- Kategori
- Siyaset
- Okunma Sayısı
- 834
Benim çarşaflım senin çarşaflını döver

Yine "kadın" üzerinden siyasete başladık.
Türkiye on gündür çarşafa dolandı, daha da çarşaftan çıkacak gibi görünmüyor. Tüm problemlerimiz bir yana, çarşaf problemimiz bir yana.
“Benim çarşaflım masumdur” diyor Baykal. CHP ye katılan ve rozet takmış olduğu çarşaflı kadınların “masumane duygularla” örtündüğünü söyleyerek, “çarşaflılar sadece AKP li olacak, AKP ye oy verecek diye bir kural da yok” diyor.
“Çarşafın masum olarak örtülüp örtülmediğini kontrol edecek cihazın mı var?” diye soruyor Başbakan. “Bunu nasıl ölçeceksin?” diyerek bir nevi “benim çarşaflım seninkinden daha masum olabilir” demeye getiriyor.
Zaten siyasiler bunu hep yapıyor! Ne ekonomik kriz, ne açlık, ne yoksulluk, ne işsizlik, ne demokrasi, ne de insan haklarını düşünen var. Yine türban, yine çarşaf baş gündeme oturuyor. Tüm medya da çarşafa dolanan gündemi tartışıyor, konuşuyor, yazıyor.
Şimdi de konu, CHP rozeti takılan çarşaflı kadınların, çarşafını dini mi yoksa örf, adet gereği mi örtündüğüne getirildi. Döndük dolaştık en başa geldik...Yine "kadın" üzerinden siyaset.
Kara çarşafla dolaşan kadınlar tüm siyasilerin, medyanın, sokaktaki insanın ilgi odağı ve merakı haline gelirken, türban mı çarşaf mı derken, bu sefer de çarşaf siyasi simge haline getirildi.
Siyasette çözüm üretemeyenlerin “kadın” üzerinden siyaset yapmasının ne ilki ne de sonuncusu bu. Kimse dönüp demiyor ki Sultangazi’de CHP rozeti takılan kadınların kocaları hangi akla hizmet ederek karılarını bu toplantıya getirmiştir. Bu kadınların o törende ne işi vardı?
Kadınların siyasi hayatta rol almaları elbette şiddetle desteklenmesi gereken bir konudur. Keşke tüm kadınlarımızı evlerinden çıkartıp,siyasette ve mecliste söz sahibi hale getirebilsek. Keşke İspanya’da olduğu gibi Milli Savunma Bakanlığı dahil olmak üzere 9 kadın bakan bizde de kabineye girebilse.
Çarşaflı kadını törene getir, rozet taktırtıp CHP li yap, sonra? Sonra, “kadının yeri evi, kocasının dibidir, kayınpederim aradı, karının tv kameraları karşısında ne işi var dedi?”.
Ne işi var gerçekten, CHP li olupta Meclis’e sokulmasına izin verilmedikten sonra. Bir yandan diyeceksin ki "CHP ye üye olmuş her kişi, tüm vatandaşların hakkı olduğu gibi eğer seçilirse Meclis’te temsil yeteneği kazanabilir". Diğer yandan da tv lere çıkıp “biz bu çarşaflı kadınları Meclis’e sokmuyoruz ki”…
O zaman çarşaflı kadına süs olsun diye mi taktın o rozeti…Bunun adı AKP’nin “kadının türbanı” üzerinden siyaset yapması gibi CHP’nin de “kadının çarşafı” üzerinden siyaset yapmasıdır.
Kadın üzerinden siyaset yapmak zihniyeti var olduğu sürece daha çok kadına rozet takılır… işlevsiz, göstermelik, seçim rozetleri…
Gerçekten öyle bir cihaz olsa ki şöyle üstüne tuttuğun zaman hangi siyasetçi samimi hangisi değil gösterebilse tüm halka. Ne iyi olur.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Blogunuzu okurken bir yandan da CNN Türk'te 5N - 1K programını izliyorum. İki CHP'li bu konuyu tartışıyorlar. Tartışmadan tek anladığım, CHP'lilerin şaşkınlığı ve bu adımın CHP'de ne kadar yüzeysel, ne kadar ilkesiz biçimde biçimde atıldığı... Tam da çıkmazlarını ortaya koyan bir tartışma oldu. Selamlar, saygılar...
Murakami 24.11.2008 20:25- Cevap :
- Merhaba Celal Bey, Konu "açılım" başlığında ortaya konulsa da CHP nin yaklaşımının samimiyetine inanmak güç. Kendi içlerinde de konuya yaklaşımın yetersizliği zaten sezinleniyor. Şu 4 ay için bile olsa doğru tarafından tutulmamış bir konu...değerli katkınız için teşekkür ederim...sevgilerimle:) 24.11.2008 22:46
Uzen hanim, yazilariniz cok dengeli. Zaman buldukca okuyorum.Soyelyecegim yeni birsey degil, bence kadin sorununu halledemiyen toplumar bircok diger sorunlari da beraberinde getirir.Erkeklerin cesitli kiliflarla ( "din ", " namus ", " seref " gibi) kendilerine yontugu bencil gorusler zamanla bazi kadinlarada baski ve korku ile dayatilmistir.Halbuki tum bu kavramlar kisiseldir ve sadece kisinin secenekleri ile ilgilidir.Tabii ki gorus alisverisi, fikir ve inanclarin serbest dolasminin, bu olumsuz durumlarla uzak yakin hicbir baglantisi yoktur. Bazi ulkelerdeki cok gergin ve sert toplumlar, kendi kadinlarinin ozgurlugu kadar toplumun huzurunu ve yasanabilirligini de kismaktadirlar. Siyaset hayatinda ve gunluk yasamda cesitli bicimlerde kendini gosteren asiri tepkicilik ve uzlasmazlik , kaynagini ekonomik veya etnik veya tarihsel bir celiskiden alsa bile,bu durum erkeklerin kadinlara bakis acisindan tamamen soyutlanamaz ve sanildigindan cok daha fazla bir oneme sahiptir. Topl
David Auget 24.11.2008 15:23- Cevap :
- Sevgili David, yazıalrımı okuyarak değerli fikirlerinizle katkınızdan dolayı ben teşekkür ederim. Saptamalarınız o kadar doğru ki; gergin ve tepkili, uzlaşma çabası olmayan insanların oluşturduğu toplumlardaki davranış modelleri işte bu tip kadın üzerinden siyasete, kadının her konuda istismarına yol açıyor. Memleketde o kadar problem varken takıldık kaldık yine...çok sevgiler 24.11.2008 16:00
Beran Hanım Haklısınız, yine kadın üzerinden siyaset yapılmaya ve siyasetin ana gündemi olması gereken ekonomik sorunların dışında güreşilmeye başlandı. Ancak, bazen o tür sorunlar vardır ki, tıkaç görevi görürler ve toplumun tüm enerjisinin boşa harcanmasına neden olurlar. Ülkemizde de türban meselesi gerçek anlamda bu yönde bir konu. Bence CHP zihniyeti, bu konuda inisiyatifi ele alacak, gerçekle, ideal olan, olması gereken arasındaki köprüyü kurabilecek yetkinlikte bir parti değil ve bu nedenle elinden gelen tek iş olan toplumu germe politikası güdüyor/du. Son zamanlarda oy kaygısı ile atılan adımlar var gibi gözüküyor ama bu adım bile her yandan dikiş atıyor. Çünkü samimiyetsiz ve içeriksiz bir adım. Bir türbanlının geçmişini, bugünkü sosyal yapısını, sınıfsal tahlilini, beklentilerini, umutlarını ve hayallerini anlamaya çalışmadan, ona kara derili muamelesi yapmak ne yazık ki sol bir politika değil ve bu politikasızlıktan da ne çok AKP faydalanıyor.Saygılarımla
Bibliyofil 24.11.2008 12:28- Cevap :
- Sevgili bibliyofil, türban ve çarşaf tamanlamı ile siyaseti beceremeyenlerin kullandığı bir tıkaç gerçekten...CHP zihniyeti mi kaldı ki?:) ve bizler ne yazık ki bu siyasi ortamda ya kırk katır ya kırk satır hesabı bunlara muhtaç edildik...İnsanları öteki beriki diye ayrıştırmadan birlikte yaşayabileceğimiz bir zemini oluşturamadık velhasıl...teşekkürler, sevgiler 24.11.2008 13:05