Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ALİ GALİP AKYILDIRIM

http://blog.milliyet.com.tr/aligalip

04 Ağustos '14

 
Kategori
Deneme
 

Bir özlemdir geçmiş yıllar

Bir özlemdir geçmiş yıllar
 

ÖZLÜYORUZ İNSANLARIN İNSAN GİBİ OLDUĞU YILLARI.


Sıcak yaz akşamlarının ay ışıklı gecelerinde her sokakta sohbetler yapılırdı.

Bizler çocuktuk o zamanlar. O sokaklarda oyunlar oynardık. Zamanın nasıl geçtiğini anlamazdık.
En yakın komşularımız Ermeni'ymiş, Kürt'müş lafı bile olmazdı.

Komşuda pişen bize, bizde pişen komşuya düşerdi.

Kimse kimsenin mezhebi ile inancı ile ırkı ile uğraşmazdı.

Ezan sesleriyle çan sesleri birbirine karışırdı.

Kardeşlik havası hâkimdi her sokakta, her caddede.
O zamanlar da hassastı toplum, o zaman da kırılgandı ama herkesin tek atımlık barutu olurdu. Kin ve nefret yoktu.
Dargınlar bayramı beklemeden barışırdı.
Aşkın bir anlamı vardı, dillerde” parayla saadet olmaz” şarkıları.
Evlilik fotoğrafları çivi ile çakılırdı duvarlara. Gönüllere çakılmış sevdalar gibi.

Aşklar mevsimlik değil ömürlüktü o zamanlar.

Annelerimizin, kız kardeşlerimizin, komşu kadınların başlarının açık ya da kapalı olması kimseyi ilgilendirmezdi,

İnsanlar namuslu, insanlar haysiyetli, insanlar yürekliydi.
İnsanlar iliklerine kadar merhametli.

Her mahalleli çocukları koruyan bir melekti.

Kapılarımızda kilit bile yoktu. Varsa da her komşu anahtarın nerede olduğunu bilirdi.

Yoksullar herkesin yoksuluydu. Kimse görmemezlikten gelemezdi.

Yoksulu aç yatarken mahalleli tok yatmazdı.

Paylaşırdı herkes lokmasını.

Şimdi gün batımı ile her evin perdeleri çekili, kapılar çift kilitli.
Kamplara bölünmüş insan manzaraları görüyoruz işyerimizde, mahallelerimizde.

Birbirini boğazlamak için fırsat kollayan insanlardan geçilmiyor ortalık.
Çocuklara musallat olan serseri tipler her köşede.
Ne şarkıların tadı var artık, ne de gecelerin.
İnsanlar her geçen gün mutluluktan biraz daha uzaklaşıyorlar sanki.
Bir korku, bir güvensizlik ortamı sarmış insanları.

Yaşamaktan haz almayan duruşun tüm halleri mevcut sokakta gördüğümüz insanlarda.

Bir yorgunluk modasıdır gidiyor bakalım…

Bilindik dost ortamları kalmadı artık.

Kime nasılsın desen, “yorgunum” diyor.
Yorgunluktan konuşmayı kısa kesen sohbetler moda şimdi.
Ya da karşısındaki insanı dinlemeyen yapay dostluk halleri.
Mahallelerden kahkaha sesleri duyulmuyor artık.

Oysa ki bir zamanlar bizler sohbetten ve gülmekten yorulurduk.

İnsanlarımız “bana neciliğin” en güzel hallerini yaşıyorlar.
Hayatın güzelliklerini görmeyecek, mesajlarını duyamayacak kadar bıkkınlar içindeler.

Yaşamaktan bıkıp mezarlıkta yerini ayırtanlara bile rastlamak mümkün.
Toplumun ve medyanın değer verdiği insanları görünce acı acı gülüyorlar.
Herkes bir boşlukta.
Yaz günlerinin sevinci de kalmamış, güneşinin batışının romantikliği de.
Sanki herkes düşlerin kepenklerini indirilmiş ve öylece bekliyorlar.

Yorgun ruh haliyle.

İstemesek te özlüyoruz imkânların kıt insanlığın çok olduğu zamanları.

Yeni bir yazıda buluşmak dileği ile… 

 
Toplam blog
: 264
: 396
Kayıt tarihi
: 28.07.14
 
 

1959'da doğdu. Sınıf Öğretmenliği okudu.1979'da Öğretmenlik görevine başladı. Hayatın; okumak, ya..