Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '12

 
Kategori
Güncel
 

Bir bakanın ağlaması ya da uyuklaması nasıl karşılanabilir?

Bir bakanın ağlaması ya da uyuklaması nasıl karşılanabilir?
 

İçişleri Bakanı İdris Nedim Şahin Gaziantep'teki bir şehit cenazesinde(Ağustos 2012)


Türkiye Cumhuriyeti tarihinde TBMM’de uyuklayan pek çok milletvekili bulunduğu az çok bilinir. Bunların çoğu da basında yer almıştır. Ne ki AK Parti iktidarlarında uyuklayan milletvekilleri ile iki bakanın sağlık durumları ya da görev yükünden dolayı sık sık ‘uyuklarken’ fotoğraflarının çekildiğini biliyor, görüyoruz. Son olarak İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin de yanda görüldüğü gibi, görevi gereğince katılmak zorunda kaldığı bir terör şehidi cenazesindeki törende için için ağlarken bir foto muhabiri tarafından tespit edilmiş. Acımasız ve sinsi terör saldırıları sonucu hayatlarını kaybeden on binlerce şehidimize Allah'tan rahmet dilemekten başka bir şey gelmiyor elimizden ne yazık ki.

Yunus Emre atamızın sekiz yüz yıl önce yazdığı gibi, yaşanılan terör vahşeti karşısında;

‘Bu dünyada bir nesneye

yanar içim göynür özüm

yiğit iken ölenlere

gök ekini biçmiş gibi' de nitelenebilecek bir sarmalın içindeyiz.

Bakan Şahin'in bu fotoğrafını bir saat önce gördüm. Ne ki ilk görüşte 'ayakta uyuklama' gibi bir etki de bırakan bu ilginç fotoğraf aklıma başka çağrışımlar getirdi. 

Bilindiği gibi ‘toplu mekanlarda zuhur eden’ bu tür uyuklamalar tedavisi mümkün olan ‘uyku apnesi’ hastalığı’ adı verilen bir hastalığın belirtisidir. Bazı kişilerin otobüste, trende, derste, toplantıda, cenazede, yemek beklerken ya da televizyon seyrederken uykuya daldıklarını biliyoruz. Bu yerinilecek ya da ayıplanacak bir durum değildir. İnsanlık hâli’ dediğimiz durumlardan biri de bir anda engellenemeyen, bu tür uykuya dalma ya da kendimizce bir düşünceye dalma alışkanlığıdır. Rahmetli beybabam bu duruma 'içinden bakmak' adını verirdi. Özellikle yorgunluğumdan, gelişmeler karşısında bunaldığım için ya da konuşmacının konuşmasındaki hitabet noksanlığından dolayı üç beş toplantıda ben de bu durumlara düşmüştüm. Bu yüzden be duruma düşen bir kişinin nasıl bir savunma tepkisi verdiğini, az da olsa utandığını, bazen da vurdum duymazlığa kapılmak zorunda kaldığını bilirim.

Öğrenciliğimden beri tanıdığım başarılı kaymakamlarımızdan eski Siirt Valisi, Aydın eski AKP Milletvekili ve eski Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç da TBMM'deki 'uykuya dalış' fotoğrafları sonucu olsa gerek görevinden alınmıştı. Şimdi emeklilik günlerini yaşamakta olduğundan, hiç sesi sedası çıkmıyor. Uyuklarken de görülmüyor! Sanırım Aydın’da yakınları ile birlikte anılarla dolu, bol kahkahalı güzel günler geçiriyordur.

Yukarıda bir cenaze merasiminde belki de üzüntüsünden olduğu halde, her nedense uyukluyormuş gibi de algılanan fotoğrafı çekilen Bakan Şahin de yakında dinlenmeye alınır sanırım. Kişi uyuklar, uyuklar da böyle 'ayakta da uyuklanmaz ki' denilecek bir durum burada görülen. Dilimizdeki 'ayakta uyumak' bu görüntüye uymasa da  Bakan Şahin’e ayakta iç geçirtecek, acındıracak, üzecek ve terörün bir an önce çözümü için düşüncelere daldıracak binlerce neden vardır, kim bilir. Kolay değil bunca terör ve güvenlik yükü çekmek!

Bence makamında, TBMM’de ya da bir törende uyuklayan ya da üzüntüden gözlerini kapayan bakanları görevden almak gerek. Çünkü üstlendikleri görevleri yerine getiremeyecek kadar yüklenmiş oldukları ve yorgunluktan uyuklamaya başladıklarına göre onlardan; uyanık olmaları gereken görevler nasıl beklenebilir, değil mi? Bence 'bakan' dediğin dayanıklı olmalı. Özü de sinirleri de sağlam olmalı. Toplum içerisinde ağlamamalı da. Çünkü onun görevlerini tam olarak yerine getirebilmesi için 'metin olması' gerekir bence. Özellikle makamındaki işleri yürütebilmesi için kesinlikle 'uyanık' olması gerekir. Yoksa çevresindekiler kendisi uyuklarken ya da yenice ayıktığında kendisini yanıltmak gibi bir eğilime de saplanabilirler.

Bakanların bir kaçının olası baskın Erken Yerel Seçim’deki yeni görevlendirilmeler çerçevesinde makamlarından olacaklarını sanıyorum. Toplum içerisinde sık sık görülmeleri gereken bakanların, öyle yorulmuş ya da yılmış gibi görülmeleri hiç de hoş bir durum olmasa gerekir. Bence içinde bulunulan güvenlik sorunları çerçevesinde arada bir uyuklayan bakan ile de yola devam edilemez ki! Geçmişimizdeki binlerce örnekten dolayı biliyoruz ki ‘su uyur düşman uyumaz!’

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..