Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Kasım '07

 
Kategori
Mizah
 

Bir blogcu nasıl kitap çıkarır?

Bir blogcu nasıl kitap çıkarır?
 

Benim hayatta iki hayalim vardı. Biri bir zaman makinası yapıp geleceğe gitmek, diğeri ise kitap çıkarmak. Zaman makinası yapmayı henüz başaramadım. Bu nedenle kitap çıkarmaya karar verdim.

Benim gibi yetenekli bir yazarı yayınevleri kapacaklardı anında tabii. Kendimden emin bir şekilde büyük bir yayınevine telefon açtım.
"Alooo."
"Buyurun..."
"Ben Kemal Kara..."
"Buyurun..."
"Bir kitap çıkaracağım da sizin yayınevinizi tercih ettim."
Şimdi burada hemen beni davet edeceklerdi tabii. Bu onlar için bulunmaz fırsattı.
"Beyefendi dosyanızı bize mail atın." Çaaaattt. (Telefon kapanma efekti)
Nankörler. Cahil insanlar.

Efendim nedense aradığım her yayınevi bir şekilde beni savuşturuyordu. Hiç bir editör benimle görüşmüyordu. Sadece "Dosyanızı yollayın" diyorlardı sonra "Çaaatttt."

Bendeniz tabii inatçı bir kişiliğe sahibim. Bir yayınevini gözüme kestirdim. Yayınevinin başındaki muhteremin çapkın bir adam olduğunun da tiyosunu aldım. Bu benim için bir yol olabilirdi. Lafı uzatmayayım sıkı bir makyajla kadın kılığına giriverdim. Bu beyefendiyi aradım sesimi incelterek.
"Alooo..."
"Buyurun hanımefendi..."
"Beyefendi ben Kamile..."
"Buyurun Kamile hanım..."
"Sizinle buluşmak istiyorum... Size hayranım..."
"Aaa.. Öhhööö... Ama ben sizi tanımıyorum."
"Tanışırız canım... Hem bir kitap projem var onu da anlatırım."
"Elbette. Elbette. Cebinizi verin bana. Bu akşam istediğiniz yerden alırım sizi bir yemek yeriz. İçeriz. Benim bildiğim bir otelin kafesi var..."
Lavuk yemekten sonra odaya atıp götürecek bizi belli.
"Ay ne güzel..."

Efendim akşam çapkın yayıncı aldı bendenizi... Beraber yemeğe başladık. Adam yılışık. Asılıyor. Ben de hikayelerimi anlatmaya çalışıyorum.
"Kamile hanım hikaye anlatmayın bana. Gelin odaya çıkalım uzanalım şöyle bir."
"Yahu" diyorum içimden. "Bir kitap çıkarmanın bedeli amma ağırmış."
Velhasıl ben kitap çıkarmaya çalışırken adam karşımda bir an evvel başka bir şeyini çıkarmaya çalışıyor.
"Haydi çıkalım odaya Kamile hanım..."
"Eh çıkalım" dedim ben.
Orada dosyamı okuyup tüyeceğim tabii.

Efendim odaya çıktık. Oda servisi geldi. Şampanyalar patladı. Ben dosyayı çıkardımki lavuk da üstüme çullunmaz mı efendim?
"Kamile hanım dayanamıyorum. Bu gecenin sonunda değil kitap sizi bile piyasaya sürerim ben yeter ki direnmeyin..."
Efendim baktım olacak gibi değil peruğumu çıkarıp bağırdım.
"Çekil ayı. Çekil..."
Bizimki şokta...
"Anaaaa..."
"Yaaaaaaa...." dedim ben... "Erkeğim kardeşim ben. Kitabımı görüşelim diye kadın kılığına girdim naş" dedim.
Bizimki, "Benim için erkek de farketmez" deyip çullunmaz mı üzerime. Allah'tan ev sahiplerinden kaça kaça alışmışım kaçmaya. Şampanya şişesini bu yayıncı kılıklı magandanın kafasında patlatıp tüyüverdim oradan. Sonuçta o gece kitabı çıkaramadık ama cevahiri de kurtarmış olduk.

Yayınevleriyle yaşadığım olaylar o kadar çok ki efendim. Özetleyim en iyisi.
Bir büyük yayınevinin patronunu telefonda Orhan Pamuk takliti yaparak aradım. Bizde şans yok ki meğer o an Orhan Pamuk adamın yanındaymış. Rezil olduk tabii.

Bir başka yayınevine Cengiz Aytmatov'un yeğeni Dengiz Aytmatov diye gittim. Tam heriflere yedirecektim ki numaramı yayınevinin muhasebe müdürü benim eski ev sahiplerinden biri. Tanıdı lavuk beni. Kaçtık tabii.

Efendim neticede her türlü numarayı denedim ama olmadı. Haaa bu kitabı nasıl mı çıkardım. Vallahi benim yeni ev sahibi ahçı. Bayağı varlıklı bir adam. Bu tuturmuş, "Ben yemek kitabı çıkaracağım" diye. "Ben yardımcı olayım" dedim. Kaptım heriften parayı. Gittim matbaaya kendi kitabımı bastırdım. Anaaaaa. Ev sahibiiim. Elbette kaçıyorum. Baaaayyyy.... (Kitabımın adı Çılgın Günler Türkiye, Yazar: Kemal Kara... Tunç Yayıncılık'tan)

 
Toplam blog
: 179
: 2576
Kayıt tarihi
: 21.01.07
 
 

Barışa ve kardeşliğe inanıyorum. Türkiye'nin yaşadığı tüm sorunların kardeşlikle çözümlenebileceğ..