Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '07

 
Kategori
Güncel
 

Bir okuyan bir okumayan pişman gel vatandaş GELLL

Bir okuyan bir okumayan pişman gel vatandaş GELLL
 

Bugün Pazar…

Bugün saatin çılgın sesi ile uyanmayacaksınız, uyansanız da bugünün pazar olduğunu anımsayıp keyifle o özlediğiniz keyfi yaşayacaksınız.

Birazdan istemeseniz de son bulacak belki bu keyif yerine kuş cıvıltılarını andıran çocuklarınız ya da anneniz babanız ya da aileden herhangi biri “haydi kahvaltıya” diye üzerinizdeki yorganı atacak, su dökecek, sizi kaldırana kadar her türlü işkenceyi yapacak.

E hadi ama kalkın gün üstünüze doğdu bugün.

Bahçeye ya da balkona olmadı evin herhangi bir yerine surun sofranızı. Ne varsa dolapta çıkarın tüm hazinelerinizi bugün düşünmeyin kolestrolü, şekeri tansiyonu(abartmayın yani aman ben çılgınım siz bana bu konuda uymayın)

Bir koşu markete gidin sıcacık ekmekler den tüm gazete ve dergilerden alın haydi ufaklılara bir şekerleme eşe sevdiği dergi anneye babaya eve gidince kocaman bir sarılma ayırtın özenle.

Bugün eşinize ya da kendinize izin verin gerekli olanlar dışında olan işleri boş verip çekin kapıyı çıkın dışarı. Ya yeşile gidin ya maviye bırakın çocuklar dur sus demeden koşsun atsın enerjisini yanakları al al olsun koşmaktan, kocaman kocaman nefesler alın, varsa bir ağaca çıkın dalları yaprakları arasında kaybolun, bir çiçek koparın sevdiğinizin ya da kızınızın saçlarına takın olmadı yakanıza iliştirin olmadı okuduğunuz kitabın içinde günün anısına kurutun.

Sevgili Müşfik Kenter’in bir yazısını okudum çok hoşuma gitti. Diyeceksiniz ki sen bu yazıyı okudun halen neden klavye ile yakınsın? Ekmek çarpsın ki kendim için yapıyorsam namerdim işte şu ekmeği öpüyorum ve yemin ediyorum sırf sizler için. Ne kadar fedakarım değil mi?

Birazdan çekeceğim kapımı çıkacağım kırlara karabiber ile yine mevsim çiçekleri toplayıp o ıslak çimende kuru bir yerler bulup uzanacak sonra karabiberimin “teyze ineklerin neden kırlarda yere uzandığını şimdi anladım “gerçeğini dillendirmesini dinleyip onu teyzesinin bidiciği diye seveceğim..İşte beni çcoşturan yazı;

Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi?
Hiç vaktiniz yok, "Fast live", "Fast food", "Fast music", "Fast love"...
Dikte ettirilen "yükselen değerler", "in" ler, "out" lar...
Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi.
Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, Size sesleniyorum!
Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını?
İçinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza?
Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız?
Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir?
Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?
Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını?
Ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında?
Koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda?
Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor?

Demiş…ne hoş demiş değil mi? Haydi başlat menüsünden bilgisayarı kapat seçeneğini tıkla, çek kapıyı İŞTE HAYAT…sevgi ile kalın

 
Toplam blog
: 292
: 1094
Kayıt tarihi
: 08.03.07
 
 

Yazmaktan hoşlanan... Kelimeleri renklendiren bir sihirbazım ben.. Bodrum'da yaşamaktayım.. Sev..