Bir Kadının Seks Günlüğü

Afişine iç çamaşırı giydirilerek vizyona giren “ Bir Kadının Seks Günlüğü” adlı yapım, afişi ne kadar sansüre uğramış olsa da, sinema yazarlarının hava da kalan klişe yorumlarının arasında “Hayat” ve “Yaşamak” adına altı çizilebilecek noktaları hatırlatan yasak içerikli bir eser.

Bulutların Üzerinde Tutkularınızla Buluşmak

İnsanoğlu her zaman kendi kendine bu soruyu sormaktan geri durmaz. “ insan ne için yaşar?”. Gerçekten her insana göre farklı anlamları vardır hayatın. Buna her insan erken yaşta karar verebileceğimi gibi bazılarımızda çok geç ve durmadan kararlarımızı değiştirebilme hakkına sahibiz.

Tutkular hayaller belki de insana en fazla yaşam konusunda heyecanlandıran düşüncelerdir. Valleria’yı bu özelliği ile tanıyoruz . 28 yaşından 5 dil bilen, kariyer konusunda birçok özelliğe sahip, bir o kadar çekici ve aynı zamanda sekse düşkünlüğüne dışarıya kolayca yansıyabilen bir kadın. Büyük annesi ile o küçükken bindiği salıncaktan geçmişi, geleceği, tutkularını sorgulayan bir kadın portesinin çizildiğine tanıklık ediyoruz.

Valeria gençlik yıllardan başlayacak kendi güncesi ile çok cesur bir şekilde karşımıza çıkıyor. Belki de anlatmak istediği insanın yaşaması gereken duyguların yasaklık derecesi olmaması olarak anlayabiliyoruz. Günlüğüne durmadan başka kadınlar için yanlış gelen ilişkilerini kaleme alsa da, her zaman yasak elmayı yemekten, tatmaktan geri duramadığını görüyoruz. Toplum için tartışılamaz kutsal birliktelikleri keskin bir dille tanımlıyor ve eleştiriyor.

Tutkularını çok fazla sorgulamadan hayatın bu şekilde devam edeceğiniz düşünürken, yalnızlık ve hayatın içindeki karanlık boşluk Valeria’yı buluyor. Hayatın her zaman istediği gibi gitmeyeceği gerçeğinden uzaklaşarak bir şekilde korktuğuna benzemeye başlıyor. Belki de en büyük hatası bu oluyor. Aşka uzanmak, ona sahip olmak, aşkın tutkulardan daha önemli ve sonsuz olduğunu anlamaya başladığı sırada, hayatta yasak elma olarak gördüğü aşkın kendisi olduğunu anlıyor ve tadıyor. Hemcinslerinin düştüğü yanlış içinde, kendi korkularıyla değil tüm kadınların endişeleri yaşıyor. Yine bir salıncak, geçmiş özlemi ve gözyaşı... Erkeklerin hep senden almak istedikleri ve aitlik üzerine sarsıcı sahneler ile yanlışı yanlışla düzeltmeye çalışan Valeria’nın hatalarına bir yaşlı insan gibi “ keşke kızım böyle yapmasaydın” yorumlarımız zamanla “ bu sana müstahak” gibi sığ düşünceler arasında gidip geliyoruz.

Ağaçta Herkese Yetecek Kadar Elma Var

Valeria hayatın içinde düştüğü hataların üzerine tekrar eskisi gibi olmak düşüncesine geri dönüyor. Tutkularına geri dönerek yasak elmaların kendine verdiği hazzı tekrar yaşamak isterken, aynı derenin suyuyla yıkanmanın eskisi gibi tatmin edici olmadığı anlıyor. Bir yerden sonra tutkuların yerini karamsarlığın aldığı, yere düşen kendine bir mal gibi bakan çürük elmalar sayesinde anlayabiliyor..

Sihir, Bir Parmağınızı Oynatmaktır

Ülkemizde vizyona girdiği günden beri gündem oluşturan bu filmin afişindeki yatağa uzanmış çıplak kadın resmine giydirilmiş iç çamadır yaması, sanki bize hatamızda zorunlu olarak bulunması gerekenleri simgeliyor diye düşünüyorum.

Bu Filme 3 film birden ve eski açık hava sinemalarında ikinci film olarak sunulan erotik filmler gibi taraflı bakışların arasında, bana kalırsa yaşamın içinde yaşadıklarımızın dışında bize kollarını sonuna kadar açmış bir dünyanın, yaşamın olduğunu bir mesaj olarak veriyor. Tutkularla, hayallerle başlayan hayatlarımızın yaşarak, hayal kırıklıklarını bolca yaşadığımız kendi hikâyelerimizin arasında sahip olduğumuz en büyük olgunun “Yaşamak” olduğunu ve her zaman bir fırsatımız daha olabileceğini anlatmaya çalışıyor.

Bazılarımıza göre hayatı algılamak tutkularımız doğrultusunda geriye kalanı düşünmeden yaşamak, ama farkında olmamız gerekense bir parmağımızı hareket ettirmek yada gözlerimizin içinde sakladığımız masum bir gülümse hayatın içinde sahip olacağımız en büyük servet olarak görülebiliyor.

Bu basit sihri gerçekleştirebiliyorsanız, hala yaşamak için, istediklerinize ulaşmak için bir fırsatınız daha var.

Kim olursak olalım, yasak tutkularımız, hayallerimiz olsa da, herkesin yaşamak için bir şansa daha ihtiyacı olmalı.

Filmin sözü;

“Özlemini Çekeceğiniz Hiçbir Şeyden Vazgeçme”