Benim özel çiçeğim..

 

Nasıl bir çiçekmiş bu, diye soracak olursanız, anlatacağım. 

 

Eşimle pazara çıkarız.. Hem de öyle böyle değil.. Hemen hemen bütün Bandırma pazarlarının abonesi gibiyiz. Benim artık öyle dört dönecek halim yok da, eşim her yerini alt üst eder.. Her yerdeki fiyatları bilir.. Ona göre alış veriş yapar.

 

Ve her pazara gittiğimizde de köylü kadınlarla sohbete girer. Hallerini hatırlarını sorar. 

 

“Ayşe abla bana koyun sütü getirdin mi?”

 

“Kız Zeynep , fasulyen pişek mi, doğru söyle…” diye diye bütün köylü kadınların hatırını sorar, gitmeye yakın da çiçekçilere uğrar ve eve bir sürü çiçekle döneriz. 

 

Geçen yıl kocaman yaprakları olan bir çiçek almış, merak ettim, 

 

“Nedir bu çiçeğin adı?” diye sordum.

 

“Bilmem ki, hoşuma gitti. Salona koyacağım. Salonda kocaman yapraklarıyla daha iyi durur.” Dedi. 

 

Çiçeklerin bakımı, sulanması, budanması ve sabah akşam konuşmaları ona ait olduğu için ses çıkarmadım. Tamam… İstediğin gibi olsun… Çiçek salona bir pencerenin altına kondu. Çiçek dediysem de kocaman yapraklar… Ama güzel. Yeşil her yerde güzeldir.

 

Fakat bir süre sonra bu çiçekte bir gariplik hissettik. Bizim güzel yapraklı çiçeğimiz akşamları toplanıyor… Yapraklarını bir araya getiriyor; sabah olunca da yayılıyor ve yapraklarını güneş ışığına doğru uzatıyor.  Akşam kapan, gündüz açıl… Bütün gözlemlerimiz bunu gösteriyor. Yani tam bir hareketli çiçek ama hareketleri yerinde… Yoksa evin içinde gezinmiyor. 

 

Akşamları insanlar gibi toplanıp, uykuya çekiliyor; sabahları da sanki uyanıp yapraklarını gerip, güneş ışığından alabildiğine yararlanmak için o tarafa doğru dönüş hareketi yapıyor. 

 

Bayağı hareketli bir çiçek. Allah Allah daha önce böyle bir çiçek, ne duydum, ne de gördüm.. Bu nedir Allahım diye İnternet’te bir araştırma yapınca, gözlemlerimizin doğru olduğuna inandım. İlginç bir çiçek, bir yaprak…

 

Bulduğum bilgiler şunlar:

 

“Dua çiçeği (Marantaceae) familyasındandır. Tropik Amerika'da doğal olarak yetişen 30 kadar türü vardır. Üzerleri desenli ve renkli çok dekoratif  çizgiler vardır.” Bilimsel adıyla maranta olarak ifade edilen dua çiçeği, ismini İtalyan botanikçi Bartolomeo Maranta’dan almaktadır. Buna ek olarak dua çiçeğine ‘calathea çiçeği’ de denmektedir.” 

 

“Dua çiçeğinin yaprakları güneşin batışından sonra şekil değiştirir. Karşıdan bakıldığında ‘dua eden insan eli’ şeklinde olduğunu düşündürtür. Bu özelliğinden dolayı maranta bitkisine ‘dua çiçeği’ denmiştir.” (onikibilgi.com)

 

“Yaprakları gece yukarı dik, gündüz çevreye dağınık pozisyon aldığından dolayı dua çiçeği demişler. İngilizcede de aynı isim verilir (prayer plant –duacı bitki).

 

“Çok sayıda dua çiçeği türü dünyada mevcuttur. Dua çiçeğinin doğum yeri tropikal bölgelerdir. Özellikle Amerika’nın kuzey ve güney kıtalarında tropikal iklimlerin yaşandığı yerler ve Karayip’in doğu tarafında maranta türlerinden bolca görülmektedir. Dua çiçeğine dünyada en çok rastlayabileceğimiz yer ise Brezilya’da yağmur ormanlarıdır.” (onikibilgi.com)

 

“Anavatanı Orta Amerika olan dua çiçeği sıcak ve nemli ortamları sever. Geniş yeşil yapraklara sahip olan dua çiçeği Türkiye'de salon bitkisi olarak yetiştirilir....”(azbitki.com)

 

Dışarıdan hiçbir etki olmamasına rağmen dua çiçeğinin gizemli hareketi dikkatli bir göz tarafından izlenebilir.

 

Bu çiçek hakkında bulduğumu bilgiler bunlar. Aslında bunlar tek bir çiçek de değil, akrabalarıyla birlikte bir “aile” oluşturuyorlar. Tabii birbirlerinden az çok farklılıkları var.

 

Fakat bu çiçek bizi oldukça eğlendiriyor. Dua ettiğini sanmıyoruz ama, geceden güne, günden geceye geçerken titreyerek yaptığı hareketleri bizim ilgimizi çekiyor. Hatta bazen hanım kızıyor. 

 

“Her akşam yatak sermeye, gündüz toplamaya  usanmadın mı be kızım..?” diye laf atıyor. Çiçek anladığım kadarıyla geceleri kendine göre  dinlenmeye çekiliyor. Sabahları ise uyanıyor. Bu esnada yaprakları oynayıp duruyor.  Bunu seyretmek eğlenceli oluyor. 

 

Allah neler yaratıyor… Bir de çiçekler hareket etmez, derler. Bence yanlış .. Dua çiçeği bayağı hareketli bir çiçek.. Hareketleri kendine göre ama var…

 

Hatta, eşimin konuştuğu sırada yapraklarını titrettiğine bile tanık oldum. İster inanın ister inanmayın.! 

 

Zaten o bütün bitkilerle ve hayvanatla konuşur. Peki, onlar ne yanıt verirler… Onu bilemiyorum..!