Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '20

 
Kategori
Tarih
 

Bir Filozof Devlet Adamı

HENRY AGARD WALLACE

 

Geçmişte dünyaya, ülkesine, şehrine, kasabasına, köyüne, kendi yaşamını, kariyerini bile feda etme pahasına olağanüstü hizmetler, güzellikler, refah, huzur, barış getirmek için mücadele etmiş iyi insanlar, iyi yöneticiler, iyi girişimciler, iyi devlet adamları, iyi bilim insanları bazen tarihin tozlu raflarına kalkıyor ve isimleri unutulmaya yüz tutuyor. İlginçtir, o “büyük” insanların hatırlandığı ve raftan gün ışığına tekrar çıktığı anlar; genellikle insanlığın, toplumların, devletlerin kriz yaşadığı tarihsel kavşak noktalarında oluyor.    

Covid 19 salgını ile beraber dünyada ve Türkiye’de ortaya çıkan tarım ve gıda riskleri ile ilgili üretilen pekçok uluslararası araştırma yazısında, Büyük Buhran döneminde 1933’ten itibaren Amerika Birleşik Devletleri’ni (ABD) yöneten Başkan Franklin Delano Roosevelt ve ekibinin ekonomik krizi aşma yönünde ortaya koydukları New Deal-Yeni Düzen politikalarına atıflar yapıldı, fakat en azından kendi okuduklarımdan hiçbirinde o dönemin efsane Tarım Bakanı Henry Agard Wallace’ın adını görmedim. Bu kısa yazımda, umarım bir başlangıç olarak, kendisinden bahsetmek ve onun bilime yatkın ve tüm insanlığı kucaklayan barışçı devlet adamlığına ve filozof yaklaşımına bugün dünyanın ne kadar çok ihtiyacı olduğunu ileterek kendisini anmak istiyorum.

1888 yılında ABD’nin Iowa eyaletinde doğan Wallace, çiftçi bir ailenin çocuğuydu. Ama bu sıradan bir çiftçi aile değildi, babası da kendisi gibi tarım bakanlığı yapmıştı. Wallace, kendisine aileden miras çiftçiliğe devam ederken, Wallaces’ Farmer adlı dergide genç yaşlarından itibaren tarım politikaları ile ilgili makaleleri yayınlanıyordu, derginin editörlüğünü de yapıyordu. Birçok ulusal dergide de tarım ekonomisi ile ilgili yazıları yayınlanıyordu. Ta ki Roosevelt onu keşfedene kadar.. 1932-1940 yılları arasında Wallace, Roosevelt’in tarım bakanlığını yaptı ve ülkeyi Büyük Buhran’dan çıkaran, çiftçileri tekrar ihya eden ve özellikle mısır ile ilgili bizzat kendi takip ettiği inovatif ve bilimsel çalışmalarla ABD’deki gıda krizini sonlandıran büyük projeleri fikir olarak ortaya koydu ve mükemmel biçimde icra etti. Bu başarılar kendisine 1940-1944 arası ABD Başkan Yardımcılığı koltuğunu getirdi. 

Dünya barışına yönelik söylemleri, ABD’nin emperyalist politikadan ziyade serbest ticarete dayalı bir global politika izleyerek hem kendi refahını hem de dünya ülkelerinin refahını arttırması şeklindeki görüşleri, militarist politikaları ve SSCB düşmanlığını reddetmesi, Soğuk Savaş’a karşı çıkması, sosyal demokratik iç politika söylemleri, devletin silahlanmaya ayıracağı bütçenin bir kısmını 3. dünya ülkelerinin refahına yönlendirmesi gibi politika önerileri sebebiyle derin Amerika’nın öfkesini çekti ve 1948’den itibaren siyasetten çirkin şekilde tasfiye edildi. Kendisine yönelik sistematik öfke, FBI soruşturmaları ve açılan uydurma komünistlik suçlamalı davalarla 1950’lerde de sürdü. 

“Hayalperest-Dreamer” diye yaftalandı ve Amerikan iç yapısını sorgulayan insancıl ve evrensel yaklaşımları yıllarca tartışıldı, ama en büyük siyasi rakipleri, düşmanları ölümünden sonra bile onun hakkını teslim ettiler, “ABD ve ötesinde dünyanın yaşam standartlarına büyük katkılar sağladığını” itiraf ettiler. O da ölene kadar çalıştı, konuşmalar yaptı, kendi çiftliğinde sebze meyve yetiştirdi, yaşadığı politik yıkıntılara ve uğradığı haksızlıklara rağmen hiçbir zaman pozitif bakış açısını, iyimserliğini kaybetmedi. Toprağa bağlı doğdu ve kendi toprağında son anına kadar toprakla içiçe kalarak ebediyete göçtü. 1963’te öğrencilere yaptığı bir konuşmada şöyle diyordu: “Toprağı zenginleştiren yoğun bir çalışma, vücudu kuvvetlendirir ve ruhu arındırır”.                   

Wallace’ın adını ilk defa Oliver Stone’nun 6-7 yıl kadar önce TV’larda yayınlanan “ABD’nin Gizli Tarihi” isimli belgeselde duymuştum. Kendisinin tarım ile ilgili çalışmaları, multi-disipliner akademik çalışmalara bugün de çok değer. Buradaki mütevazi satırlara sığdırması mümkün olmayan bu büyük ve sıradışı devlet adamının, insan ayrımcılığının (din,dil,ırk..) her türlüsüne karşı olup insan haklarının her zaman yılmaz savunuculuğuyla dünya vatandaşlığına inanan bu iyi adamın hayatını, özellikle onun dünya barışıyla ilgili görüşlerini, kitaplarını; geleceğin liderlerinin, genç kuşağın muhakkak okumasını dilerim.

---------------------------------------

1) "The Untold History of the United States" belgeseli, 2. Bölüm, yapımcı Oliver Stone.

2) American Dreamer: A Life of Henry A. Wallace, John C. Culver & John Hyde, biyografisi.

3) Toward World Peace, Henry A. Wallace, 1948'de kendi yazdığı kitap. 

 
Toplam blog
: 30
: 349
Kayıt tarihi
: 06.01.18
 
 

Aydın'da dünyaya geldim. İlk ve orta öğrenimimi Aydın'da tamamladıktan sonra İstanbul Teknik Üniv..