Bizi de okuyun ey ahali

Milliyet Gazetesi “İnternet” sayfasının değerli takipçileri…

Sizler www.milliyet.com.tr adresine girdiğinizde, Milliyet Gazetesi’nin “İnternet Sayfası” karşınıza çıkar. Bu sayfasının üst bandında “Bugünkü Milliyet” yazısının hemen yanında “Blog” diye bir kısım vardır ya da her hangi bir “Blog” yazan yeri. Sizler tam bu düğmeyi veya düğmelerden her hangi birini “Tık”ladığınızda karşınıza “Şıp” diye bizler çıkarız…

Bizler “Milliyet Personeli” değiliz. Milliyet’in bize tanıdığı olanakları kullanan genellikle “Türkiye Sevdalıları” olarak tanımlanabilecek “Halk” takımının (Buraya dikkat: Ayak takımı değil yani) düşüncelerini özgürce, genel ahlaka uygun, eleştiri sınırları dışına çıkmayacak şekilde “Hakkı ve haddi” aşmamak koşuluyla ortaya koyanlarız.

Aramızda sanıyorum hiç “Profesyonel” yazan çizen takımından kimse yok. Ama benim gibi “Anadolu” basınında yazan ben varım ve bilmediğim belki başkaları da vardır.

Yani “Pür amatör” bir gurup var bu sayfada…

Hemen her konuda yazıyorlar. Aklınıza ne gelirse, politikanın tam ortasından “Politika tarifi” yazanı tutun da yemek tarifine kadar her şey var…

Bir başka söylem ile Milliyet’in “Blog” bölümü tam bir “Özgür form” ortamı…

Bize her hangi bir şekilde “Müdahale” var mı?

Yok, biz “Müdahale”ye gerek bırakmadığımız için başımıza her hangi bir şey gelmiyor. Muhtıra filan yemiyoruz. 28 Şubat sürecinden de geçmiyoruz.

Sadece zaman zaman “Aut” çizgisi ile “Taç” çizgisini geçerseniz “Düdük” sesi duyabilirsiniz. O kadar. Ceza sahası içinde “Faul” yapmak zaten mümkün değil. Çünkü biz “Blog yazarları” olarak “Fair play” kurallarına dikkat edenleriz.

Burada belki bir sıkıntımız, auta veya taca giden topların, oyun sahasına geç dönmesindeki gecikmeden söz edilebilir. O da sanırım ayağının rotası biraz bozuk olan benim gibilerin çektikleri şutların veya verdikleri pasların yerini bulurken, topun havada fazla kalmasından kaynaklanıyor. Eğer “Kavis” çizerek çizginin dışına çıkıp tekrar sahaya dönüyorsa ve bunu da hakem görüyorsa, düdük sesi geliyor. Yoksa zaten top menzile gidiyor.

Diyeceksiniz ki “Top havada nasıl oluyor da fazla kalıyor.”

O da bizim sırrımız(!) ama inanın ki nasıl olduğunu ben de bilmediğim gibi, yer çekimi kuralına da karşı gelmiyoruz.

O halde, siz Milliyet’i İnternet sayfasından takip edenler…

Eğer vaktiniz olursa bizleri de “Tık”layın…

Çünkü burada “Halkın” sesi var. Ama eğri, ama doğru, halk fikrini söylüyor sonuç olarak. Halk “Mizahını” yapıyor. Halk sizler için hem “Politika” tarifleri hem de “Yemek tarifleri” veriyor. Fala bile bakıyor. Çocuk bakımı bile var. Psikolojiniz bozuksa, ona bile tarif var. Sözün özü, bunlardan yararlanmakta, fikir sahibi olmakta fayda var.

O halde bizi okuyun. Bakın ne güzellikler göreceksiniz…

Seçim mevsimine girdik ya, bakalım ne kadar taraftar toplayacağız, görelim…

24 MAYIS 2007