Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ocak '08

 
Kategori
Güncel
 

Beni ne mutlu eder?

Beni ne mutlu eder?
 

Fotoğraf Selma Öğütücü'ye aittir


İnsanlar bir hayat gailesi içinde koşturup duruyorlar, fakat hep bir hoşnutsuzluk var nedense?

İşinden memnun olmayanlar, evinden memnun olmayanlar, çevresinden memnun olmayanlar, vs...

Mademki bazı şeyler bizi rahatsız ediyor neden değiştirme çabasında olmaktansa şikayet etmeyi seçeriz. Daha mı kolayımıza geliyor. İşinden memnun değilse bir insan işini değiştirmeyi deneyebilir, kendisini nasıl bir işte mutlu hissedecekse o yönde hareket edebilir. "Günümüz şartlarında böyle bir lükse sahip değilim" diyorsa eğer işiyle ilgili yanlış giden noktaları tesbit edip çözümlemeye çalışmalı yada mecburiyetten işini sevmeyi öğrenmeli. Mutlaka ki az da olsa sevilecek bir tarafı vardır. Evinden mi memnun değildir insan, aynı şekilde evini değiştirebilir. Ha şimdi birileri bana "sen nerede yaşıyorsun varmı öyle kolay imkan, dalgamı geçiyorsun" diyebilir. Haklıdırlar belki ama neden gerçekleri söyleyince acı gelir. Yaşadığı yeri yaşanılır kılmak insanın kendi elinde değilmidir. İlla ki lüks mobilyalar olması şartmıdır. Rahatlık, huzur ve mutluluk varsa o evde çok fazla eşya gereklimidir. Az olsun, öz olsun bana yetsin ama benim olsun, işten çıkıp eve gittiğimde kendimi huzur içinde hissedebiliyim. Neden insanın gözü hep yükseklerde ve kendinde olmayan şeylerde olur. Eğer ki kazancı yerindeyse daha fala kazanmak ister, gezebiliyorsa her yeri görmek ister ve daha bir sürü kişiye ve oratma göre değişen istekler vardır. Arkadaşları arasında sevmediği kişiler varsa sırf iş ilişkisi yada çıkar ilişkisi sebebiyle veya faklı bahanelerden bir şekilde görüşmek zorunda olduğu insanlar varsa neden insanlar yüzüne gülüp arkasından hep konuşurlar. Bu konuda bazen benim dobralığım patavatsızlık boyutuna ulaşabiliyor. Çünkü eğer bir insanı sevmemişsem ve iş ortamında onunla bir şekilde muhattap olmak zorundaysam yüzüne açıkça söylerim, " kusura bakma arkadaşım ama iş için gerekmedikçe benimle gereksiz muhabbetlere girme ve hatta mümkünse konuşma" diyebiliyorum. bu kadarı da fazla diye düşünen arkadaşlarım oluyor ama yüzüne ayrı, arkasından ayrı konuşmaktansa fazlaca dürüst oluyorum. Herkes benimle aynı fikirde olmayabilir.
Hayatından hoşnut olmayan insanlar acaba kendisine ne kadar zaman ayırabiliyor?
Kime sorsanız "kitap okumayı severim, müzik dinlemeyi severim, sinema, tiyatro vs.... Peki sevdiği şeyler için zaman ayıran varmıdır. Çok az....Kitap okumayı severim diyen insanlara ısrarlı sorsanız yılda 1-2 kitap ancak okur yada okumaz ama kitap okumayı severler :) Sinema ve tiyatroya bayılırlar ama ancak tv de yayınlanan filmleri izlerler. Lafta herkes birçok şeyi sever ne hikmetse!
Belki mali durum elverişsizdir, belki zaman kısıtlılığı yaşıyordur herkesin kendince bahanesi mutlaka bulunur. Ama yine de kendisi için ufacık ta olsa birşeyler yapabileceği imkanlar vardır. Yeter ki hayatın güzel tarafından bakıp, doğru güzellikleri görmek isteyelim. Önce insan kendine bir sormalı " beni ne mutlu ediyor", " kendim için ne yapabilirim", ona yönelik bir çaba göstermeli. Hiç bir imkanı olmasa da birkaç saatliğine sahile gidip, bir parkta oturup beğendiği bir kitabı okumaya zaman ayırabilir, bir kahve keyfi yapabilir, parkta oynayan çocukların oyun oynarken "çocuk masumluğunda ki" sevincini seyredebilir, yürüyüş yapabilir, martılarla simitini paylaşabilir yada yaşadığı yerde bulunan hangi hayvan varsa (kedi, köpek, güvercin, kumru....) Eh malum üç tarafı denizlerle çevrili harika bir ülke de yaşasak da heryerde deniz yok :) Yeterki insan kendisi için sevdiği birşey yapsın.

Herkesin kendi hayatının güzelliklerinin farkına varabilmesi ve kendisi için birşeyler yapabilmesi dileklerimle,

Sevgi ve keyifle kalın ki yüzünüz hep gülsün :))

 
Toplam blog
: 7
: 1016
Kayıt tarihi
: 23.01.08
 
 

1978 Niğde doğumluyum, çocukluk ve gençlik dönemim Niğde'de geçti. Yaklaşık 10 yıl önce İstanbul'u k..