Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Eylül '12

 
Kategori
İnternet
 

Bilgisayarda Yeni Bir Uğraş

Bilgisayarda Yeni Bir Uğraş
 

Okuma formatı değişiyor artık!


Uzun ve hızlı yazmakta zorlandığım için Ekim 2011'den bu yana sanal klavye ya da Windows'un ekran klavyesini -bazen de ikisini aynı anda- kullanıyorum. Bu nedenle forum, blog vb. ortamlara aktif olarak katılamıyorum. Polemiğe varan tartışmalardan da uzakta kalmayı yeğlemek durumundayım. Ama aşağıdaki gibi PC başında yaptığım işleri anlatmak için bile bu ortamlara ihtiyaç var.

Ayrıca, çoook uzuuun ve akıcı olmayan yazıları okuyamıyorum da. Onun nedeni klavye değil, elbette.

PC'nin başında hiçbir şey yapmadan durulamıyor. Ek olarak (ve daha önemlisi) kitaplardaki yazım, çeviri ve dizgi hataları oldukça rahatsız eder beni. Selüloz kitapların yerini elektronik kitaplar aldığında bunlara bir de tarama hataları ekleniyor. (Hatta çok kişinin yakındığı 'İnternet Türkçesi'nin giderek daha da bozulmasında bu hataların payının oldukça büyük olduğunu düşünüyorum. Ama o ayrı bir yazı/blog konusu olabilir.)

Benim gibi düşünen çok kişinin olduğuna inanıyorum.

Bu yüzden yorucu ama keyifli bir uğraş edindim.

Netten indirdiğim e-kitapları -deyim yerindeyse- redakte ediyorum. İşleri tamamlandığında yani okunur hale geldiğinde internete tekrar göndereceğim/gönderiyorum. Hem okuyor, hem de başkalarının okurken aynı problemlerle karşılaşmamalarını sağlamaya çaba gösteriyorum.

Kitabın orijinalinin bulunması elbette hataların daha kolaylıkla düzeltilmesi bakımdan daha yararlı olacaktır. Ama her zaman olmuyor bu. O yüzden zaman zaman birkaç kaynakla çalışmak durumunda kalıyorum.

e-kitapların bir avantajı daha var: Çokça kullanılmayan, herkesin bilmediği ilginç konularda, metinin üzerine köprü ya da dipnot düşerek link vermek mümkün. Genellikle sözlük ya da ansiklopedi siteleri oluyor bunlar ama YouTube'dan bile link verdiğimi biliyorum. Böylece hem daha okunabilir hale geliyor, hem de bambaşka bir dünyanın içinde bulabiliyorsunuz kendinizi...

Güncel olmayan kitaplarda ayrıca bir de dil sorunu var. Kitabın yazıldığı zamanlarda çokça ve yaygın olarak kullanılan kimi sözcükler, yeni kuşaklarca anlaşılamamaktadır. Bu tür sözcük ve deyimlerin anlaşılabilir karşılıklarını başta TDK Büyük Türkçe Sözlüğü olmak üzere çeşitli sözlük sitelerinde araştırdım, bulabildiklerimi dipnot olarak ekledim/ekliyorum. Bulamadıklarım da oldu tabii..

Yaptıklarımın bir tür inovasyon gibi olduğunu düşünüyorum. Orijinalinden bazen çok çok farklı oluyor. Kopyala-yapıştır olmuyor, yani. Hiç yoktan yeni bir şeyler yaratmak değil ama başkalarının eserlerine çeki-düzen vererek ortaya yeni bir şeyler çıkarmak gibi de düşünülebilinir.

Belki başka yapanlar da vardır, ama ben rastlamadım.

Bir de; avantaj mı yoksa dezavantaj mı olduğuna henüz karar veremediğim bir durum var... En başta da dediğim gibi; bu uğraşa başladığımdan beri hep sanal klavye kullanıyorum. Henüz yeterli hıza ulaşamadım, ama çoğu zaman daha pratik oluyor gibi...

Bütün bu işlemler; bazen öyle keyif verici oluyor ki... Bir bilgisayar oyunu oynarken ya da sevdiğiniz bir işi yaparken zamanı nasıl unutuyorsanız; aynı duyguları yaşayabiliyorsunuz. Kitapların/e-kitapların az okunmasını ve Türkçenin giderek yozlaşmasını sorun edinen herkese bu uğraşı öneririm.

Elbette varsa başka önerilerinizi de yazarsanız sevinirim. Ek olarak, gözümden kaçmış hataları işaretleyip gönderirseniz mutluluğum birkaç kat artar.

Bu tür çalışmaların etkili olabilmesi için ekip halinde yapılması gerektiğine inanıyorum. Ancak, sanal dünyada ekip çalışması o kadar zor ki! :( Yine de bu tür bir imece çalışmasına sıcak bakabileceğimi belirtirim.

Blogumun sonunda önemli bulduğum bazı noktalara değineyim:

Polisiye ve bilim-kurguyla başladım, ama konu ve yazar sınırlaması -en azından şimdilik- yoktur.

Günlük en çok 35 sayfaya çıkabildim, ama ortalamam 25 civarında. Bu sayı çok düşük görülebilir ancak salt okuma ya da hata düzeltme işlemi yapmadığım takdir edilmelidir.

Times New Roman yazı tipi, selüloz/yazılı medyada daha uygun bence. PC'deki uzun yazılarda gözleri yoruyor. Bu nedenle, bu işlemlerde -genelde- Verdana yazı tipini 10 punto olarak kullandım.

Hatalardan örnekler vermek istiyorum:

TARAMA HATASI ÖRNEKLERİ:

Anacreon'daki tapmaklarda da : Anacreon'daki tapınaklarda da

asunder : aslında

ovucumda : avucumda

kızm : kızın

san : sarı (en çok da bu hata türü problem oluyor. Çünkü her ikisi de doğru! Ama tarayıcı okurken "rı"yı "n" okumuş... Anlam tamamen değişiyor tabii…)

BASKI HATASI ÖRNEĞİ:

kedi ulaşamadağı ciğere : kedi ulaşamadığı ciğere

ÇEVİRİ HATASI ÖRNEĞİ:

Belki Greta benimle evlenmeyi isteyecek ama... böyle bir şey olacağını pek sanmıyorum :

Belki Greta benimle evlenmeyi istemeyecek ama... böyle bir şey olacağını pek sanmıyorum.

Tabii, bu arada sayfa numaraları, kelime bölen tireler vb. gibi ayrıntıların da ortadan kaldırılması gerekiyor.

 

 

 
Toplam blog
: 92
: 521
Kayıt tarihi
: 01.01.11
 
 

Milliyet Bloga taşınmam kolay olmadı.. Varlığını aşağı yukarı başlangıcından beri bildiğim bu dev..