Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '10

 
Kategori
Ankara
 

Bir ben eksiktim (resmi yazı ekinde)

Ne demekmiş efendim, devletin sahibi yokmuşmuş!!. Bürokrasideki mevcut zevat, malumları olduğu üzere çok büyük bir oranda kır kökenlidir. Eee olsun efendim, hepimiz köylü değil miyiz, neticede kent dediğin şey nedir senin denirmiş bu durumda, aklıma bu geldi hemen ardından ama engel midir bürokraside bir kentli duruşa böyle bir savunma, diye bir çıkış bulunamaz mıydı acaba, hadi bulundu diyelim buradan ne kadar ilerlenirdi ki sözün doğruluğu demoklesin kılıcı gibi başımın üstünde bir o yana bir bu yana salınıverirken?

Ah mirim, devlet dediğinin sahibi var mıdır? Bu bürokrasi ne menem bir şeydir de her bir kimseler şikayet edip durur? Vah efendim bu işler sadece bizim memlekette böyle imiş, varsın gitsinlermiş bir Avrupa'ya da görsünlermiş adamı başından savuşturup işini halletmemeyi, ne olurmuş bakalım o memurun sonu. Öleymiş tabi, bunlar hep böyleymiş bir şey bildiklerinde değilmiş, madem o kadar biliyorlarmış çıksınlarmış dışarı da alsınlarmış boylarının ölçülerini kim verirmiş onlara öyle rahat işleri, ha bir de aldıkları paradan şikayet etmezler miymiş, beğenmiyorlarsa bırakıp gitsinlermiş o paraya o işin daha da iyisini yapacak nice genç üniversite mezunu dil bilen gençler yokmuymuş? Varmış tabii, ortalık üniversite mezunu genç ve umutsuz işsizle doluymuş, ha bir de bunlara iş bulunamaması, bulunsa bile mevcut düzenin gerçekten çalışan, zeki insanların önünü tıkar nitelikte olması değilmiymiş beyin göçünün asıl sebebi, doğruymuş bu tespitte hatta daha geçen gün televizyonlarda çıkmamış mı ünlü bir Türk hekimin tıpta devrim açan buluşu al işteymiş burada olsaymış acaba ona o laboratuar imkanları, araştırması için kaynak sağlanabilirmiymiş tabii ki hayır ayın sonunu nasıl getirebilirimi bir düşünseymiş de buluşu on kalsınmış Türkiye'de ancak bu yapılabilirmiş.

Ne olacakmış yani, kır kökenli olmak suçsa "O"na ne demeliymişim, o da kır kökenliymiş ama bakacakmışım o değilmiymiş "hayır" deyip böyle bir taltifi kabul etmeyerek taa İrlandalarda yüksek lisanlar yapıp memlekete "vıttırı mınto" sistemini getirip alanında uygulanmasını temin etmek için üstleriyle kavga bile eden, buna ne denirmiş?

İçinden çıkamayınca böyle susarmışım, efendim bizim tek kabahatimiz birbirimizi çekemememizmiş bunu aşabilseymişiz ve ah şu zekamızı olumlu şeylerde bir kullansaymışız kırlıymış köylüymüş boşmuş o zaman görürmüşüz gelişmeyi o zaman dünya görürmüş bizi, ah bir birbirimize düşmeseymişiz.

Çıkış yoluna yeniden bakma gereği gösterdikten sonra, bu değil mi başlığın altına konulan şikayet konusu olan zaten, kır kökenli bürokrasinin ne zaman kentli yetiştirdikleri erkân'da yer tutar ne zaman oturulan koltuklardan ibaret olmadığını yaşamın ve orda aslında kendilerinin de huzur içinde yaşayabilecekleri bir dünya için çalışılması gerektiğini kavrarlar o zaman adam olur bu memleket çıkarımı yapılabilirdi, ama yeterlimiydi bu herkesçe bilinen gerçeği bir kez daha saptama zahmetine girmek ya da değer miydi onca arayıştan sonra bu en temel en iptidai noktaya bir kez daha hak vermek?

Tamammış o da bunu söylemişmiş zaten, aynıymış dedikleri lafı dolandırmanın ne gereği varmış ve bu konunun kır kökenli olmakla ne alakası varmış. Asıl anlamayan benmişim efendim, memleketin sorunu zaten biliniyormuş boş şeylerle uğraşmak yerine eğer bir şey yapmak istiyorsam oturup doğru dürüst şeylerle uğraşmalıymışım.

Katman eklemesi gerçekten zordu, kolay anlatmak kolay anlaşılmak kadar kolay değildi ve aslında zoru başardıklarını zorun ne olduğunu, başarının neler gerektirdiğini kavrayacak kadar düşününce farkına varılırdı asıl meselenin, neydi başarı?

 
Toplam blog
: 6
: 362
Kayıt tarihi
: 12.02.09
 
 

Artık ikinci satıra geçme zamanının geldiğini fark etmem, kendi hakkımda öğrendiğim temel gerçeklerd..