Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Haziran '09

 
Kategori
Mizah
 

Bir demet fıkra...

Bir demet fıkra...
 

Müthiş öğrenci...

Olay, bir üniversitede profesör ve öğrencinin başında geçer. Öğrenci yemekhanede boş yer bulamadığı için profesörün yanına oturur. Profesör bu durumu kabullenemez ve çocuğa;
- Öküzlerle kuşlar aynı masaya oturamaz! der.
Çocuk hiç bozuntuya vermez ve;
- O zaman ben uçayım! der ve kalkar.
Profesör durumu sindiremeyince öğrencinin sınavdan kalması için elinden geleni yapar ama çocuk bütün sorulara eksiksiz cevap verir. Bunun üzerine profesör;
- Sana bir soru soracağım. Yolda karşına iki kese çıktı. Birinde akıl, birinde para var. Hangisini alırdın?
Öğrenci;
- Parayı alırdım.
Profesör;
- Ben aklı alırdım.
Öğrenci;
- Doğaldır insan neye ihtiyacı olursa onu alır!
Çıldırmak üzere olan profesör, örencinin sınav kağıdına büyük harflerle "ÖKÜZ" yazar ve verir. Odadan çıkan öğrenci birkaç dakika sonra gelir ve;
- Hocam imzanızı atmışsınız ama notum nerede, der!!!

*********************************************************************************************

Ne görüyorsun?

Karı koca birlikte tatile çıkarlar. Gittikleri yerde kamp kurarlar. Tatillerinin ikinci gününün akşamı güzel bir yemek yiyip uykuya dalarlar.

Birkaç saat sonra kadın uyanır ve kocasını da uyandırır. Adam uyku sersemidir güzel bir rüyadan uyandırıldığı için de biraz kızgındır.

"Ne oldu? Ne istiyorsun?" diye sorar.

"Yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle. "

Adam gökyüzüne bakar ve cevap verir:

"Bunun için mi uyandırdın beni? Baktım işte. Bir sürü yıldız görüyorum, ışıl ışıl parlayan milyonlarca yıldız."

Karısı tekrar sorar:

"Peki, bu sana neyi gösteriyor?"

Artık iyice uykusu kaçan adam biraz düşünür ve cevap verir:

"Teolojik olarak Tanrının kudretini ve kendi acizliğimizi görüyorum. Felsefi olarak, evrenin sonsuzluğunu ve onun karşısındaki önemsizliğimizi görüyorum. Astronomik olarak galaksilerin, yıldızların, gezegenlerin varlığını görüyorum. Yıldızların konumuna bakarak saatin 3 olduğunu, meteorolojik olarak da bugün havanın çok güzel olacağını görüyorum. Niye sordun bunu bana? Sana neyi gösteriyor?"

"Çadırımızı çalmışlar...''

********************************************************************************************

Serseri...

Dünya nimetlerine önem vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karsılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa:

"Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem!" der.

Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin su karşılığı verir:

"Ben çekilirim!"

********************************************************************************************

Prensip...

Temel işe girmiş, ay başında maaşını alınca bir de ne görsün zarfta 100 lira fazla var, sesini çıkarmamış, parayı bir güzel harcamış.

Bir sonraki ay gelince bu seferde zarftan 50 lira eksik çıkmış. Temel köpürmüş;

"Maaşım 50 lira eksik böyle hatayı kabul etmem!" diye bağırınca;

"Peki 100 lira fazla aldığın zaman niye sesini çıkarmadın?" diye sormuşlar. Temel:

"Prensibimdir, ilk hatayı affederim."

********************************************************************************************

Şıp diye...

Adam, tıklım tıklım dolu bir hipermarketteymiş. Alışveriş eden çok güzel bir kadının yanına sokulmuş:

"Afedersiniz hanımefendi, karımı kaybettim bulamıyorum, benimle biraz konuşur musunuz?"

Güzel kadın tepkili bir şekilde:

"Karınızı kaybetmenizle benim ne ilgim var?"

Adam izah etmiş:

"Rica ederim, lütfen yanlış anlamayın. Ne zaman güzel bir kadınla iki çift laf etmeye kalkışsam, karım şıp diye damlar da."

*******************************************************************************************

Patates Tarlası...

Nebraska'da yaşlı bir adam yaşardı. Patates ekimi için bahçeyi bellemesi gerekiyordu, lakin bu çok zor bir işti. Tek oğlu olan David ona yardım edebilirdi, fakat o da hapisteydi. Yaşlı adam oğluna bir mektup yazdı ve müşkülatını izah etti.

****
Sevgili David,
Patates bahçemi belleyemeyeceğimden, kendimi çok kötü hissediyorum. Bahçeyi kazmak için oldukça yaşlanmış sayılırım. Burada olsan bütün derdim bitecekti. Biliyorum ki sen bahçeyi benim için hallederdin.
Sevgiler
Baban ****

Bir kaç gün sonra oğlundan bir mektup aldı.

****
Babacığım,
Allah aşkına bahçeyi kazma, ben oraya cesetleri gömmüştüm.
Sevgiler.
David
****
Ertesi gün sabaha karşı saat 04:00' de FBI ve yerel polis çıkageldi ve tüm sahayı kazdılar, lakin hiç bir cesede rastlamadılar. Yaşlı adamdan özür dileyerek gittiler.

Aynı gün yaşlı adam oğlundan bir mektup daha aldı.

**** Babacığım,
Şimdi patatesleri ekebilirsin. Bu şartlarda yapabileceğimin en iyisini yaptım.
Sevgiler
David
*******************************************************************************************

Yapboz...

Kadının biri umutsuz bir şekilde kocasının işyerine telefon eder:

"Bir yap-boz yapmaya başladım ama olmuyor. Moralim çok bozuk kocacığım…"

"Sakin ol sevgilim, bir örnek var mı önünde?"

"Evet kutunun üzerinde bir horoz resmi var ama yapamıyorum, bütün parçalar birbirine benziyor!!!"

"Önemli değil hayatım, az sonra eve gelirim beraber deneriz…"

Adam eve döner ve karısını yap-bozun önünde hıçkırıklar içinde bulur:

"Ah sevgilim, ah tatlım benim… Gel mısır gevreklerini kutusuna geri dolduralım ve bundan kimseye bahsetmeyelim…"

*******************************************************************************************

Ruj İzi...

Bir kız yurdunda kalan kızlar temizlik görevlisi adama çok gıcık olurlarmış. Her gün yurttaki bütün kızlar rujlarını sürer, tuvalet aynalarını öperlermiş. Bir sürü ruj izi olan aynaları temizlemek de çok zormuş. Temizlik görevlisi her gün her gün dayanamamış ve kızları müdüre söylemiş. Müdür kızları ve temizlik görevlisini tuvalete çağırmış. Müdür bakmış bütün aynalarda bir sürü ruj izi... Durumu anlamış ve temizlik görevlerisine "tamam, başla" der gibi kafasını sallamış. Kızlar ne olduğunu anlamamış tabi. Temizlik görevlisi fırçayı almış eline tuvaletin içindeki suyla bütün aynaları yıkamış. Sonra da kızlara;
- Hadi sıkıyorsa öpün bakayım şimdi aynaları, demiş.

*******************************************************************************************

Umarım fıkraları beğenmişsinizdir.Yorumlarınızı bekliyorum...

 
Toplam blog
: 52
: 1454
Kayıt tarihi
: 23.10.07
 
 

Merhabalar. 1997 Antalya doğumluyum. Zonguldak'ta yaşıyorum. 2007'de aranıza katıldım. Burası ben..