Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '09

 
Kategori
Mizah
 

Beni koyup gitme ne olursun

Beni koyup gitme ne olursun
 

Beni koyup gitme ne olursun


Bir şarkının derin analizi; Yaşar – “Beni koyup gitme ne olursun”

Şarkının sözü : Beni koyup gitme ne olursun.

Bu şarkıda Yaşar, kendisini koyulup gidilen şey olarak tanımlamaktadır. Dikkat ettiğiniz üzere Yaşar, “bana koyup gitme” dememektedir. Peki “beni koyup gitme” ile tam olarak anlatmak istediği şey acaba nedir? “Beni bir kenara koyup gitme” şeklinde olan orijinal söz, şarkının bütünlüğünü bozduğu için, kenara sözcüğü şarkı sözünden çıkartılmıştır ve böylece şarkı sözü daha derin bir anlam kazanmıştır.

Koymak sözcüğünün günlük hayatta kullanımıyla ilgili birkaç örnek;

- Bu sözün bana çok koydu!

- Sana bir korum, istikamet Çorum. (bu daha ziyade çocukluk dönemine ait bir kullanım)

- Fincanı taştan oyarlar, rakip takıma (istediğiniz takımı yazınız) böyle koyarlar.

- Doluya koysam olmuyor, boşa koysam dolmuyor.

(Kısa bir anı : Dondurma alıyoruz, yanımızda da adını vermek istemediğim, bizden yaşça büyük bir akrabamız var. Dondurmacı Türkçenin esnek bir dil olduğu gerçeğini atlayarak; “Abla, sana da koyim mi?” dedi. Dondurmacının koyim mi sözcüğünün başına dondurma koymaması sebebiyle gergin dakikalar yaşadık. Türkçe esnek bir dil olduğundan dolayı, sözcük çıkartırken dikkat etmekte yarar var.)

Şarkının sözü : Durduğun yerde dur.

Sinemalarda “olduğun yerde kal” şeklinde polisler tarafından kullanılan bir cümlenin ilk defa değişik bir kullanım şekline şahit oluyorum. Bir insan zaten durduğu zaman durduğu yerde durur. Daha önce hiç durduğunuzda durduğunuz yerde durmadığınız oldu mu?

Örnek: Kışın durmaya karar verince buzlu zeminde kayma neticesinde durmak istenilen yerde durulamaması.

(Yakın tarihli biraz uzun bir anı : Adını vermek istemediğim bir alışveriş merkezinde buz pateni kayak pisti işleten adını vermek istemediğim bir arkadaşımızın yanına gittik. Buz pateni eğitimi veren arkadaşımıza buz pateni yapabildiğimi ama patencilerin ani duruşunu yapamadığımı söyledim. Arkadaş da sağ olsun üşenmedi ve birkaç kere gösterdi. Sonra olaylar şöyle gelişti,

Özkan yani biz kayak yapmaktayken bizim düşmemiz ve doyasıya gülmesi için gerekli gaz motivasyonu veren kadim dostum, kasada beklerken müşteri gelir.

Müşteri : Yarım saati kaç lira?

Özkan (Adem'e seslenir) : Adem, yarım saati……

Adem (Murat’a durmayı öğretirken buzla bütünleşir) : Ah ve bazen uh (garip inleme sesleri)

Murat (kendisine durmayı öğretirken duramayan ve oskarlık düşen Ademe yardıma koşar, gülme krizi tutar, ama ayıp olmasın diye gülmesini tutmaya çalışır) : Adem, iyi misin?

Adem en azından buz pistinden çıkacak kadar iyidir. Mekan sahibi ve eğitimcinin oskarlık düşüşü mekanın işlerinde düşüşe sebep olur diye tedirgin oluyorduk ki,

Müşteri : Pardon yarım saati kaç lira acaba?

Adem (acısını bağrına basarak müşteriye cevap verir) : 5 lira

Adem’in de adını yazmayacaktım ama artık yazmış bulundum. Beni affet Adem. Sen düşünce güldüğüm için ve düşüşünden sonraki 1 saat içinde düşmen ile ilgili sınırsız geyik yapdığım ve bununla da yetinmeyip bu konuyu bir de bloga taşıdığım için özür dilerim. )

Şarkının sözü : Kendini martılarla bir tutma
Senin kanatların yok

Bu sözlerden anlayacağınız üzere Yaşar, sigortaları yakmış bir hatuna olan sevdasından söz etmektedir. Sevgili kendisini yer yer martılarla bir tutmaktadır ve Yaşar sevgilisini bu hatası için uyarmaktadır. Yaşar, bir annenin çocuğuna saçma bir sorunun cevabını verirken ki sakinlikte sevdiceğine martı olmadığını anlatmaktadır. “Sen martı değilsin bebeğem çünkü senin kanatların yok.” Sanki kanatları olsa martı olacakmış gibi…

Şarkının sözü : Düşersin yorulursun

Beni koyup gitme ne olursun

Düşünce yorulmak esasen tartışmaya açık bir konu. Düşmenin farklı şekillerini tartışmak gerekir. Örneğin bizim şantiyelerimizde sıva işi ile uğraşan işçi arkadaşlarımızın anlattıkları düşme anıları en az 3 kat yükseklikten düşüş ile gerçekleşen düşmelerdir. 3 kattan az yükseklikte meydana gelen düşmeler, anı niteliği taşımaz. 5 kat yükseklikten daha 1 sene önce düşmüş adam karşınızda turp gibi size nasıl düştüğünü anlatır, hayrete düşersiniz.

Şarkının sözü : Bir deniz kıyısında otur.
Gemiler sensiz gitsin bırak

Dünya tarihinin en büyük gemisinin en görkemli yolculuğuna biletin var ve sen bu seyahate geç kaldığın için yetişememişsen ne kadar üzülürsün. Peki ya o gemi titanik ise….. Şarkının bu sözleri en mantıklı sözler olduğu için alay edecek bir şey bulamadım, ben de titanik ile ilgili fikrimi yazayım dedim.

Şarkının sözü : Herkes gibi yaşasana sen

İşine gücüne baksana

Burada sevgiliye artık ağır bir sitem söz konusu. Duygu yüklü şarkı bir anda “İşin gücün yok mu kardeşim, belamısın lan sen” şeklinde devam etmiş. Yaşar sevdiği martımtrak hatunu normale dönmeye çağırıyor.

Şarkının sözü : Evlenirsin çocuğun olur

Beni koyup gitme ne olursun

Yaşar, gelecekte olabilecekler ile ilgili tahminde bulunuyor. Bu yani sondan bir önceki tahmin gayet iyimser. Sevdiği kişinin yasal yollar ile ilişkiye gireceğini ve bu yasal aşkın bir meyve verebileceğini tahmin ediyor.

Şarkının sözü : Sonun kötüye varacak
Beni koyup gitme ne olursun

İşte Yaşar’ın ikinci ve daha gerçekçi olan tahmini. Az önce evlenirsin, çocuğun olur şeklinde yumuşak bir şekilde ifade etmeye çalıştığı korkusunu bu satırda daha açık bir şekilde ifade ediyor.

Başka bir şantiye anısı : Şantiyemize stajerlerin gelmeye başladığı günlerden bir gün, Özbekistanlı çıtı pıtı bayan stajere iş ile ilgili bir şeyler tarif ettim ve kendisi görüş alanımdan çıktıktan sonra kalıpçı kalfamız yanımıza gelerek “şefim bu kim” dedi. Ben de kendisinin stajer mühendis olduğunu söyledim. Kalfamız da pis bir şekilde sırıtarak “şefim bu alt katlarda fazla gezmesin valla sonu fena olur” dedi. Tabi sonu fena olur diye yazdığım şeyin günlük argo kullanımdaki karşılığını tahmin edebiliyorsunuzdur. Yaşar da sonun kötüye varacak derken aslında tam olarak söylemek istediğini söyleyemiyor.

Şarkının sözü : Elimi tutuyorlar ayağımı

Yetişemiyorum ardından

Bırak bahaneyi Yaşar, seven insan engel tanımaz. Bu ifade Yaşar’ı sabah koşusunda erkeğine “yetişemiyom aşkım az yavaş koş” diye bağıran şirin abla konumuna düşürmüş.

Şarkının sözü : Hevesim olsa param olmuyor
Param olsa hevesim

Yaşar da ne pis boğaz bir insanmış arkadaş. Kızın martı kanalına geçtiğine şaşırmamak gerek. Yani paran varken madem hevesin yok, o zaman niye hevessizken harcıyorsun parayı. Sonra tabi hevesin olunca paran olmaz.

Şarkının sözü : Yaptıklarını affettim

Beni koyup gitme ne olursun

İşe bak, iki saattir kıza yalvarıyor bir de inceden siteme girdi. Kim kimi affediyor Yaşar. Birbirimizi kandırmayalım lütfen.

Şarkının sözü : Seninle gelmeyeceğim yine de
Beni koyup gitme ne olursun

Hiç de kız Yaşar’ı çağırıyormuş gibi bir anlam da yok şarkıda ama Yaşar da martımtrak ile uğraşınca sonlara doğru biraz dağıttı galiba.

Belki de sevdiğiniz ve dinlerken hüzünlendiğiniz bir şarkıydı. Elimden geldiğince kuşa çevirmeye çalıştım ki zaten şarkı tabiatı itibariyle kuşa yatkın. Yaşar’ın bir de “kuşlar her baharda giderler ama sonbaharda dönerler, sakın sen kuşlara uyma” diye bir şarkısı vardı. Anlaşılan bir dönem kuşlar ile baya bir kafayı bozmuş veya Yaşar ile bir müddet takılan hatunlar baktılar bırakamıyorlar, en son kuş taklidi ile noktayı koyuyorlar.

Yüzünüzden tebessüm hiç eksik olmasın.

Sonunuz kötüye varmasın….

 
Toplam blog
: 20
: 1506
Kayıt tarihi
: 25.06.08
 
 

Yaklaşık olarak ayını şeyleri yaşıyoruz. Uyuyoruz, uyanıyoruz, yemek yiyouuz, temel ihtiyaçlarımızı ..