Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Eylül '09

 
Kategori
Spor
 

Bir Garip Milli Takım

Bir Garip Milli Takım
 

09.09.09 tarihi hepimizin hafızasında çok kötü anılar bıraktı. Bir tarafta büyük sel felaketi, diğer tarafta gelen şehit haberleri, milli maç öncesi tadımızı temelli kaçırdı. Bu acı haberlerle dolu günde Bosna'dan alacağımız bir güzel haber teselli olamazdı ama belki bir anlığına da olsa üzüntümüzü dağıtacaktı. Fakat beklenen olmadı ve her zaman kıyısından dönmeye alıştığımız uçurumun, bu kez tam da içine yuvarlandık.

Bu tür maçları bundan önce birçok kere kazanmıştık. Hemen hemen bugünkü gibi bir durumda Norveç'i Oslo'da, Ukrayna'yı Kiev'de mağlup etmeyi başarmış, son Avrupa şampiyonasında maçların son saniyelerine kadarki mücadele ve hırsımızla adeta efsane olmuştuk. Ama bu olaylara hep iyi yanından baktık. Norveç'i deplasmanda yenerek işi kendi evimizdeki Bosna maçına bırakınca bu işi nasıl olup da bu raddeye getirdiğimizi, ya da Çek Cumhuriyeti'ni 3-2 yenerken nasıl bu maçta 2-0 geriye düştüğümüzü hiç düşünmedik. Her zaman mücadelemiz ve inancımız ile övündük; tabiri caizse, zamanında atalarımızın savaş meydanlarında gösterdiği azmi sahaya yansıtmamızdan gurur duyduk ve zor olduğu için değeri kat be kat artan sevinçlerimizin hatalarımızı örtmesinden hiç de şikâyetçi olmadık.

Şunu düşünmek gerek: Estonya'ya deplasmanda, Belçika'ya kendi sahasında puan kaybeden, Bosna'yı İstanbul'da zor bela yenen ve ne olursa olsun İspanya'ya iki maçta da mağlup olan bir takımın mı üstte olması daha hakkaniyetlidir yoksa Belçika ve Ermenistan'ı iki maçta da mağlup edip Estonya'ya yedi gol atan takımın mı? Olaya bugünkü maç penceresinden değil de grup maçlarının başladığı tam bir sene öncesinden bakıldığı zaman bugün Bosnalıların yaşadığı mutluluğun hiç de haksız bir mutluluk olmadığı ortaya çıkıyor.

Biz toplum olarak işimizi hep son gün yapmayı severiz. Rutin bir hayattan ziyade heyecan yaşamak neredeyse alışkanlığımız olmuştur. Çok çabuk parlar, çabuk tepki veririz. Zor zamanlarda kolaylıkla bir araya gelir olumsuz durumdan kurtulmak için var gücümüzle çalışırız. Sizce tüm bu özelliklerle geçen elemelerde her şey çok güzel giderken Malta ve Moldova gibi rakiplere puan kaptırıp son bir can havliyle Norveç ve Bosna'yı yenmemiz ya da son Avrupa şampiyonasında ilk maçta Portekiz'e kaybedip İsviçre maçının ilk yarısını geride kapatıp, ikinci yarıdan itibaren ayağa kalkarak yarı finale uzanmamız arasında bir benzerlik yok mu? Evet, tam da toplumumuzun karakteristiğini yansıtan bir milli takımımız var.

Sonuç olarak bir tarafta Faroe Adaları'na takılabilecek ama diğer tarafta Almanya'yı da yenebilecek nitelikte bir milli takımız. Zira maçlarımızın sonuçları rakiplerimizin gücünden ziyade bizim o günkü hâletiruhiyemiz ve duygularımızla yakından ilgili. Şayet kazanmak zorunda değilsek yelkenleri suya indirebiliyor aksi takdirde ise değme fırtınaların gemimizi batırmaya yetmeyeceği kadar güçlü durabiliyoruz. Yarı final oynadığımız son Avrupa Şampiyonası'nda sizce toplam kaç dakika önde oynadık? Ben söyleyeyim; İsviçre maçında 1, Çek Cumhuriyeti karşısında 2 ve Hırvatistan karşısında 0. Yarı final maçında turnuvada ilk defa öne geçtik ve 4 dakika skor lehimize devam etti, o maçı da kaybettik. Bu trajikomik istatistiğin anlamı bizim maalesef dört başı mamur bir takımımız yok sadece çok iyi mücadele ediyoruz, o da bizi ne batırıyor ne çıkarıyor.

Tüm bunları düşününce bugün 2010 Dünya Kupası'nda çok büyük olasılıkla olmayacağımız için burukluk ama en azından istikrarlı ve hak eden bir takımın bu vizeyi almasından da memnuniyet duyuyorum. Dileğim öncelikle yazının başında bahsettiğim gibi doğal afetler ve terör olaylarının tekrarlarının yaşanmaması ve gerçekten çok yüksek bir potansiyeli olan milli takımımızın artık hatalarından ders alarak bilinç ve futbol doğrularına dayalı bir standardı yakalayıp işini hiç bir zaman son dakikaya bırakmaması.

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..