Kürt gaylerden dergi açılımı

Özgürlüğün; cinsel özgürlüğün kısıtlandığı, ayıp, günah diye öğretildiği ve sonucunda ergenlik çağını sağlıklı atlatamayan gençlerimizin içinde bulunduğu durum artık yavaş yavaş kendini göstermeye başladı. 

Kürt açılımından sonra, Diyarbakırlı Kürt gaylerden dergi açılımı!  

Üç yıldır gizli gizli sürdürdükleri örgütlenme çalışmalarını Kürtçe ve Türkçe yayımladıkları 'Hevjin' adlı dergiyle duyuran Kürt gayler böylece Diyarbakır ve çevre illerdeki gaylere de 'merhaba' demiş oldu. Diyarbakırlı gayler lezbiyen, biseksüel, gay, transseksüel, travestiler, cinsel yönelimleri ya da cinsiyet kimlikleri nedeniyle şiddete maruz kalmalarına karşı mücadele etmek için bir araya geldiklerini belirttiler. 

21. Yüzyılda, oralı, buralı, şu ırktan, bu dinden veya mezhepten diye ayrım yapmak,
aklı başında, az-biraz mürekkep yalamış insanlara yakışmaz. Ancak bu konunun tartışılmasında fayda var.
Neticede söz konusu kişi gay olmuş, tercih etmiş veya olması için şartlar hazırlanmış. Bunun memleketle ırkla ne alakası var? Diye düşünüyorum.
Ancak şu sorulara cevap aramadan da geçemiyorum: Batıda bile sorun yaşayan gaylar, Doğuda neler yaşarlar?
Gelenekler yüzünden yoğun baskı oluşur mu? Oluşursa bu baskıya karşı koyabilecekler mi? Ve nasıl karşı koyacaklar? Toplumsal infiale neden olur mu? Devlet eşcinsellere nasıl yardımcı olacak? 

Bu güne kadar namus davası yüzünden, kadın-erkek ölen insanları düşündükçe, Diyarbakır da örgütlenen eşcinsellere Allah yardımcıları olsun demekten başka söylenecek bir şey gelmiyor insanın aklına. Bir taraftan da düşünmeden edemiyorum; kadındaki namus meselesini hiç affetmeyen şark kültürü, sanki bu olaya biraz daha toleranslı bakıyor. Doğuda gay oldu diye yakınları tarafından öldürülen bir genç duymadım, Varsa da münferit olaylardır. (Gördüğüm, duyduğum tek genç, güneşi gördüm filmindedir.) Aman ha! Sakın aksini düşündüğümü, eşcinsellere şiddet uygulanmasını istediğimi sanmayın, Ama Doğuda yaşanan bu eşcinsel hareketlenmeler bir araştırma ve tartışma konusudur. 

Namus-kadın ve eşcinsellik. 

Bu üçlüyü şöyle bir gözden geçirdiğimiz zaman, karşımıza namus=Kadın çıkıyor. Namus meselesi yüzünden kadına uygulanan şiddet yıllardır, hatta yüzyıllardır kanayan bir yaradır. Kadına uygulanan şiddet; filmlere, kitaplara, şiirlere, resimlere konu olmuştur. Ayrıca her gün kadına şiddet konusuyla alakalı televizyonda, gazetelerin 3. sayfasında birkaç haber verilmektedir.  

Öldürülen, sakat bırakılan, uçurumdan aşağıya atılan vb. o kadar çok kadın var ki insan düşünmeden edemiyor. Acaba Doğuda eşcinsellerin varlığı ile mutlu olan; eşcinsel ilişkiyi tasvip eden, yakalanmadığı süre böyle bir ilişkiyi mübah kabul eden insanların sayısı tahminimizden fazla mı? Acaba şark kültüründe namus, sadece kadın mı?
Mardin, Diyarbakır, Gaziantep, Urfa, Adana, daha birçok Doğu-Güneydoğu illerimizde gizli ve aleni yaşayan eşcinsel sayısı neden fazla?