Bir milyon euro kazandınız!

Bir gün bilgisayarımı açtığımda bir mesaj! İki buçuk milyon euro kazanmışım. İngiltere'nin önemli bankalarından National Westminster Bankası onaylıyor, oldukça resmi yazışmalar, ben direndikce kesinlikle kazanılan paranın geçerli olduğuna ikna ediliyorum.

25.000 kişi arasında çekiliş yapılmış ve ben bu kadar para kazanmışım. Özel bir İnternet Piyango Kurumu düzenlemiş bu çekilişi. Şanslı benim, amanın, o parayla neler yapılmaz, kaç ağaç dikilir, kaç öğrenci okur, kaç hastaya derman olur, önce aile içindeki zor durumda olanlara ulaşılır, sonra onurlu ama isteyemeyen insanlara; vakıflar kurulur, zor durumda kalmış, çaresiz insanlara yol açılır derken... Bu resmi yazışmalar sonucu beni inandırdılar gerçekten bu parayı kazandığıma!

Bir yazı daha geldi çekimi göndermeleri için benden Türk Lirası olarak yaklaşık 1 milyar beşyüz bin lira isteniyor! Durum netleşti. Demek ki bu yeni bir para elde etme yolu, çok ciddi kurumları, gerçekten çok düzgün bir dil kullanarak, insanları dolandırmak.

O kadar inadırıcı davranıyorlar ki, sonunda ikna ediliyorsunuz. Ben epeyce bir direndim, ama inandım sonunda ve hayallerim canlandı birer birer. İnsan hayal ettiği sürece yaşar... Walt Disney"Herşey ufacık bir fare ile başladı" derken, çok şey ifade etmiş doğrusu!

Neyse, züğürt ağa olan ben, nitelikli dolandırıcıların bir oyunu olduğumu gördüm. Onlara "madem benim bu kadar param var, siz çeki gönderin, ben oradan öderim paranızı, istediğiniz miktarda param yok" dedim! Bana, İngiltere'de kanunlar gereği çek gönderilmesi için bankaya ödenmesi gereken o miktarın mutlaka ödenmesi gerektiği, aksi durumda çekimi gönderme yetkileri olmadığını söylediler. Biz Türkiye'de gasp, hırsızlık, dolandırıcılık gitgide artıyor derken, bu artık global bir kara leke haline gelmiş gibi görünüyor.

Bu haberin şokunu atlattıktan sonra 8 Ocak günü yeni bir mesaj! Bir milyon euro kazandınız, bir ay içinde parayı almazsanız Piyango Kurumuna geri dönecektir. Bana bir avukat tayin edilmiş. Adı Pascal, Batch numarası:02/01/0078 Referans:TNL/776/05EGS. Bu sayılar bütün resmiyetleri, adresleri, avukat, kullanılan dil o kadar inandırıcı ve gerçek görünüyor ki. Bu kadar ucuz olmak, bir insanın hayallerini ,umutlarını böylesine deşelemek nasıl bir ahlak anlayışıdır, anlamakta aşırı güçlük çekiyorum.

Bu sefer avukata "Lütfen gerekli işlemlerle siz ilgileniniz, ben parayı aldığımda size gerekli ödemeleri yaparım" dedim! Henüz bir haber yok!

Bir milyon euro, yaklaşık bir trilyon sekizyüz bin milyar yapar, paranın halledebildiği herşeyi çözer, kişi de, "nasıl olsa bu kadar para kazanacağım, bir buçuk milyar masrafı da öderim" dediğinde "Geçmiş olsun"... Atı alan Üsküdarı geçer.

Biz insanız, yeryüzünün en rafine, en değerli varlıklarıyız. Kendi yarattığımız yapay bir güç olan para için ne kadar da küçülüyoruz, olmadık kötülükler yapılıyor, insan hayatları harcanıyor. Değer mi?

Biz yolcuyuz bu alemde ahiret hayatına inanan biri olarak, bu kadar kötülük yapmaya şu üç günlük dünyada değmez diye düşünüyorum.

İnsan hayal ettiği müddetce yaşar, hayal kurmak bizi geliştirir; ama insanlara umut verip onların hayallerini yıkmak, yapay bir güç olan para için bu kadar aşağılık şeyler yapmak ne derece doğrudur?

Sevgi ve iman gücü paradan çok daha önemlidir. Bir Deniz Feneri örneğindeki gibi... Yeter ki doğru yolda olsun kişi. Zorluklar yaşanır ama güneş pırıl pırıl parlayarak karşılar bizi sonunda.

Parayı toprağa gömsek böcekler yer yiyecek zannedip! Değer mi bir insan kalbi kırmaya? Bir milyon euro!!!