Bilgisayar Bağımlılığı

Hayatımızı kolaylaştıran, eğlence aracımız bilgisayarlar. Teknoloji o kadar ilerledi ki, yakında yemek yapan, çamaşır yıkayan, asan, ütüleyen modelleri çıkacak.

Barış Manço gibi söylersek 7’den 77’ye herkes bilgisayar başında, hatta bu limitler alta ve üste doğru genişlemiş durumda. Bilgisayar başına oturma yaşı 3’e düşmüş meğer, İsviçreli bilim adamlarından daha ciddi bilim adamlarının verileri bunlar. Ve artık modern çağın yeni bağımlılığıyla karşı karşıyayız; bilgisayar bağımlılığı. Bu genel adı tabii. Yoksa oyun bağımlılığı, chat bağımlılığı, forum bağımlılığı, twitter bağımlılığı, facebook bağımlılığı, facebook’ta fotoğraf paylaşma bağımlılığı, tarla sürme bağımlılığı gibi bir çok alt kategorisi de var. Hatta bilgisayarlar hakkında söylediklerimizi artık cep telefonları için de kullanabiliriz. Öyle ya, akıllı telefonlar bilgisayarların yaptığı her şeyi yapabiliyor, görüntüler biraz minik ama yine de aynı işe yarıyor hatta ek olarak SMS ve BBM bağımlılığından bahsedebiliriz bu durumda.

Bahsettiğim yaş aralığının tamamında görülen bir bağımlılık bu. Arabesk şarkı sözü gibi söylersek, bilgisayarın esiriyiz canısı.

Konumuz herkes değil elbette. Konumuz kafasını bilgisayardan kaldırmayan gençler, öğrenciler. Yetişkin insanlar için de bir sorun elbette ama gençler daha işin başında. Hiç sevmediğim benzetmelerden biridir aslında ama buraya uygun düşüyor; ağaç yaşken eğilir.

Bize göre hayatının başlarında, kendilerine göre hayatın tam içinde olan gençlerin zamanlarını çok iyi değerlendirmeleri gerekir aslında. Gerçi onlara göre bilgisayar başında çok iyi değerlendiriyorlar zaten, öyle ya hiç canları sıkılmıyor. Oyun, chat, tweet falan derken zamanın nasıl geçtiğini fark etmiyorlar. Anlaşılacağı gibi, bilgisayar bağımlılığının en büyük zararı zaman. Araştırmalara göre bel-boyun-bilek ağrısı gibi fiziksel sorunlar ile psikolojik bazı sorunlara da sebebiyet veriyor bilgisayar başında çok zaman geçirmek. Benim en çok acıdığım boşa geçen zaman. Aslında başka net zararları da var bu bağımlılığın. Örneğin; savaş oyunlarında katil olma, ölüm görme gibi şeyler kişileri duyarsızlaştırıyor, acımasız kılıyor. Sanal bir kişi olarak kendi gerçekliğinin dışında birinin kılığına bürünebiliyor insan. Başta eğlenceli gelebilir ama bağımlılık dozu arttıkça kişi kendi yarattığı karakterin esiri olabiliyor. Bu tip karakterleri anlatan filmler, kitaplar bile var elbette ve doğru da. Günümüz dünyası gençlere kötü örnek olacak o kadar çok şeyle dolu ki.

İnternet cafeler konusuna hiç girmiyorum. Zaten bilgisayar nedir bilmeyen anneanneler bile zararlı bir şey olduğunu tahmin ediyor ve inanıyordu. Çünkü torun saatlerce başından kalkmıyordu. Yeteri kadar zaman geçtikten sonra yapılan araştırma sonuçları bazı verilere ulaştı ve bilim anneanneleri doğruladı.

Gerçi henüz net bir şekilde zararlı diyemiyor bilim insanları. Verileri, özellikle insanın kendi durumuyla ilgili verileri yorumlaması önemli. Israrla, en büyük zararın zaman kaybının boyutlarıyla ilgili olduğunu düşünüyorum ve iddia ediyorum.

Bilgisayar bağımlılığının zarar verme boyutuna geldiğini anlamamızı sağlayan bazı belirtiler vardır, şöyle:

İnternet ve bilgisayar bağımlılığının belirtileri arasında aşağıdakileri sayabiliriz:

 Yanlış olduğunu bildiği halde kendini durduramamak

Giderek harcanan zamanın artması

Aile ve arkadaşların ihmal edilmesi

Boşluk hissi, depresyon, bilgisayar başında olmayınca huzursuzluk veya sinirlilik

Yaptıkları konusunda yalan söyleme

Bilgisayar başında kendini iyi hissetme

Kontrolünü kaybetmek

Daha detaylı bir bağımlılık araştırması için dilerseniz aşağıdaki linkte yer alan testi yapabilirsiniz.

http://www.batem34.com/test7.asp

Bu konu önemli, zaman zaman üzerinde duracağım.