Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Temmuz '12

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Bir bekleyiş

“YOL DEFTER” bitti derken yollar hiç tükenmedi. Hep yeni kapılar ardına gizlenmiş hikayelerle karşılaştım. “Yaşanak” olarak belirlenmiş sürecim her türlü kötü hava şartlarına rağmen devam ediyor ve edecek. Ve ben yaşı-yorum.

Bir kadın mı bilmem!  Genç kız mı? Hayatta inanmam! Yüzü öyle duru ve çizgileri öyle diri ki bakışlarını gücüyle insanı o çehrede kaybediyor. Her renk var o yüzde: Saflık, temizlik, orospuluk, hanım hanımcılık, gizem, çocuksuluk, hepsi başrolde... Kadınsı hatlar vücudunda olgun bir kadın imajı çiziyor. Kadıncıl özellikler, inatçılık, merak, dostdoğru doğallık, miniciğinden yalancılık, kaçışlar, hepsi mevcut. Şiirsel kadın hiç değil, keza derinsel de öyle. Ama çok güçlü bir silahı, varolan ve süregelmiş doğalı... Her mimiğinde, vücudunda hiçbir kasıntı hissedemezsiniz. Benim yanımda tedirgin, ürkek ve bastırılmış (tarafımdan). Beni hissediyor derinden derine nevarki hissettiklerini anlamlandıramıyor. Sadece hissediyor. Anlaşamıyoruz, üç lafta kalıyoruz. Muhabbetimiz kesik kesik. Çok yakın, çok özel, çok uzak, çok kayıtsız. Herzamanki gibi dengesizlikten öte. Ne hissediyorum bilmem ama herşey tek –net- bakışta yemekhanede gerçekleşti ve orada kaldı günümüze değin. Ne zaman mesafe buldum uzaklaştım, hep onu gördüm karşımda. Karşımda bana bilinmedik bir bakışla, karşımda beni izliyordu yorumsuz, tek laf etmeden. Bakışları beni bazen yatağımda uyurken, bazende bilgisayar monitörünün karşısında buldu. Uzun süredir ilk defa beynimde yönetmen olarak yeni bir filme başlamıştım o baş aktirisle beraber.

 

Dokunamadım, dokunamıyorum ve en kötüsü dokunmaktan korkuyorum. Aşkı bilemiyorum, unuttum diye korkuyorum. Vücudların temasından çıkan alevleri hatırlamıyorum. Tendeki elin duyumsadığı titreşımleri sanki çok eski bir hikaye dinlermişim gibi anımsıyorum. Vücudun vücutta kayışını, gerilmiş aşk tansiyonunun sekse boşalışını, yarışırcasına sevişmeleri, durgun denize dönüşen aşk ritmini ve hiç birini beynimde, beş duyu organımda, ve en önemlisi kasıklarımda hissedemiyorum.

 

Aşkı tanımlamak için çok anekdotlar yazdım! Yıllardır aşkı tecrübelendiriyorum kendimde. Nafile çabama rağmen geldiğim nokta hep bir evvelkinden farklı oldu. A..... tarife süreci nihayet sona erdi. O türden aşk bir kez yaşanır. Ve birkez de biter. Biten hiçbir şeyde yarım kalmaz. Hala açılmaya korktuğum denizler ve okyanuslar var karşımda. Ben böyleyim işte: Denizlerde, okyanuslarda yüzmeyi seviyorum.  Tıpkı balık misali sebebini bilmeden! Artık ürkmeyeceğim doğalımdan ve sorgulamayacağım... Bunca seneden sonra şunu öğrendim: BEN OKYANUSTA BİR BALIĞIM VE DİĞER BALIKLAR GİBİ YOLUMA DEVAM EDİYORUM.

Bu arada onun adı N...

25/11/98

ÇETİN EMEÇ/ANKARA

 

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..