Bir taraf buğday tarlası, bir taraf mayın tarlası

Kanal B'de yayınlanan bir belgesel programdan bahsetmek istiyorum. Daha doğrusu geçenlerde izlediğim bir bölümünden.

Bu program, kanalın kendi tanımlaması ile şöyle:

"1856 yılında temeli atılan demiryollarının kuruluş, gelişme ve duraklama zamanlarından günümüze, tarihsel sürecin anlatıldığı belgeselde milli mücadele döneminden önceki durumu ve yaptırımları ile milli mücadele zamanında şömendiferlerin önemi, demiryolunun ulaşımdaki katkısı ele alınmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk'ün demiryoluna verdiği önem, demiryolu ağıyla dolaştığı yurt gezileri, trenlerle götürdüğü devrimler, umutlar Geçmişten Günümüze Demiryolları belgeselinde yeniden hayat buluyor."

Geçtiğimiz bölümde Türkiye-Suriye demiryolu hattı hakkında bir program hazırlanmıştı. İslahiye'den başlayan yolculuk Suriye topraklarında son buluyordu.

Tren Yolu öylesine anlamlı bir hat üzerine kurulmuştuki, yolun sağı ile solu arasındaki fark; iki ülkenin sınıra bakışını, sınırdan ne beklediğini gözler önüne seriyordu.

Hat, tam olarak Türkiye-Suriye sınırı üzerine kurulmuştu.

Tren Türkiye'den Suriye'ye doğru ilerlerken, sol tarafında Türkiye, sağ Tarafında Suriye toprakları uzanıyor ve toprakları kullanış biçimleri programı sunan kişinin ağzından şu şekilde dökülüyordu:

"Yolun Suriye kısmı, tarım alanları için ayrılmış ve halk, ekinini ekmekle meşgul. Türkiye kısmı ise tarla olarak ayarlanmış ancak, mayınları içinde barındırıyor."

İki tarafta da tarla kurulmuş, birisi buğday, diğeri mayın tarlası.

Ortada bir demiryolu, sınır boyunca uzanan.

Tel örgüler ardında iki ülke, Arap eli ve Türk eli...