Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '07

 
Kategori
Anılar
 

Bir kaşıkta kaç mantı?

Bir kaşıkta kaç mantı?
 

Sorsalar “Bir kaşığa kaç mantı sığar” diye, hemen herkesin ve de özellikle Kayseri’lilerin vereceği cevap “Kırk mantı sığar” olur. Geçen hemşerim Ohannis “Mantı tarifi” yapmış. Bir kaşığa 5-6 tane sığmalı diyordu. Ama kırk mantı sığar, fazlası da var, şimdi onu anlatacağım.

Efendim, biraz övünmek gibi olacak ama “Bir kaşığa kırk mantı” olayı bizim evden çıkmıştır. Öyküsü de şöyle…

Rahmetli, dedem Arabacı (At arabası imalatı yapan) Mustafa Ağa iki evli idi. İki de “Odalığı” varmış ama biz onları görmedik.

Oldukça ehlikeyif bir tabiatı vardı. Nargile içerdi. İş yerinde, evde, gittiği kahvede, kendine özel nargilesi vardı. Seyahate giderken özel çanta sepetinin içinde kristal şişeli nargilesini taşırdı. Kullandığı mangalı halen benim evimdedir. Nargilesi de dayımda…

At arabası yaptığı için, kendisinin de “Tek atlı paytonu” vardı. 1955 senesine kadar da kulandı. Dolayısıyla evimizde çok da güzel bir atımız vardı.

İşte bu dedem (Rahmetli 1974 yılında vefat etti) damak zevkine de çok düşkün biriydi. Aklımızın erdiği zamanda her iki anneannem de yemek konusunda oldukça dikkatli ve hassas davranırlardı.

Çünkü…

Bir yaz mevsimi bağ evimizde göçülü idik. Dedem akşamdan önce bağa geldi. İkindi namazını şehirde kıldıktan sonra, arabasına biner bağa gelirdi. Akşam karanlık olmadan “Köşkünde” oturacak, nargilesi önüne gelecek, bir nargile içilecek orta şekerli kahve ile birlikte. Sonra da ortalık kararmadan yemek yenecek. Gecikince olmaz, lüks veya fener ışığı altında yemek yemeyi sevmezdi.

O gün “Pehli” pişirmişler. Yemek ortaya geldi, tabi herkes önce dedemin yemeğe başlamasını bekledi. Dedem yemekten bir kaşık aldı, kafasını kaldırdı, hanımlarına doğru şöyle bir baktı ve tepsiyi tuttuğu gibi “Ötme”nin (üç tarafı kapalı, önü açık bağ evi odası) duvarından bağın içene yemeği ile birlikte fırlattı attı.

Herkes şaşırdı. Dedem, hiçbir şey söylemeden kalktı ve gitti.

Sonradan öğrendik ki, kadınlar yemeğin içine “Tuz” koymayı unutmuşlar. Hani “Kadın” iki tane ya. Biri, diğeri de tuz atmıştır diye yemeğin tuzunu koymayı unutmuşlar.

Rahmetli dedem, mantının da “Küçük” olanını severmiş. Anneannemler de ellerinden geldiğince küçük yapma gayreti içinde, bir kaşığa “Kırk tane mantı sığacak” kadar küçültmüşler.

Tabi dedem “Ağa” adam ve yaptığı işi de “Zevk” için yaptığından bir kaşığa kırk mantının sığdığını dostlarına göstermek için de sık sık davetler vermiş ve “Bir kaşıkta kırık mantı” böylelikle “Nam” salmış…

Yıllar sonra anneme bu hikâyeyi anlattırdılar. Ve “Sen de yapar mısın” diye de sordular. Tabi annem için mesele yoktu. Zaten evimizde normal zamanda da mantı piştiğinde, o günlerden kalan alışkanlıkla bir kaşığa 40 tan fazla sığar küçüklükte olurdu.

Fakat annem “Deneme” amacıyla küçük mantı yapmaya oturdu.

Ve yaptı…

Karadeniz Ereğli’de İbrahim GÜLEYÜPOĞLU (Kendisi Kayseri'lidir) başkanlığındaki heyetin saydığı bir kaşık içindeki mantı, tam 131 adetti…

Bir tek şey çok önemli…

Bir beze hamur içine, mantı büyük de olsa, küçük de olsa, normalde ne kadar et konacaksa, aynı et, küçük dolunca da sığacak. Ne fazla gelecek, ne de eksik. Kesin kural bu…

Günlerden bir gün de Türk Halk Müziği sanatçısı ve TRT’de “Yörelerimiz Türkülerimiz” programını yapan Rahmetli Atilla İÇLİ, program yapmak üzere Kayseri’ye geldi. O zamanın Kayseri Valisi Sayın Yüksel ÇAVUŞOĞLU, bu ekibi, program çekiminde yardımcı olmam için bana emanet etti. Programın konuk sanatçıları Yıldız AYHAN ve Emine KOÇ ile saz sanatçısı Abdullah SÖZEN idi. Programın yönetmeni de Mustafa SEMİN...

Yöresel yemekler bölümünde annemin “Mantı” yapması önerildi ve annem tüm mantı çeşitlerini yaptı.

Etli mantı, tepsi mantısı, purov mantısı, yağ mantısı, böreğaşı çorbası (bu da mantıdır) gibi, hepsi yapıldı yani.

Ve etli mantıya sıra gelince, bir kaşık mantıyı oturdular saydılar.

TRT kayıtlarıyla ve hazır olan kişilerin huzurunda tescil edildiği gibi, normal yemek kaşığına 197 adet sığdı…

Birkaç kez daha aynı şekilde mantı yapıldı… Onların da bir kaşıktaki sayısı yüz doksanın altına hiç düşmedi…

Bir de Ohannis…

Etli mantı “Sulu” olur… İçine bulabilirsen "Reyhan" da konulur. Piştikten sonra, domates, yeşilbiber ve salça ile yapılan sos, tencereye döküldükten sonra servis yapılır.

Ayrıca…

Mantının üzerine dökeceğin sarımsaklı yoğurdun üzerine “Sumak” ilave etmeyi unutma ha…

24 MAYSI 2007

Fotoğraf: Dedemin yaklaşık 70 yıllık dövme bakırdan mangalı ve şişesi “Çeşm-i Bülbül” kristalden nargile takımı…

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..