Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '13

 
Kategori
Siyaset
 

Bir kale daha alındı mı? Bir kale daha kaybedildi mi?

Bana göre bu haftanın en önemli olayı Cumhuriyet Bayramı Kutlamaları ve aynı zamana denk getirilen Marmaray Açılışı ve bununla ilgili toplumda oluşan çeşitli görüşlerdi.

Bana göre bu haftanın en önemli olayı Cumhuriyet Bayramı Kutlamaları ve

aynı zamana denk getirilen Marmaray Açılışı ve bununla ilgili toplumda oluşan çeşitli görüşlerdi.

 

Önceki yıllarda, hükümet yetkilileri tarafından, bu tip açılışlarda Cumhuriyetin Kuruluş Kutlamalarını sekteye uğratmamak için özel dikkat gösterilirdi. Oysa günümüzde hükümet bırakın kutlamalar, 'Türk', 'Atatürk', 'Cumhuriyet' kelimelerini dahi yeni yetişen gençliğe unutturabilmek için elinden geleni yapmaktadır. Basında bu kelimelerin ilkokul kitaplarından çıkarıldıklarını defalarca okumuştuk. Ancak bu kez bir kısım medya da Cumhuriyet Kutlamalarının ikinci veya üçüncü haber planına atıldığını, 'Atatürk' kelimesinin hiç kullanılmadığını yaşayarak ve üzülerek gördük.

 

Medyadaki bu görüntü bizlere, Marmaray'ın açılış törenlerinin Cumhuriyet Kutlamalarını ikinci plana atmak için onunla aynı zamana denk getirildiği izlenimini yarattı ki, bana göre bu izlenim gerçek ve doğrudur. Bunun doğru olduğunu gösteren birçok hükümet uygulaması da ortadadır.

 

Bu uygulamalardan en güncel olanı da meclise türbanla gelen dört milletvekili olayıdır. Hükümet kanadının ideolojisi yönünden bu eylem kazanılmış bir kaledir. Daha bir kaç yıl önce rahmetli Ecevit' in 'Burası devlete meydan okunacak yer değildir. Atın bu kadını dışarı' diye bağırdığı TBMM, Cumhuriyetin kazandığı kalelerden biri sayılıyordu. Oysa şimdi AKP hükümetine karşı olanların düşüncesine göre bu kale yıkılmış ve kaybedilmiş kabul edilmektedir.

 

İşte bu noktada hükümetin kendi kendisiyle çeliştiği bir konu ortaya çıkıyor, Hükümet yetkilileri diyor ki ; 'Biz tüm inançlara saygılıyız'. 'Biz insanların barış ve kardeşliğinden yanayız.', 'Kılık kıyafeti serbest bıraktık, yasaklar kalkıyor.'

 

Arkasından yapılanlara bakıyorsunuz. İznik'te olduğu gibi Hıristiyanların en kutsal saydıkları kiliselerden birini yıkıp camiye çeviriyorsunuz. Dekoltesi var diye kadın çalışanı işinden attırıyorsunuz. Okullara başörtüsü, türban ve kıyafet serbestliği getirdik derken şort giyen veya kısa etek giyen kızları okullara aldırmıyorsunuz. Meclise özürlülerin bile, özrünü örtmek mecburiyetinde hissettiği pantolonuyla girmesine karşı çıkıyorsunuz.

 

                Acaba meclise çıplak gelen bir Nüdist' i alacak mısınız?

                Nerede kaldı inançlara saygı, adalet ve eşitlik kavramları 

 

 

Önceki yıllarda, hükümet yetkilileri tarafından, bu tip açılışlarda Cumhuriyetin Kuruluş Kutlamalarını sekteye uğratmamak için özel dikkat gösterilirdi. Oysa günümüzde hükümet bırakın kutlamalar, 'Türk', 'Atatürk', 'Cumhuriyet' kelimelerini dahi yeni yetişen gençliğe unutturabilmek için elinden geleni yapmaktadır. Basında bu kelimelerin ilkokul kitaplarından çıkarıldıklarını defalarca okumuştuk. Ancak bu kez bir kısım medya da Cumhuriyet Kutlamalarının ikinci veya üçüncü haber planına atıldığını, 'Atatürk' kelimesinin hiç kullanılmadığını yaşayarak ve üzülerek gördük.

Medyadaki bu görüntü bizlere, Marmaray'ın açılış törenlerinin Cumhuriyet Kutlamalarını ikinci plana atmak için onunla aynı zamana denk getirildiği izlenimini yarattı ki, bana göre bu izlenim gerçek ve doğrudur. Bunun doğru olduğunu gösteren birçok hükümet uygulaması da ortadadır.

Bu uygulamalardan en güncel olanı da meclise türbanla gelen dört milletvekili olayıdır. Hükümet kanadının ideolojisi yönünden bu eylem kazanılmış bir kaledir. Daha bir kaç yıl önce rahmetli Ecevit' in 'Burası devlete meydan okunacak yer değildir. Atın bu kadını dışarı' diye bağırdığı TBMM, Cumhuriyetin kazandığı kalelerden biri sayılıyordu. Oysa şimdi AKP hükümetine karşı olanların düşüncesine göre bu kale yıkılmış ve kaybedilmiş kabul edilmektedir.

İşte bu noktada hükümetin kendi kendisiyle çeliştiği bir konu ortaya çıkıyor, Hükümet yetkilileri diyor ki ; 'Biz tüm inançlara saygılıyız'. 'Biz insanların barış ve kardeşliğinden yanayız.', 'Kılık kıyafeti serbest bıraktık, yasaklar kalkıyor.'

Arkasından yapılanlara bakıyorsunuz. İznik'te olduğu gibi Hıristiyanların en kutsal saydıkları kiliselerden birini yıkıp camiye çeviriyorsunuz. Dekoltesi var diye kadın çalışanı işinden attırıyorsunuz. Okullara başörtüsü, türban ve kıyafet serbestliği getirdik derken şort giyen veya kısa etek giyen kızları okullara aldırmıyorsunuz. Meclise özürlülerin bile, özrünü örtmek mecburiyetinde hissettiği pantolonuyla girmesine karşı çıkıyorsunuz.

Acaba meclise çıplak gelen bir Nüdist' i alacak mısınız?

Nerede kaldı inançlara saygı, adalet ve eşitlik

 
Toplam blog
: 106
: 597
Kayıt tarihi
: 13.02.09
 
 

1953 Denizli doğumlu, evli ve iki çocuk babası. Doktor dişhekimi, şimdiye kadar yayınlanmış yedi ..