Bir dilek tut

Değerli okuyucularım, son 20 gündür park olmaktan çıkıp demokrasi müzesine dönüşen Gezi Parkı’nda her geçen gün kardeşlik şarkıları değil, biber gazı ve polisin postal sesleri hâkim olmaya devam ediyor. Bizler, bu ülkenin gençleri olarak Gezi Parkı direnişinin diyalogla çözülebileceğini biliyoruz ancak olmadı. Kısa süre içerisinde çözümlenmesi gereken olaylar gün geçtikçe büyüyor ve bu şekilde davranıldığı sürece devam edeceğinden kimsenin şüphesi olmasın.

Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları tarafından zaferlerle kazanılan ülkemiz bir kaosun içerisine sürüklenmektedir. Bugün başımızda; “Çık yoksa çıkarmasını bilirim” diyen devlet var, gece karanlığında binlerce insanın bulunduğu Gezi Parkı’nı dağıtılıyor. Hani devlet söz vermişti. Söz namustur. Devlet halkın güvenliğini sağlamak zorundadır. Böyle güvenlik mi sağlanır. Hem parktakiler kim? Panik içinde koşturan insanlar, çadırların içinde ezilen gençler. Üstelik o kadar çok çocuk ve yaşlı var ki Gezi Parkı’nda. Aslında, hepimiz sorunun barışçıl yöntemle çözüme kavuşacağı konusunda oldukça umutluyduk. Meydanlardaki barikatlar kaldırılmış, bazı örgütlerde parkı terk etmeye başlamışlardı. Daha sonra çok sayıda vatandaş parka akın etmişti. Kalabalığı görenler de polisin müdahale etmeyeceğini düşünüyorlardı. Ama dokunulmayacak denilen Gezi Parkı savaş alanına döndü. Ey ülkemi karıştırmaya sebep olanlar. Gezi parkında olan kardeşlerimiz bu ülkenin vatandaşı değil mi? Bu kardeşlerimiz milletimizin bir parçası değil mi? Neden bu kadar kin ve nefret duygusu içerisindesiniz? Neden şefkatli davranmıyorsunuz? Bizleri kendi ahlaki değer yargılarınızla yargılamaya kalkmayın. Bu ülkenin kurucusu olan Ulu Önderimize ayyaş demeyin. Bu ülkenin aydın gençleri olarak, yurdun dört bir yanında yürüyenlerin halkın bir parçası olduğunu unutmayın. Ve unutmayın ki taksimdeki kardeşlerimizinde hükümeti olmalısınız, hepimizin başbakanı olmalısınız. Çözüm üretilmesi gerekilirken olaylar gün geçtikçe daha da büyüyor. Umarım en kısa sürede olaylar yatışır. Bu güzel ülkemin güzel insanları ve gelecekte ülkemizi ileriye götürecek çocuklarımız geceleri daha rahat ve huzurlu bir şekilde uyurlar.

Aydınlık ülkemin güzel insanları adına dileğim, tam bağımsız ve gerçekten demokratik güzel ülkemizde dürüst yurttaşlar olarak özgürce yaşayalım.