Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Bir sahne!

Bir sahne!
 

Bir ayrılık sahnesiydi bu. Yıkıcı ama şaşırtıcı bir şekilde ümit dolu. Kalbinin derinliklerinde kesinleşen bu ayrılık getireceği her ne varsa kabul ettirmişti artık. Oysa ki çok güzel bir cumartesi sabahına açmıştı gözlerini. Alışveriş yapmıştı. Temiz havayla sersemlemişti sahilde. Tüm yaşadığı sıkıntılarını atmış garip bir heyecanla akşamı bekler olmuştu. Akşam olmuştu. Sonra da gece. Ve şimdi. Yıkıcı ve korkutucu şimdiye gelinmişti. Umudunun balkonlarında beklerken anlamaya başladı ki bitmişti. Küçük küçük yaşlar süzülmeye başladı yanaklarından. Geceye benzer saçlarında yoktu yıldızlar. Bir karanlık hakimdi dudaklarında. Konuşmak istiyordu ruhu ama susuyordu. Sessizliğin kelimeleri daha kuvvetliydi o saniyeler için. Hayatı boyunca bir gölge gibi peşinde olacak bu sahne aslında hiç hatırlanmak istenmiyordu. Elinden kayıp giden sadece geçmişti. Silemezdi hafızasından. Bir ayrılık sahnesiydi bu. Sadece bir sahne ve oynanan kısa bir oyundu sanki. İki kişilik. Ya sonrası? Her iki taraf içinde ayrı ayrı devam edecek hayatlar. Yanık kokusuyla esrikleşen yitik hayatlar olmazlar mıydı? Yalnızlık yaralamaz mıydı ruhlarını? Alışkanlıklarından vazgeçmek bu kadar kolaymıydı? 5 yıldır birlikte olduğun insanın sesinden, kokusundan, yanında uyumasından, sıcaklığından ayrılmak lanetler miydi tüm inançlarını? Bu cevapsız sorular zamanın bize oynadığı bir oyundu. Kazananın hep zaman olduğu bir savaştı. Geleceği bildirmiyordu hiç bir dakika. Şu an, herşeyin bittiği an saklamıyordu acıyı. Bir ayrılık sahnesiydi bu. Oysa ki tüm başlangıçlar gibi ne güzel başlamıştı herşey. Anladı ki başlangıçlar yeni koparılmış çiçeklere benzerdi. Çiçekleri ne kadar direnirsen diren canlı tutamazdın. Aslında onlar öleli çok olmuştu. Ayrılık vakti gelmişti. Yaşadığı bu dakikalar düğüm düğüm tıkadı boğazını. Sadece dinledi. Dinledi yaşamın boğuk sesini. Dinledi kaderi. Tüm yaşananları kadere bağlamakta doğru değildi. Beyninde dolaşıp dururken düşünceler, kapının sesiyle irkildi bir an. Arkasından koştu hemen ama yetişemedi. Söyleyeceği çok şey vardı. Hayır bitmemeliydi. Bitmişti...

İnsanın pişmanlıkla andıkları yaptıklarından değil, yapamadıklarından kaynaklanıyor. Ne yazık ki son pişmanlığın tek bir faydası var; acımızı azaltması yada insanın kendi kendi avutması. Zamanı geriye almak, geleceği görmek mümkün değil. Bir düşünsenize kaderi bir kenara bırakırsak " şimdi " geleceğini de geçmişini de şekillendirebilir insanın. Bir ayrılık sahnesinde oyuncu olmak hiç de kolay değildi. Ama şimdi, şu anda hafızamdan silinmeyen o anı şekillendirebiliyorum. Yaşanmış yıllar; sizin için hep bir yerim var ruhumda ama merhaba yeni ve çiçek kokulu günler...

 
Toplam blog
: 17
: 581
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Merhaba!  Hayatımın ikinci bölümündeyim. Ve hiçbir şeyi kaçırmak istemiyorum. Kısaca yaşadıklarım..