Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Bir tecavüz hafızadan silinir mi?

Bir tecavüz hafızadan silinir mi?
 

Düşündükçe tarifsiz bir çok hissin ağırlığında eziliyorum. Bir olay ancak bu kadar unutulmak istenebilir. Bende o olaylardan çok. Hiçbir şeyi unutmayan hafızamı sevmiyorum.

Umarım "o" unutmuştur. Bütün yaralarını sarmıştır. Tekrar tatile çıkabilmiş, bilmediği bir ülkede umarsızca dolaşabilmiştir. Ve umarım kadınlığından utanmayı bırakmış ve bir erkeğe, gerçekten güvenebileceği bir erkeğe rastlamıştır.

Onu gördüğümde, yüzü solgundu. Sersem gibiydi. Kimsenin yüzüne bakmıyordu. Gözlerini duvara dikmişti.

Gözlerini duvarda gezdirmek... duvarlarla konuşmak... duvarlarda hayali nesneler görmek ve fabllaştırmak...

Yabancı olmadığım bir duyguydu. Bunu uyumak istediğim halde beynimin beni uyutmadığı anlarda yapardım. Hiçbir şeye çare bulamadığım ve delirmek istediğim anlarda...

Dilini bilmiyordum kızın. O Rus’tu, ben Türk...

Güzeldi, alımlıydı. Yaz sıcağında çok da açık olmayan bir bluz ve etek giymişti. Eteği yırtılmış ve sökülmüştü.

Beş kuruş parası yoktu; neden burada olduğu hakkında da bir fikri...

Başına gelenleri anlamakta zorlanıyordu. O birkaç gün önce Rusya’dan Türkiye’ye gelmişti. Marmaris’te bir otelde 1 hafta geçirecekti. Yalnızdı. Kafasını dinlemek ve biraz da dinlenmekti niyeti...

Otelin hemen yanındaki cafede bir şeyler içtiğini hatırlıyordu bir tek. Yan masadaki birkaç Türk erkeğin onunla tanışmak istediğini bir de... Ondan sonra film kopmuştu.

Son hatırladığı o andan tam 2 gün sonra, ıssız bir evin bahçesinde baygın halde bulunmuştu. Başında bir sağlık görevlisi vardı. Korkunç bir baş ağrısı hissediyordu. Her yeri ağrıyordu.

Tecavüze uğramıştı. Utanıyordu.

Antalya’da olduğunu öğrenince şok geçirmişti. Nasıl geldiği, neyle ve kimle geldiği hakkında hiçbir fikri yoktu.

Hastanede tedavi edilirken dilini bilen bir kişi bulunmuştu. Kız ile aynı dili konuşan adam, önce kızı Rusya’dan Türkiye’ye getiren acentenin telefon numarasını buldu. Sonra da, kızı ülkesine göndermek için uçak bileti bulacak bizim acentenin...

Kızı bizim acenteye, günün her saati transfere çıkmaya hazır olan ekibimiz getirmişti.. Bizim çocuklar, özellikle yaz aylarında 7/24 çalıştıkları için özel hayat diye bir şeyleri yoktu. Bu onları sersemleştiriyor ve dillerine vuruyordu. Bazen geyiğin dozunu kaçırıp, söylediklerinin nereye vardığını hesap edemiyorlardı. O gün de öyle bir gündü..

Türkiye’ye tek başına tatile gelen Rus bayanların, ne halt ettiklerini çok iyi biliyorlardı. Kadın kesin kuyruk sallamıştı. Tecavüz kaçınılmazsa zevk almasını bilecekti. Kız pek de güzeldi. Hadi bir saçlarını okşayıp, şefkat göstersinlerdi..

Kız acentemize geldiğinde ilk istediği duş almaktı. Sadece elini yüzünü yıkayabildi. Açlık hissetmiyordu. İkram ettiğimiz hiçbir şeyi içmiyordu. Bir an önce ülkesine gitmeliydi.

Tecavüze uğradığını ailesi bilmemeliydi. Hasta babası bu durumu öğrenince üzüntüsünden ölebilirdi.

Gözlerini duvara dikmişti. Ve kendisi gibi Rusça konuşan arkadaşıma sessizce sormuştu. "Benim hakkımda kötü şeyler konuşuyorlar di mi? "

Arkadaşım bana tercüme etti. Evet... Bizim arkadaşlar, hani şu bütün günümüzü ister istemez birlikte geçirdiğimiz, iş ilişkisi içinde olduğumuz erkek arkadaşlarımız, kız hakkında hiç iyi şeyler söylemiyorlardı.

Onları uyardıysak da "geyik"lerinden hızlarını alamıyorlardı. Patavatsızca konuşup, deliler gibi kahkaha atıyorlardı.

Kızın dilini bilmiyordum. Bilseydim de onu teselli edecek bir söz bulamazdım. Bir an önce gitmesini istiyordum. Çaresizliği içimi acıtıyordu.

Onu ülkesine götürecek uçağı bulduk. Cebine yetecek kadar para koyduk. Ve sonra havaalanına kadar eşlik ettik.

Vedalaşmadık... Birbirimize şöyle bir baktık. Küçücük bir an... Ne bir söz, ne bir ifade...

O ülkesine döndükten sonra teşekkür mektubu göndermiş bize... Onu üç kuruşluk zevk için bu hale getiren uçkur düşkünlerine dava açmamış. Bizim çocukların patavatsızlıklarını da şikâyet etmemiş.

Yazısını okuduk... Yorum yapmadık... Ne söyleyebilirdik...

O bir kurbandı... Hem yola gelmez cinsel isteklerin, hem de herkesin diline dolanmış genellemelerin...

Ne bir Rus’tu, ne bir kadın... O, sadece böylesi incinmeyi hak etmeyen bir insan..

Umarım sizlerin hafızasında böyle çirkinlikler yoktur. Yaşantınıza incinmişlik bulaşmamıştır..

Umarım siz de onlar gibi değilsinizdir... Yani, karşısındaki insanların uğradığı haksızlıkları, çirkinlikleri anlamak ve mümkünse telafi etmek yerine, onları suçlayanlardan değilsinizdir...

Umarım "O" unutmuştur bu olayı...

Ben... Hiçbir şeyi unutmayan hafızamdan kurtulamıyorum... Ve düşündükçe tarifsiz bir çok hissin ağırlığında eziliyorum. Bende o olaylardan çok...

 
Toplam blog
: 68
: 931
Kayıt tarihi
: 30.12.06
 
 

Yazmadan duramaz. Öğrenmeden duramaz. Sevmediği yerde durmaz.   ..