Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bir Avuç Kül

Bir Avuç Kül
 

 Bazı insanların ışığı göz kamaştırır. Davetkâr  vaatler sunmaz.Siz üşüşürsünüz ona, ışığa koşan pervaneler gibi. Sureti göründüğünde ekranda, oturup kalırdım başında. Bilir gibi, beylik makamından konuşmaz ama cümlelerinin içinde hayat kelâmları çıkardı.

Meral Okay'a bakmak, yaşamanın bir şaka olduğunu inandırırdı insana. Ciddiye aldığını çaktırmayacağın bir şaka! O da öyle; güler geçer, kahkahası hüznü deler.

Kansermiş meğer.

Teselliyi kendine değil, etrafına verirmiş.Eliyle sinek savuşturur gibi, son güne kadar gündeliğin uğraşlarından dem vurur, ilgiyi başka yöne çekermiş. Öyledir, inanmayız biz kıymet bilmez faniler; kiminin kahkahasının gerisindedir hüznü, dikkatli bakmayınca görünmez. Mizahını hüzne giydirir de,  ulu orta görünmediğini düşünür.

İyi bir saklayıcıdır, iyi bir dost, iyi bir kadın...Öyle diyorlar ardından.

İyilerin derdi niye eksik olmaz canından? Utanırmış insan, teselli sololarına başlamaktan. Öyle dirayetli,öyle ekseri kahkahalarla gülebilen biri...

Ben yaşamayı yük bilirdim; değilmiş meğer.

Gazeteler, ekranlar hep ondan bahsediyor,  yaşarken etmediği kadar.

Vuslatsız bir aşkın gölgesinde yaşamak nasıl bir şey; sözlerini çekip yerleştiriyorlar manşete.”Bir ölüye aşıktı” diye. Mektubunu, “Yaman” aşkını kenar süsü gibi konduruyorlar sayfalara.

Çok değil bir gün sonra, Muhteşem Yüzyıl'ın akıbetini merak ediyorlar.'O kadın' korosu başka yerden veryansın ediyor.

Öğütüyorlar; kıymetsizliğimiz çıkıyor yine gün yüzüne. Aşk herdemdir oysa, yaşarken sarılmalı, bilmiyoruz, bilmeyeceğiz...

Unutulup gidiyor; bugün dördüncü gün. Sade sızısı var ışık verdiklerinde, zonklayıp duruyor inceden inceye.

Herkes kendi hayhuyunda. Bize verilen kadarını alıyoruz her şeyin. Hüznün,sevincin.. Uygun adım yürüyoruz geçen günlerin içinde.

Tüm dünyevi hırslarından azade, ardından efsunlu ışıklar saçarak bir insan gitti...

“Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez” der gibi yaşamayı öğrenme telaşında

“köşeli bir insandım ben” diye kendine kılıçları çekip üstüne yürüyen bir bilge edalı kadının hayatı söndü...En çok, o az bulunur bakışının eksikliğini hissediyorum.

Başka bir mevsim, başka bir boyut, değer katan, fark yaratan, tepeden tırnağa kadın, tepeden tırnağa insan...Bu ne yaman zaman.

Gitmiş, iddiasız sessiz, sedasız.

Bugün dördüncü gün. Günlerin telaşında sildik, sileriz.

Savrulur gider, bir avuç kül gibi. O da öyle olsun isterdi. 

 

 
Toplam blog
: 80
: 1644
Kayıt tarihi
: 02.12.06
 
 

..