Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '16

 
Kategori
Deneme
 

Bir ustayı selamlarken: Hüseyin Atabaş

Bir ustayı selamlarken: Hüseyin Atabaş
 

10/12 Ekim 2013 tarihlerinde gerçekleştirdiğimiz 5. Ölüdeniz Edebiyat Günleri’nin onur konuğu usta şair Hüseyin Atabaş idi. Etkinliğe katılan 30 şair ustayı yakından tanıma fırsatı buldu. Halil İbrahim Özcan, Duran Aydın, Neslihan Yazıcılar ve Başak Hülya Ekmekçi de Hüseyin Atabaş’ın yaşamı ve sanatı üzerine yaptıkları çalışmaları sunarak, bu yakından tanımayı daha kalıcı kıldılar.

Hüseyin Atabaş’ı onur konuğu seçmemizin başta gelen nedeni şuydu: Her ne kadar Anadolu’nun taşra tabir edilen kentlerinde yaşıyorsak da; artık iletişim araçları, özellikle de televizyon ve internetin dünyada olup biten her şeyi evimizin içine kadar getirmesi nedeniyle bizler de dünyanın ve edebiyat dünyasında olup bitenlerin farkında oluyorduk. Ülkemizde edebiyat anlamında olanları yakından izliyoruz değerlendiriyoruz. Bir defa bunun herkes tarafından bilinmesini istedik. Sadece İstanbul, Ankara değil, Anadolu’da edebiyatın yaşatıldığı her alanda anlı şanlı gazete ve dergilere olmasa da, edebiyat  tarihi, şair ve yazarların gönüllerinde bir şekilde yazılıyordu. Hem de hilesiz hurdasız, torpilsiz, adam kayırma sözkonusu olmaksızın. Çıkar kaygısı olmadan, tertemiz, pırıl pırıl bir tarih yazılıyordu Yani “usta” dediğimiz insanı seçerken şiire ve edebiyata verdiği emek başta olmak üzere yaşamın her alanında yaptıklarıyla değerlendiriyoruz. Şairin şiirini ve yaşamını, kişiliğini birlikte ele alarak değerlendiriyoruz.

Elinde bir dergisi olmasa da, televizyon kanallarında turlayıp “ben çok iyi şairim, bende âlâ şair yoktur” diye bas bas bağırmasa da, olduk olmadık her etkinlikte zırt pırt görünmese de,  taa Anadolu’nun bir köşesinden biz o ışığı görebiliyoruz. Kimse merak etmesin! Kendini de parçalamaya çalışmasın. Çünkü ışık yoksa ne yaparsa yapsın göremiyoruz ne yazık ki! Bize bu ışığı görmemizi sağlayan da, sanatı kadar, sanattaki ustalığı kadar, yaşamdaki ustalığıdır da şairin. Yani mitevazılığı, içtenliği ve saflığı bizim için çok belirleyici ölçütlerdendir. Saflık derken şunu demek istiyorum: Yeteneğini ve sanattaki ustalığını çıkarı için kullanmayan, mümkünse hiçbir şeyi “kullanmayan”; sadece ve sadece daha güzeli yazmak için uğraşması. Bu nitelikte şair o kadar az ki, bulduğumuz zaman da işte böyle dört elle sarılıp, öpüp kokluyoruz sevgiyle, özlemle.

Ve bu nedenle de, böyle her yönüyle tamam olmuş şairlerimizi gelecek kuşaklara aktarılması için ne gerekiyorsa yapmayı, bir vefa borcunun ötesinde, bir namus borcu olarak görüyoruz.

Bugün, şimdi okuduğunuz dergimizin bu sayısını Hüseyin Atabaş ustamıza ayırmış olması, Ölüdeniz’den yayılan sıcaklığın, ülkemizi bir baştan bir başa yayılarak. Adana’da farklı bir boyutla bizleri sarmış olması,  bu borcun bir nebze de olsa ödeniyor olmasının  bir göstergesidir. Bu onur hepimizindir. Hak edene, hak ettiği değeri vermek de büyük bir onurdur. Özellikle de al gülüm ver gülüm çıkar hesaplarının yapılmaksızın, bir  hakkın teslim edilmesinin önemi büyüktür.

Bir de. geleceğe kalmak dediğimiz şeyin de öyle anket falan yapılarak ya da üç beş şaire sorularak belirlenemeyeceğini ama mutlaka gönülleri fethederek ve gönülden gönüle aktarılarak mümkün olabileceğine inanıyorum. Bir gönüle giremedikten sonra dünyanın en çok satan  gazete ya da dergisinde adının yayınlanması hiçbir anlam ifade etmez. Çünkü önemli olan kuru kuruya adın kalması değil, adının duyulduğu zaman iyi dileklerle anılmaktır. 

Şiiriyle, sanatıyla, ustalığıyla ve yaşamdaki duruşuyla gönüllerimizdeki en güzel köşke oturttuğumuz büyük usta Hüseyin Atabaş’ı saygıyla selamlıyorum, ayakta alkışlıyorum ve adının sonsuza kadar yaşamasını gönülden diliyorum.    

 
Toplam blog
: 264
: 1128
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

1956 Sarıkamış Kars doğumluyum. 6 şiir kitabım ve 2 deneme kitabım var. son kitaplarımı B..