Bilinme İhtiyacı

Sanatı bir de şöyle ele alalım:
İslam felsefesinde Kenzil Mahfi (gizli hazine) kavramı şunu söyler; mutlak iradenin kendisinin bilinmekliğini istemesi üzerine yaratılışın gerçekleştiğinden söz eder. Yaratacının bilinmeye ihtiyacı olmamalıdır; dileseydi bilinmez, yaratılış da hiç gerçekleşmezdi! Ama öyle olmadı varlığın yokluğa tercih edilmesiyle bilinmeyi istedi ve yarattıklarının da bilme borcunu ödemesi için akıl, zeka, özgür irade yetenekleriyle donattı. Yaratılış bilimleri zaten onun bilen, bilgi sahibi (El-Alim) olduğunun göstergesidir. İnsan ise yaratılışı kavrayarak, anlayarak bilgin olma yolunda ilerlerken yaratıcıya yaklaşır. Bilim yaratıcının yoludur, hakikat yoludur. Bu yoldan alıkoyanlar ise tarikat barikatlarında oyalanan, yaratılışı dolayısıyla yaratıcının mesajlarını anlamayanlardır.İnsan da bilinmeye dolayısıyla kendisini bildirmeye ihtiyaç duyar. Bilinme ihtiyacının karşılığı bilme ödentisiyle gerçekleşir. Bu etkileşimi karşılayan sosyal medya sektörü sırf bu ihtiyacımıza cevap olduğu için dünya çapında popüler olmuştur. Bilinmek, bildirmek ve bilmek doğrudan doğruya paylaşmakla ilgilidir.Bilinme arzusu da temel bir ihtiyaçtır, sosyal medya paylaşımları da insanın bilinme ihtiyacını tatmin etmeye yöneliktir. Her bildirim, beğeni ve yorum aslında bilinme ihtiyacımızı besler. Aslında bizi dışa dönük olmaya iten iç kuvvet bilinme ihtiyacı sayesinde, paylaşmaya, sosyalleşmeye, iletişim kurmaya başlarız.

Sosyal etkileşimin bir sonucu olarak bilişim (bilme/bildirme) ise bizi bir başka eyleme>>SANAT’A götürür.

Sanat paylaşmaktır, hayata iz bırakmaktır. Sanat tarihseldir, çağların ötesine uzanır. İyi yapılan her iş paylaşmayı bekler. Çünkü siz paylaşmadıkça, o şeylerin niteliği, niceliği, tanımı, anlamı bilinmez ve hiç varolmamış gibi yok olup gider. Sanatın en önemli bileşeni yüreğinizdeki sevgi, yaptığınız eyleme olan ilgi, alaka, yaptığınız işe gösterdiğiniz özendir.

Sevginizin kaynağı paylaşmak ve başkaları için bir şeyler yapmaktır. Burada fark edilmesi gereken bir diğer önemli özellikse paylaşmaktır. Paylaşılmadıkça sanatı niteleyemez ve tanımlayamazsınız. Teknolojimiz sayesinde bir zamanlar sadece küçük bir zümreye ait olan sanat bugün sosyal medya aracılığıyla hemen herkesin neredeyse günlük aktivitesi haline geldi. Hepimiz birer manken, fotoğrafçı, oyuncu ve daha fazlasına dönüştük. Bunu sağlayan tek şey teknoloji değil web denilen paylaşım ağıdır. Paylaşabildiğimiz için sanatçıya dönüştük...Unutmayın ki sizi oluşturan bütün değerler aslında insanlığın sahip olduğu toplam değerlerin sizde oluşturduğu birikiminden ibarettir. İster kalıtım yoluyla ister kültürel miras ile, isterseniz çevrenizden, eğitiminizden aldıklarınızla: siz, sizden öncekilerin toplamı ve üzerine inşa ettiğiniz değerlerin bütünüsünüz.