Beytüşşebap mucizesi

Üç gün evvel “10 şehit, 8 yaralı” haberinin geldiği Beytüşşebap, aslında bir mucizeye imza atmış!

EĞİTİM MUCİZESİ

Haber, 6 Eylül tarihli Akşam Gazetesinde yayımlandı.

Bilgilerin kaynağı, bizzat, Beytüşşebap’ın bağlı olduğu ilin, yani Şırnak’ın valisi...

Vali Vahdettin Özkan’a göre; terör örgütünün Beytüşşebap'ı seçmesinin sebebi buradaki halkın “dağı değil okulu” tercih etmiş olması... Nitekim bu yıl Beytüşşebap’lı 58 öğrenci üniversiteyi kazanmış. Ayrıca halk işinde gücündeymiş, terörle anılmak istemiyormuş.

Haberi okuyunca sanırsınız ki, PKK, Beytüşşebap’ta ilk defa eylem yapıyor.

Halktan teröre hiiiiç destek yok.

Sayın Vali, bu mucizevî gelişmeleri, Akşam’ın istihbarat müdürü Özkan Tamirak’a anlatıyor.

Tamirak, ülke çapında yayın yapan bir gazetenin “istihbarat müdürü” olduğuna göre oradaki hadiseleri herkesten önce haber alıyor demektir!

Bu istihbarat müdürü, orada 10 şehit verildiği gün bir binanın balkonundaki bayrakların askerler tarafından indirildiğini belgeleyen fotoğrafı görmemiş mi?

O bayrak, aynı gün çatışmada ölen PKK’lıların cenaze törenlerinde “gerginlik” olmasın diye indirildi.

Normal bir gazetecinin aklına şu sual gelmez mi:

Madem Beytüşşebap halkı, dağı değil okulu seçti,

Madem işinde gücünde, madem terörle anılmak istemiyor,

Bir binadaki, üstelik askerî bir binadaki bayrak niçin bu okul sevdalılarını geriyor?

Hem,  “dağ yerine okulu tercih edenler” nasıl oluyor da PKK’lı teröristlerin cenazelerine sahip çıkıyor?

Çatışmaların olduğu gün,

Türkiye son derece üzgün ve gerginken, Beytüşşebap’ta askerî aracın önüne PKK paçavrasını kimler astı?

Beytüşşebap halkı teröre kalkansa, bu teröristler orada nasıl barınabiliyor? Bu eylemleri nasıl yapabiliyor?

Bu soruların cevaplarını aramayan bir gazetecilik anlayışı nasıl bir gazeteciliktir?

Sizin gazetecilikten anladığınız resmî açıklamaları yayımlayıp, hakikatleri örtmek,

Halkın merak ettiği, sorgulanması gereken hususları es geçmek midir?

x   x   x

BEYTÜŞŞEBAP’TAKİ BİR BAŞKA MUCİZE!

Aynı tarihli Akşam, manşetten bir haber daha veriyor:“2’nci Ordu Komutanı Orgeneral Galip Mendi, Beytüşşebapı ziyarete geldi. Bir kahvede vatandaşlarla sohbet etti ve 'geçmiş olsun' dileklerini iletti. Org. Mendi çocuklarla özel olarak ilgilendi ve futbol konuştu, çikolata dağıttı.”

Haberle birlikte yukarıdaki fotoğrafı yayımladı ve fotoğrafın altına, “Org. Mendi’nin vatandaşla futbol kritiği ve sarı-lacivertli bir taraftarla sıcak sohbeti” ibaresi kondu.

Fotoğrafa dikkatle bakın, karede kaç vatandaş, kaç asker var?

Biz sadece 1 vatandaşla “sohbet” edilmekte olduğunu görebildik. Orgenaralin etrafı askerlerle dolu... Kaldı ki, çevrede mutlaka sivil korumalar da vardır.

Eee, hani, nerede terörle anılmak istemeyen, işinde gücünde olan Beytüşşebap halkı?

x   x   x

Akşam, bu güzel hikayeleri yayına soktuğu sıralarda, Beytüşşebap’tan 2 askerin daha şehit olduğu haberi geldi.

İstihbarat müdürü, bu haberi istihbar edemedi, zahir!

Çünkü haber ne gazetesinde, ne de gazetesinin internet sitesinde vardı?

E, tabii...

Böyle iyi oluyor; haberi görmeyince hiç gerçekleşmemiş gibi hissediyor insan!

O zaman ne terör var, ne saldırı, ne bölünme tehlikesi, ne acı, ne keder...

Ne var?

İşinde gücünde olan ahali...

Dağ yerine okul ve eğitim tercihi...

Ve bir Orgeneralin çocuklara çikolata dağıtması ve futbol kritiği mucizesi!

x   x   x

DEĞİŞ!

Türkü yine o türkü, sazlarda tel değişti,
Yumruk yine o yumruk, bir varsa el değişti!

Neyzen TEVFİK