Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Nisan '09

 
Kategori
Bilim
 

Rollerin ve davranışların zihinbilimi 2

BİR KİTABIN 20 SAYFASININ YORUMU

Beynimiz, Güçlü Ildız, Doğan Kitap, 268 sayfa, Mart 2009.

“Çevreden gelen ses nedeniyle rahat çalışamayan kişide dikkat eksikliği vardır.” (S: 25)

Hayır. En basit, yumuşak ama sürekli uyaranlar bile, dikkati dağıtabilir. Bu, uyaranların birbirini engellemesi nedeniyle, doğal olarak gerçekleşir.

“Takıntılı kişilik özellikleri gözlenen durumlarda tam tersi olur ve dikkat yoğunlaşması durdurulamaz.” (S: 25)

Hayır. Takıntılı kişiler, içe, yani kafalarındaki takıntıya yoğunlaşırlar, dışarıya değil. Ayrıca, görmeyenler sese görenlerden daha çok odaklanabilirler, çünkü tek uyaran vardır. Bunun da takıntıyla ilgisi yoktur, konsantrasyonla ilgisi vardır.

“Hiperaktivite, beyin ön bölge duyarlılığı sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.” (S: 25)

Öncelikle: Hiperaktivite bir hastalık değildir. Apartmana kapatılan çocuk tabii ki kudurur. Çoğu bunu bastırır, bastıramayan çocuk, sokağa çıktı mı çılgınlaşır.

Vurguluyorum: Çocuk psikiyatrisinde hastalık kabul edilen durumların, organik olanlarının dışındaki tamamına yakını, ilaç şirketlerinin ve özel doktorların daha çok para kazanmak için yarattığı bir fantazidir. Diğer bir deyişle, psikiyatrinin ana akımı, tedavi ettiğini önesürdüğü hastalığın ta kendisidir, Freud’un yarattığı hastalıkların kendi ürünü olması gibi. Freud’un hastalık saydığı çoğu durum, temel akıl yürütmelerin parçalarıdır, aktarım (‘transference’) aslında ‘modelleme’dir örneğin. Yani, Freud’a göre toplam kognitif eylem bütünü, bir delilik durumudur. Zaten süperegodan dem vurması bu yüzdendir.

“DSM IV tanı ölçütlerine göre, DEHB görülme sıklığı ülkelerde bir diğerine göre 4 katı olabilmektedir.” (S: 27)

Bilimsel, tıpsal ve istatiksel olarak bu imkansızdır. Bunu imkanlı kılan, farklı kültürlerden doktorların o cümleleri farklı yorumlama biçimidir.

“Beyin ön bölge duyarlılığına örnek kişi: Sık iş değiştirir.” (S: 35-36)

Ölçüte bakar mısınız? İşsizliğin % 27 olduğu bir ülkeden değil de, arayanın her işi bulup da, beğenmediği bir ülkeden söz ediliyor sanırsınız.

“İstemsiz hareketler: Göz kırpma, ses çıkarma, yerinden zıplama, kol ve bacak atmaları.” (S: 38)

Bunlar Tourette hastalığı belirtileridir, beyin ön bölge sorunlarıyla ilgili değildir. Tourette sendromlarının nörokimyası ve nörodevreleri henüz tam bilinmiyor.

“60 yaşında. 10 yıldır şeker, 15 yıldır yüksek tansiyon hastası. 30’lu yaşlarda 3 ameliyat geçirmiş. 2 kez başına darbe almış. 2. ameliyatından sonra, 1 yıl süreyle panik atak yaşamış.” (S: 45)

Kadın düpedüz can derdinde, doktor teşhis derdinde. Burada beyin ön bölgesinin ne işi var? Bunların hepsi de post-travmatik stres bozukluğu yaratacak deneyimler.

“Duygu, düşünce ve davranışlarımız, beyinde bir terazi hassaslığında tartılarak ortaya çıkar. (S: 41)

İnsanlar genelde çok rasgele yaşar ve davranır. 3 kuşaktır, kırmızı ışıkta durmayı öğrenemeyen ülkemiz insanlarından belli.

“Panik durumu, beynin öğrenilmiş bir tepkisidir.” (S: 45)

Hayır. Panik içgüdüsel ve refleksiftir. Öğrenilmiş olan panik duymamaktır. Üstelik, ilk yardım eğitimi almış insanlar bile, kaçmaları öğretilen durumlarda bile, panik duyma ve kaçma refleksini, normlardan çok, refleksif sitemin devredışı bırakılmışlığı veya kullanılmaya kullanılmaya yavaşlamışlığı nedeniyle, gösteremedikleri için, ölüme varan sonuçlar ortaya çıkar.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..