Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '08

 
Kategori
Öykü
 

Benim hayatım İstanbul gibi

Benim hayatım İstanbul gibi
 

Bİz nerde kaybettik. Ne zaman büyüdük. İlk ne zaman aşık olduk. Öyle yalnızlıklara ne zaman gömüldük. Bir de baktık ki yolun yarısına beş yıl yada 5 basamak var.

Ben çocukken çok ağlardım. Ama şimdi gözyaşlarım damla damla yüreğimden süzülüyor.

Nerde kaybettik derken bazane şunu da sormadan edemiyorum.

Nerde kazandık biz.

Hayata dair elimizde tutacağımız ne var. Çoluk çocuk hasretinde kucağımız. Sevgiliye söylenmemiş son söz. Yada söylemediği son söz ne farkeder.

Eskiden yani lisedeyken bir tarih hocam vardı. Öyle örnekler verirdi ki kendi yaşamından. Ben içimden derdim ki kesin bu adam sıkıyor.

Oysa şimdi bir bakıyorum hayatıma benim verebileceğim örnekler ondan daha çok.

Daha bir derin yalnızlık bu günlerde.

Daha bir daha şiddetli.

Oysa benim de hayata yeminlerim vardı.

İdeallerim vardı.

Hepsini çaldılar.

Sanki bir geneçlik masasında. Der ya Safiye Ayla.

Hadi arkadaşlarımız çok kötüydü. Tamam kabul ediyorum. Ya biz çok mu iyiydik. Hep mi yanlış tercih yaptık. Bir biz mi tutunamadık. Akıntıya ters kürek mi çektik. Onu da çekebilsek. Son boğumda kapıldık gittik akıntıya.

Ah o eski zamanlar.

Anlatırlar ya. Eski komşular, arkadaşlar, vs...

Ne varsa eskiye dair.

Ya çok geç geldik biz bu dünyaya.

Ya da çok geç.

Oysa biz bu değildik.

Şimdi düşünüyorum. (Beynimde)

Hayır sarhoş değilim.

Elimde bir bira şişesi.

Yer tabiki İstanbul.

Karşıyı kıyıyı ve boğazı seyrediyorum.

Ne vardı bizi bize bile küs eden.

Oysa bizim içimizle küs eden bu hırs bu intikam.

Belki kan davamız yok ama en büyük kan davam kendimle.

Oysa beni böyle sarhoş eden bu bira değil.

İçimde kalan geçmiş zamaların sarhoşluğu.

Bazen deli gönül diyor ki. -Hiç bir zaman susmadı zaten-

Al kafanı git Kaf Dağı'na.

Bul Zümrüd-ü Anka'yı diyor.

İmkansız...

Biliyorum.

Ama yinede bir amacımın olması kötü mü?

Ya çok hedeflere kilitlendik.

Yada Çok zor hedeflere.

Ama bazen bir kilit gibi kilitlendik.

Ve bakıyorum gönlümdeki yaşama hevesi elimdeki bira şişesi gibi bitmiş..

Gitmiş...

Ve az bir amaç ile yetinmeyen yüreğim.

Öyle İstanbul oldum ki şimdi.

Öyle kalabalık duygular.

Öyle yalnızlık yine.

Ne anne baba..

Ne sevgili..

Ne yolunu gözleyen çoluk çocuk...

Kayahan diyor

-işte bu bizim hikayemiz.

Ya da Peyami Safa'nın Yalnızız'ı.

-Milyonlarca kişi içinde yalnızız dediği gibi.

Bakmayın böyle şarkı ve yazarlardan örnek verdiğime.

Aslında itiraf ediyorum.

Beni şarkı, roman, hikaye...

Ne varsa akla gelen hiç bir şey anlatmadı.

Ebedi bir yalnızlıktır içimden akan.

Yada şu İstanbulu Boğazıdır içimde akan.

O kadar ayrı birbirine o kadar da yakın.

Ahh...

Ben .

İSTANBUL oluyorum.

İstanbul ben mi oluyor.

Ve benim hayatım İstanbul gibi

 
Toplam blog
: 20
: 627
Kayıt tarihi
: 06.05.08
 
 

1978 Ankara doğumluyum. Bir kamu kurumunda memur olarak görev yapmaktıyım. Edebiyatı ve felsefeyi se..