Bence Vampirler Melekleri döver !!!

Güncel edebiyatı takip etmekten alıkoyamıyorum kendimi . 

Bunda uslanmaz bir vampir aşığı olmam gerçeğinin yanı sıra gittikçe Yunan mitolojisine taş çıkartacak ölçüde genişleyen güncel edebiyatımızın fantastik öğelerinin de payı büyük. Hani kızıp geçtiğiniz on beş yaş civarı romanlar var ya, kızmayın ama bir çoğunu ( ki maalesef seriler) okudum . 

Şimdi, son yılların kahramanlarına şöyle bir göz atacak olursak tabiî ki ilk sırayı vampirler alıyor. 

Anne Rice ile doruğuna çıkan fantastik öyküler Twilight, True Blood ve Gece Evi Serisi ile kütüphanemdeki yerini alırken araya hafif hafif kurt adam ve cadıları da karıştırmaya başladım bu serilerle. 

Derken ne mi oldu ? Tam bir cadı kitabı çıktı Yasmine Galenorn ‘un Cadı serisiyle. Bir atak da Rick Riordan ‘dan geldi ; Roma, Yunan ve Mısır tanrı ve tanrıçalarını , karışık yaratıklarını hem de çocukların anlayabileceği bir dilde yazdı. Ah tabi buradan tanrı ve tanrıçaların kelime anlamıyla “adult” versiyonunu yine günümüze uyarlayan PC Cast ‘in Bahar Tanrıçası ve Deniz Tanrıçası kitaplarını unutmamak lazım. Ne de olsa “ Beyaz Dizi” tadında yazılmış ve insana iç çektirecek kadar romantik kahramanlar vardı bu serinin ilk romanlarında. 

Şimdi nerden çıktı bu muhabbet diyecek olursanız ; 

Ana konuya geleceğim. Güncel Batı edebiyatı çıtır çıtır yeyip dağıtırken mitolojik yaratıkları her bir seride ve her bir seri bir sinema filmini, bir diğeri yeni bir seriyi doğururken evet haklısınız çok güzel paralar kazanıldı. Biz ise harcamakla yetindik. 

Şimdi sıkı durun yeni bir konu daha girdi devreye; 

“Melekler” bu kez kovulmuş melekler ile “nephilim” adı ile anılan yarı melek yarı insan varlıklar edebiyatta yerini bulmaya başladı. Fısıltı, Azap derken, sanırım bu furya da dizi filmi çekilen “Düşüş” Fallen kitabı ile başladı. 

Evet, çok renkli ; masal, mitoloji tadında bir güncel yazın var karşımızda bu ara. 

Ama şimdi gelelim esas konuya ; 

Her ne kadar True Blood ‘da tam salak Sookie olsa da vampir Erick ‘in cazibesi sanırım hiç birinde yok. ( Bakınız sağ üst resim). Gelelim Anne Rice ın Vampir Lestat ‘ına; ne içli ne duygusal ve aynı zamanda ne küskün bir karakterdi o ! Ya tüm kızların aşık olduğu Edward Cullen ??? ( Doğrusu vampir Erick’ten önce de benim için o tek di) …. 

Ahhhh kanatlı kanatsız bütün meleklere sanırım değişmem güzelliklerini… 

Şimdi sevgili dostlar ….. 

Siz olsanız hangisini seçerdiniz ?? 

Sonsuz güç, güzellik ve biraz da tehlikenin beden bulduğu muhteşem cesetleri mi ?? 

Yoksa kanatlarının kesildiği yerde ters “V” işareti olan cennetten atılmış melekleri mi??? 

Valla bence vampirler melekleri döver dövmesine ama …. 

Demedi demeyin bu ara bayağı bir melekli film seyredeceğiz ……………………………………..