Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '16

 
Kategori
Kitap
 

Gölgemi sildin gölgenden- Duran Aydın

Gölgemi sildin gölgenden- Duran Aydın
 

Kaç zamandır yazacağım, bir türlü fırsat bulamıyorum. Yarın da göz ameliyatı olacağım, ne olur ne olmaz diyerek, yazımı hazırlayayım dedim. “Gölgemi Sildin Gölgenden” Duran Aydın’ın son şiir kitabı. Önceki şiirlerinden de koymuş kitaba. Benim tazrzımda kısa ve yalın şiirlden oluşuyor ama ne yalan söyleyeyim, şiirlerinde işçilik çok fazla. Bende işçilik o kadar yok desem kendime karşı ayıp etmiş olur muyum bilmiyorum ama en azından yapının kurulması açısından sağlamlık hemen göze çarpıyor. Duran Aydın şiirinde dizeler daha bir şiirsel duruyor. Alttan gelen hüzün, yaşamı bilgece okuyuş tertemiz bir dille, yalın bir söyleyişle ama derinliği de alabildiğince sezdirerek kuşatıyor okuyanı. Kitabın arka kapağında, Ahmet Özer üstad öyle güzel özetlemiş ki Duran Aydın şiirini söyleyecek başka söz bırakmıyor insana. Şöyle diyor Ahmet Özer :” Duran Aydın, şairanelikten kaçınan bir şair. Bildiğimiz sözcüklerle, yalın bir şiir yazıyor. Şiirlerinde imgesel söyleme az yer veriyor. Şiiri hayat kadar parçalı, duygular kadar değişken. Duran Aydın, uzun soluklu şiirlerden çok kısa şiirelerle aktarıyor sözünü. En kısa şiirinde de aktaracak söz barındırabiliyor. Şiirinde gözlemler önde. ……” Parçalı ve değişken kısmını anlamadığım için hariç tutuyor ve diğer tümüne imzamı atıyorum. Ben şahsen şiirin kısa yazılması taraftarıyım .Kısa şiirlerde daha yüklü anlamlar buluyorum.Ve okura da düşünme payı verildiği için daha adaletli buluyorum ya da daha demokrat buluyorum diyelim. Bakın ilk kez geldi bu fikir aklıma. “Daha demokrat!” Yani sözü kısa tutarak okuru fazla yormadan, onu çok meşgul etmeden şiir üzerine düşünmesini, kafa yormasını sağlıyor kısa şiir. Şair dünyanın lafını edip okurun zamanını almıyor, kısa ve anlam yüklü şiirlerle okura düşünecek zamanı bırakıyor ve şiiri bir anlamda birlikte yazmış oluyorlar. Şair kısa sözcüklerle de olsa sözünü aktarıyor ama aktarmakla kalmıyor, okurun içinde, derinlerinde bir yerlerde katmanları harekete geçiriyor ve derinden yüzeye doğru bir aktarma da okurun içinde meydana geliyor. Zaten şiir de bu değil midir? Bizi ilgilendiren şiairn yaşadığı değil , şiirde kendimiz adına ne bulduğumuzdur. Şiirde kendimiz adına bulduklarımız çoğaldıkça, o şiiri sanki kendimiz yazmış kadar keyif alıyoruz, sahipleniyoruz üstelik onur duyuyoruz.. Duran Aydın şiirlerinde de kendi adıma bulduklarımı, o şiirin altına notlar alarak kendimi şiirin içine katmış oldum. Örneğin KÖR NOKTA şiirinin ilk bölümünde “Geçmiş kalbim/ Dağlarının yamacına/ Uçurumu güllerle/ Tuzaklı” (s.41) demiş Duran Aydın ve ben notumu şöyle almışım :”farketmeden aşağı, aşk uçurumun içinde”. Yine “Bir sevdalı yazıcı Mehmet Taşar’a…” ithaf ettiği SOĞUYAN şiirinin bir yerinde şöyle diyor:”…Ağırdan almayalım şu yaşamak işini / Cidden öleceğiz’ beş on yıla kalmadan/ Bilirim mirastan sayılmayacak geridekiler/ Ne kitaptı ne dergiydi ne şiir/ Ama olsun sesinizde sesim kalsın/ Bu da çok şey bencileyin…(s.47) ” Şiirin bende kalan kısmı ise şöyle:” Asıl miras maddi olmayandır çünkü kimse kavga etmez, küsmez herkes mutlu olur. Ve bu miras hiç eksilmez hep çoğalır sesten sese” Böylece şairle birlikte tamamlamışız şiiri ve bu şiir, “benim şiirim” olmuş artık. Bir şair ve okur için bundan güzel bir şey olabilir mi? Hem okurun olmayan şiir, şiir olur mu? Bir de, “bilindik sözcüklerle yalın şiirler” yazması ve bu yalınlık içinde de yepyeni söylemlere ulaşması. Sözcük icad edenleri de gördük edebiyatta. Kimsenin anlamadığı, kendilerinin bile anlamadığı sözcükleri şiirlerine koyarak, sıradanlıktan kurtulup, şiirde yol alacaklarını sananları da gördüğümüz için, bu bilindik sözcüklerden yepyeni şiirler yazmayı çok önemli buluyorum ve asıl ustalığın burada olduğuna inanıyorum. Bilindik sözcüklerle bilinmedik sözler söylemek herr babayiğitin harcı değildir. Hani Gülten Akın demiş ya “ Kimselerin vakti yok /Durup ince şeyleri anlamaya.” “ Duran Aydın hariç” demiş midir bilmem ama Duran Aydın, kimselerin umursamadığı, ıska geçtiği, baka baka göremediği o kadar sorunu yani sorun olmayan sorunu kendine dert edinmiş ki, Sunay Akın şiirinde rastladığım “küçük şeylerden büyük hüzünler yaratma” ustalığı Duran Aydın’da da var. Günlük yaşamın rüzgârına kapılmış giden sıradan insanların hiç aklına gelmeyen duyguları yaşayan şair, okuru da şiirleriyle incelmeye, durup ince şeyleri düşünmeye kısaca insan olmaya davet ediyor. “Sesinizde sesim kalsın” diyerek geleceğe bütün şairlerin temennisi olan, kalmasını tüm yaşamını adayarak dilediği bitmez tükenmez bir mirası bırakmayı dileyen şair Duran Aydın, özgeçmişinde Adana Erkek Lisesi 2 sınıf terk “ olarak belirtiyor. Sanki o okulu terkedip, acele şiir okulu açılmış da ona kaydolmuş gibi, yaşamı boyunca hep şiirle şairlerle içiçe olmuş, kendini yetiştirmiş, hiç durmadan okumuş yazmış. Üniversitede Türk Dili Edebiyatı okumuşlardan daha özenli, daha saygılıdır dilimize. Duran Aydın bugün tüm ülkeye Adana’dan ses veren bir ustadır artık. Yazdıp çizdikleriyle, yön verdiği genç şairlerle, çıkardıkları dergiyle edebiyat dünyasına omuz veren bir ustadır. Kişiliğiyle, dostluğuyla, insanlığıyla yaşam ustası da olan değerli dostum Duran Aydın’a nice ürünlere imza atacağı bir ömür diliyorum ve “bende kalan” bir şiiriyle yazımı sonluyorum.
 
SARMAL YALNIZLIK
 
Dağı anlarım
 
Çınarın ölümünü
 
Senden bilirim
 
Susarak
 
tez elden yaşlanmayı
 
Uzaktan uzağa
 
Ayakların ellerinsiz
 
Bir deniz nasıl eskirse
 
Öylece -
 
Ben gibi (s.64)      
 
Hazırlayan
 
Toplam blog
: 264
: 1128
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

1956 Sarıkamış Kars doğumluyum. 6 şiir kitabım ve 2 deneme kitabım var. son kitaplarımı B..