Bilgilenme Amaçlı Tatil

Eğitimle ilgili tatil hakkına sahip olma şartları ile millî, politik, mesleki ve kültürel konulardaki eğitimin süresi, çeşitli şekilde düzenlenebilir.

Bilgilenme ve eğitim amaçlı tatil, gelişmiş ekonomilerin uyguladığı eğitim yöntemlerinden biridir.

Öte yandan, mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarından meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş; çocuklarımızın, adayların, ailelerin ve kamuoyunun yıllardır çektiği ıstıraba çare olabilir.

Millî Eğitim Bakanlığı ve YÖK, bu soruna bir çözüm bulabilir.

Uluslararası rekabet koşullarına uyum sağlayabilecek, üretimde görev alacak iş gücünün yetiştirilmesinde bugüne kadar uygulananlardan daha farklı yaklaşımlara ihtiyaç var.

Bilim dünyası, iş gücü ihtiyacının dörtte üçünün ön lisans seviyesinde eğitimle yetiştirilmesi gerektiğinde hemfikir…

Ancak ülkemizde iş gücü, ortalama %77 ilkokul/ilköğretim, %15'i ortaöğretim ve %8'i de yükseköğretim düzeyinde eğitimlidir.

Bu eğitim seviyesi ile endüstrimizin, gelişmiş ülkelerle rekabet etmesi mümkün değildir.

Mesleki ve teknik liselerden meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş;  çok sayıda mezuna mesleki ve teknik eğitim olanağı verir.

Mesleki ve teknik eğitimde dünya standartlarına göre çok gerilerde olan okullaşma oranımızı yükseltmek; mesleki ve teknik ortaöğretim ile yükseköğretim arasında şimdiye kadar kurulamamış olan ilişkiyi kurmakla mümkündür.

Mesleki ve teknik eğitim programlarını çağdaş ölçülere göre yeniden düzenleme düşüncesi, sorunun çözümünde anne-baba olarak bize de umut vermektedir.

Her büyük projede olduğu gibi bunda da başlangıçta “sıkıntılar” olabilir.

Gerek öğrencilerin ve gerekse idareci ve yöneticilerin el birliği ve gönülden desteğiyle bu sıkıntılar aşılabilir, inanıyoruz.

Bugüne kadar olduğu gibi fedakârlık ve anlayış göstermeye hazırız.

Yüz binlerce gencimizi ve ailelerini ilgilendiren bu sorun, bir an önce çözülüp istikrara kavuşturulmalıdır.

Mesleki ve teknik eğitimle ilgili olarak bugüne kadar alınan diğer önemli tedbirlerle birlikte, ülkemizde mesleki ve teknik eğitimde son yılların en önemli sorununa çare bulmak, geleceğimizin garantisi olacaktır.

Mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları mezunlarının, meslek yüksekokullarına sınavsız olarak yerleştirilmeleri, yükseköğretimde dört yıllık programlar üzerindeki nüfus baskısını azaltacaktır.

Sonuç olarak; ülkemizin sahip olduğu kaynakları verimli ve etkin bir şekilde kullanmak istiyorsak, mesleki ve teknik eğitimde, ortaöğretimle yükseköğretim arasında bugüne kadar kurulamamış olan ilişkiyi kurmak ve güçlendirmek gerekiyor.

Bu bağlamda mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları ve yükseköğretim kurumlarındaki fiziki yapıyla öğretmen ve öğretim elemanı kaynakları ortak kullanılarak ek kapasite yaratılabilir.

Mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarıyla meslek yüksekokulları arasında program bütünlüğü ve devamlılığı sağlanabilir.

Böylece, çağımızda kaliteli üretimi gerçekleştirebilecek, bilimsel ve teknolojik gelişime uyum sağlayabilecek, iş hayatının ihtiyaç duyduğu yüksek nitelikli ve performanslı ara kademe insan gücü de yetiştirilmiş olur.

Mesleki ve teknik eğitim teşvik edilerek bu alandaki çok düşük olan okullaşma oranı artırılabilir, daha çok gencimize ön lisans düzeyinde mesleki ve teknik eğitim olanağı sağlanabilir.

Mesleki ve teknik eğitim mezunlarının kendi alanlarında ileri meslek eğitimi almaları, yetişkin kişiler için mesleki eğitim olanaklarını da genişletir.

Bu olanaklar işletmeler, meslek okulları, meslek yüksekokulları ve üniversiteler bünyesinde gelişir, olgunlaşır.