Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '07

 
Kategori
Haber
 

Bir varmış bir yokmuş

Bir varmış bir yokmuş
 

Efendim bugün size bir masal anlatmak istiyorum. Bir ülke varmış. Bu ülkede insanlar uzun mu uzun, şanlı mı şanlı bir tarihe sahip olmakla övünüp kelimelerle anlatılamayacak kadar güzel bir ülkede mutlu mutlu yaşarlarmış. Ama gel zaman git zaman onları kıskanan komşuları ve daha uzaktaki ülkeler bu topraklara nifak tohumları atıp, düzenli olarak sulayıp bu ülkede karışıklıklar çıkarmaya başlamışlar. Kardeş kardeşe düşman olmuş. Birbirleriyle kıyasıya dövüşüp kamplaşmışlar. Askerler zaman zaman araya girip ortalığı sakinleştirseler de çok değişen bir şey olmamış. O zaman demişler ki bu böyle olmayacak bari dine sıkı sıkıya sarılalım demişler. Zaten uzaktaki komşulardan birisi de sizin için en iyi olan ılımlı islam napıcaksınız kemalizmi falan demiş.

Efendim bunun üzerine başlamışlar çalışmaya, bir sürü dini bütün insan yetiştiren okullar açmışlar, kızların kadınların başını da örtmüşler ama işte bir türlü özgür düşünen, ille de laiklik diyen bir kesimi susturmayı başaramamışlar. Ama yılmamışlar, bu sefer de görüntüsü modern olan başka okullar açıp bir sürü öğrenciyi hakim, savcı, ne yemeğin içinde haram mı var diyen valiler(geçici süreyle bakan olanları da var bunların), kaymakamlar, güvenlik görevlileri olarak yetiştirmişler ve salmışlar ortalığa. Ama bu kemalist denen azınlık bir türlü susmamış. Ortalığa çıkıp yürüyüşler yapıp ülkenin düzenini bozmaya devam etmişler. Bunun üstüne bir cumhurbaşkanı manevrasıyla bir güzel seçim yapıp demokrat maskemizi takıp daha kuvvetli başa gelelim demişler. Kemalist azınlıklar maalesef 70 yaşındaki genç başbakan adayıyla istenilen başarıyı elde edemeyip tarihi bir yenilgiyle kalmışlar bir başlarına. Ötekiler de bir sürü adamla başa gelmişler yeniden. Zaten sistemin içine yıllarca düzenli olarak yerleştirdikleri adamlarıyla istedikleri güce sahip bu adamlar bu sefer de gözlerini kemalistlerin son kalesine dikmişler. Başkentte, hiristiyan dünyasının çanı ile bir kayanın birleşiminden oluşan bir tepe de kurulu bu kale tüm saldırılara yıllarca direnmiş, özünü korumayı başarmış. Hatta saldırıları öyle şiddetlenmiş ki kendilerini sevmeyen gazetecileri işlerinden etmişler. Onları bir türlü kabul etmeyen ve sürekli yeni köylere giden bir tanesine de ülkeden çık git demişler. Neyse lafı uzatmayalım sonunda kemalistler dize gelmiş ve başlamışlar ülkeyi terk etmeye. Gitmeyenler de kervan geçmez yerlere sürülmüşler. Hala konuşanlar da kimin yaptığı belli olmayan suikastlarla ortadan kaldırılmışlar.

Masal bu ya ortalık durulup herşey kontrol altına alındıktan sonra uzak diyarlarda yaşayan bir hoca bir gün atlamış uçan halısına adı değiştirilmiş olan havaalanına(mesala Fettullah olsun bu havaalanının adı) inmiş. Çoşkun bir kalabalık bu gelen hocayı çılgınca alkışlamışlar. Önünde yerlere kapanıp bağlılık yemini etmişler. Onlar ermişler muradlarına biz ise, bilmiyorum biz nereye çıkmışız. Siz bulun artık.

Ama dedim ya bu bir masal. Ben bir yere gitmiyorum. Sıkıysa gönderin beni. Sürç-ü lisan ettiysek af ola.
 
Toplam blog
: 116
: 1883
Kayıt tarihi
: 24.10.06
 
 

Emekli Deniz Öğretmen Subayım. Felsefe ve yabancı dil eğitimi üzerine çalışmaktayım. Yazmak ise b..