorgulamak, düşünmek, yorumlamak gereklidir. Başkalarının fikir ve bilgilerinden yararlanmalı, ancak daima üzerine kendi fikir bilgilerimizi ilave ederek yeni sentezler oluşturmalıyız. İnsanlar birlikte yaşayan canlılardır ama, bu hiçbir zaman sürü mantığı ile hareket etmesini gerektirmez. Zaten öyle hareket etmenin tembelliği içinde ise “bir ve tek” olmanın özelliği kalmaz.

Ben kimim?

Ben “bir” im. İkinin parçasıyım. Onu bütünleyen farklı bir varlıkım. “Bir ve tek” olmanın kıymetini bilelim.

Esen kalın. Mart/2009

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..