Bir saatlik dekolte!

Baştan söyleyeyim, hadım etmek işi bana komik geliyor!

Sanırım bu çözüm önerisi “Muhteşem Yüzyıl” kaynaklı!

Gördüler oradaki Hadımağayı tamam dediler, bu bir çözüm olabilir!

Bir de kısasa kısas yöntemi var!

Yani şeriatın kestiği parmak acımaz olayı!

Parmak olsa acımaz ama! (burada kes Ahmet!)

Kadı’nın huzuruna iki kişiyi getirmişler. Biri adam öldürmekten, diğeri ırza geçmekten suçlu!

Kadı hemen kararını vermiş!

“ Adam öldüreni öldürün, ırza geçenin ırzına geçin!”

Götürüyorlar infaza!

Irza geçen telaşlı!

“Bakın yanlış olmasın ha, adam öldüren ben değilim!” Diyor!

Aslında bu fıkra acı bir gerçeği ortaya koyuyor bakarsanız!

“Hepsi kaderine razı!”

Başıma gelen bir olayı anlatayım isterseniz!

Bir bilgisayar firmasının patronuna ev yapacaktım. Bir aya kadar beni uğraştırdı. Yaptığımız hiçbir projeyi beğenmedi. Her geldiğinde de köpeğiyle gelir ve on tane çay içerdi. En sonunda onu ikna ettim ve ofisine çağırdı beni. Saat üçte görüşecektik. Tam üçü beş geçe şirketin merkezine gittim bir arkadaşla. Girişte bizi iki hanım karşıladı.

“ Acilen dışarı çıktı. Az beklesinler dedi. Buyurun oturun!” Dedi hanımın biri.

Oturduk deri koltuklara! Çay getirdiler ve karşımıza oturdular.

Sanki plajdayız! O kadar dekolte giyinmişler! Sorular soruyorlar. Nasıl oluyor, kaça oluyor! Zamana oynuyorlar anlayacağınız!

İlk kırk beş dakika bitti patron yok! (gol de yok!)

Dayanamadım artık!

“Nerede kaldı patronunuz ya! Kalkalım biz!” Dedim ve ayağa kalktım!

Hanımlar telaşlandı!

“Durun arayalım!” Dediler. Aradılar. Beş dakika geçmedi kapıdan hızla girdi!

Aslına bakarsanız şaşırdım. Ben içerdeki merdivenden iner gelir diye düşünüyordum!

İşi aldık ama yapamadık! Belediye izin vermedi su havzasında olduğu için! Tam derenin kenarındaydı arazisi!

Dekolte olmasaydı bizi bir saat bekletemezlerdi orada diye düşünüyorum!

Beş dakika bekler kızar giderdim!

İşi de alamazdık!

Gerçi aldık da olmadı ama!