Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '15

 
Kategori
Bilim
 

Bilimsel devrimlerin yapısı

Bilimsel devrimlerin yapısı
 

google


Hayır hayır, yanlış anladınız, Thomas Kuhn’dan söz etmeyeceğim.

İyi olur, ondan da söz ederim ama ancak ve ancak negasyonla / değillemeyle / yanlışlamayla / olumsuzlamayla...

Bilimsel devrimlerin olası yapısından söz edebilmek için, tarihteki bilimsel devrim kayıtlarına bakmak gerekir.

Bu konuda Kuhn ve eserleri, çook eksik ve yanlış içerir.

Bir de biz bakalım, ne ne imiş:

Temel bilimler 4’e ayrılır:

Matematik, fizik, kimya, biyoloji.

Matematik:

Matematik şimdiye dek, 5 ana kategoride evrildi / devrimledi:

Aritmetik, cebir, analiz, mantık, geometri.

Aritmetikte devrimler, sıfırın icadı ve onlu rakam yazılım sistemidir. Bir’in yazımı, MÖ 3000’de icat edildiyse de, sıfırın yazımı taa MS 500’lere kaldı. Tarihte sıfırı icat edebilen 2 kültür var: Hintliler ve Mayalar. (Burada, Amerikalar’ın Afro-Avrasya ile tarihsel karşılaştır-karşıtlaştır’ı gerekli ama bunu geçiyoruz.)

Cebir, ‘2 + 3 = 5’ yerine, ‘a + b = c’ biçiminde bir notasyon kullanmakla oldu. MS 820 gibi gerçekleştirildi.

Analizin icadi 17. Yüzyıl’da mümkün oldu.

Mantık, MÖ 350 gibi Aristo tarafından icat edildi. Anti-Aristo sistematik mantıklar hala yok ortada.

Geometri MÖ 3000’ler gibi Mısırlılar tarafından icat edildi.

Euclid, Aristo Mantığı’na dayanarak, MÖ 200 gibi Euclid Geometrisi’ni kurdu. Onun karşısavı olan 2 geometri, Bolyai (bir Macar) ve Riemann tarafından 19. Yüzyıl’da tasarlandı. Ancak, Euclid’ni kurcalanmayı bekleyen 5 temel varsayımının onlarca kombinasyonu var. Yani, daha onlarca çeşit Anti-Euclid geometrisi sistematikleştirilebilir.

Ara şerh: Buraya kadar sayılan tüm bu kategoriler bugün, lise ders kitaplarında bile sistematik olarak mevcut. Osa, Einstein’ı bir zamanlar (1905 gibi diyelim) yalnızca 5 kişi anlıyormuş.

Fizik:

Bugünkü anlamıyla fizik 1650’lerde Newton tarafından başlandı, 1950’lerde Einstein tarafından tamamlandı (bakınız Feynman’ın Kayıp Son Dersi).

Fiziğin yüzlerce ana altdalı var. Bazılarına bakalım:

Coğrafya:

Dünya’nın yuvarlaklığı ilk kez MÖ 200’de Erastostehenes tarafından kanıtlandı ve Dünya’nın çapı hesaplandı. Ondan sonra genel kabulü, 1800 yıl gecikti.

Geoloji:

Tektonik ancak 1900’lerde başlayabildi.

Meteoroloji:

Bir kestirim dalı olduğu için, bugün bile ancak % 85 oranda başarı yakalayabildi.

Kozmoloji:

Gerçek kozmolojinin % 50’den fazlası tamam ama devamında bunun % 51 mi % 99 mu oranda olduğu konusunda sert tartışmalar mevcut. Yani, durum hala belirsiz.

Kimya:

Karbona dayalı biyokimya, yine belki % 51, belki % 99 bilgileştirilmiş durumda.

Kimyanın kimya olması 1700’lerde başladı. Elementler, 1864’te tamamlandı. Mendeleyev, 90 elementin 66’sı ile Periyodik Tablo’yu kurdu.

Biyoloji:

Yaşamın tanımı hala yapılmadı. Evrim kuramında büyük boşluklar var ama bu evrim kuramının geçerliliğini engellemiyor, yalnızca hangi evrim kuramının geçerli olacağı belirsiz kalıyor. Canlıların taksonomisinde büyük anlaşmazlıklar mevcut.

Biyoloji ancak 1800’lerin sonunda bilim durumuna yükseltgenmeye başlandı. Bugün, prionlar ve virüsler gibi ara (canlı-cansız arasında) örnekler var. Biyoloji canlılığı, oto-organize, oto-kritik, negatif entropili bir matematik olarak sistemakitleytiremiyor bir türlü. Yani, biyolojini epeyi (çoğu da saklı) temel varsayımı geçersiz.

Derleme toparlama:

Bu kadar listeden görülebileceği üzere, bilimsel devrimler de, evrimler de düz çizgi üzerinde ilerlemiyor.

Ve en önemlisi:

Bilim hala tam bilim olamamış durumda. MS 2250’de belik olur (yani bilimsel devrimlerin geçmişbilimi, bilimsel devrmilerin gelecekbilimini de kapsayabilir, kapsamayabilir de,o zaman da tümel-epistemikçe eksik ve geçersiz kalır).

Bilimsel devrimlerin yerlerine ve zamanlarına baktığımızda, onların zamanın en güçlü, en askeri, en iktisadi devletlerinde kurulduğu gibi bir sav desteklenmiyor.

Örneğin, ışık hızını ilk öne süren ve üzerine bir de ölçen kişi Danimarkalı Rohmer.

Örneğin, insanın uzayla ilişkisini ilk inceleyen ve irdeleyen kişi, Çarlık Rusyası’nda bir köy öğretmeni (Tsiolkovsky).

Örneğin, Okyanusya takımadaları halkları, yalnızca içine çeyrek çemberler çizili kare çerçeveler kullanarak, gemilerin 5 bin kilometre ötedeki av bölgelerin sağ salim getirip götürdüler binyıllar boyunca. Yazıları yoktu. Okyanusya’dan Amerikalar’a bile vardıkları sanılıyor. Kolomb’dan kesin önce, belki Vikingler’den bile önce.

Bilimin ilk beşiği sayılan Eski Yunan, ne en güçlü orduya, ne en güçlü ekonomiye sahipti. Yazısını Fenikeliler’den devşirmişti. Aristo İskender’in hocasıydı. Aristo ve İskender ile Eski Yunan da bitti, yani tam zirve sayılandan sonra.

Tüm bunları Kuhn, ya bilmez, ya da kulağının üstüne yatar da, bilip de yazmaz.

Asıl önemlisi:

Bugün 5 milenyumluk, Dünya Sistemi diye tam-sistematik bir tarih modeli var. Oradaki en güçlü siyasal / ekonomik / askeri güçlerin listesiyle, bu bilimsel devrimlerin / katma-değerlerin listesi, yer ve zaman olarak çakışmıyor hemen hiçbir zaman.

Daha da tuhafı, bu artı-değerleri yaratan dahilerin yaşamına bakıldığında, bu dahilerin neden dahi olduğu da anlaşılmıyor. Dahiler, sanki asal sayılar gibi düzensiz dağılımlı görünüyorlar. Belki tarih 10 veya 100 milenyumluk olunca, büyük sayılar kuramına göre, daha anlamlı bir dağılım elde edilebilir, asal sayılar için bu var zaten.

Bilimsel devrimlerin dağılımı, bir ana akımlar ve bir de küsurlar / kırınımlar olarak tezahür ediyor gibi. Yapılan katkı, % 50-50 gibi. Kadınlar (Madam Curie gibi) çok az gibi. 3. Dünyalılar çok az gibi. Epeyi deli bilimci var gibi.

Alman bilimci ana akımı ekolü, 1700’ler-1900’ler süresince (Gauss gibi) ana akım çizgilerinin parlak bir örneği durumunda.

Eratosthenes, Rohmer, Verhulst, Kaluza ise, kırınım / küsur örnekler durumunda.

Bunları da Kuhn yazmadı. Onun karşısavıcısı Feyerabend de yanlış yazdı.

Açıkçası, bizce Popper-Kuhn çizgisinden başlayarak, tüm bilim felsefecileri ve tarihçileri, feci bir epistemik faşizm içindeler. Beyinsel özgürlükleri sıfır. Kendilerinin ve başkalarının beyinlerini köleleştirmişler.

Eh bunları da, az gelişmiş bir ülkenin kuramsal çokdisiplinli bilimcisiyazdı işte.

Gülüp geçiniz lütfen...

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..