Bir Zamanlar Çukurova'da Yılmaz, Demir'in Belalısı Oluyor!

Yapımcılığını  Timur Savcı ve Burak Sağyaşar’ın sahibi olduğu Tims&B Yapım’ın yapımını üstlendiği, yönetmenliğini Murat Saraçoğlu’nun yaptığı, başlıca rollerde; Vahide Perçin (Hünkar Yaman), Uğur Güneş (Yılmaz), Murat Ünalmış (Demir Yaman), Hilal Altınbilek (Züleyha), Bülent Polat (Gaffur), Turgay Aydın (Sabahattin), Selin Yeninci (Saniye), Sibel Taşçıoğlu (Şermin), Selin Genç (Gülten), Polen Emre (Fadik), Mustafa Açılan (Veli) ve Serpil Tamur (Haminne) yer aldığı  "Bir Zamanlar Çukurova" da heyecan fırtınası 9.bölümde de devam etti.

Yılmaz ve Fekeli Adana'ya dönmüş; Hapishanede birlikte yattığı Fekeli, Yılmaz'ı  babalık yapar, onu manevi oğlu olarak kabul eder.

Geçen bölümde bunak büyük anne bebek arabasını kırlara gezdirmeye götürmüş, sonra da oralarda unutmuş, bebek kaybolmuştu.

Yılmaz, Demir'in oğlunu bulur, getirir.

Bebek arabasının malikanenin kıyısına bırakır. Kendi oğlu olduğunu bilmeden uzun uzun bakar, bebek minnacık eli ile Yılmaz'ı parmaklarını sıkar. Tabancası ile 3-4 el ateş eder. Herkes silah sesini koşar ve bebek Adnan bulunur.

Demir Çoban Fevzi'nin barakasına gider, konuşturmak ister. Cengaver'in engellemesi ile Fevzi ve karısı Demir'in hışmından kurtulur.

Hulardan Rüstem Demir'in bağırması ile kalbi olduğu için öldüğünü Gaffur Hanımına bildirir. Cenaze arkasından yemeklerini Büyük Hanım etli pilav yaptırır, ama çoğunluk bu yemeği yemez.

Yılmaz uykusu kaçar, Fekeli ile oturur dertleşirler. Kucağına aldığı çocuğun kendinden olmasını çok istemiş, içi ısındığını anlatır. Bu çocuğun babası benim can düşmanım, intikamımı mutlaka alacağım. Fekeli Yılmaz'ya yaşadığı ayı hikayesini anlatır. Boz ayının yaptıklarını anlatır, babasının tüfeği ile boz ayıyı öldürür. Sonra geriye kalan 3 ayı yavrusunun inleyip ağlamalarını duyar. Fekeli kendinden iğrenir, yıllar yılı unutamaz. Fekeli bir can alacaksan arkasında kim kalacak ona bakacaksın. Bütün bunları ders niteliğinde Yılmaz'a anlatır. Can almak yol değil, insan yüreğini soğutmanın başka yolunu bulmalı...

Yılmaz, Hulara un, bulgur, giyecek, çocuklara ayakkabı pantolon dağıtır. Hünkar Sultan da bunu duyar.

Huuların barakalarına yakan Demir'in yanına bırakmayacaktır. Yılmaz, Demir'in arabasının benzinin boşaltır. Yolda kalınca onun başına tabanca kabzası ile vurur, ormandaki kulübeye götürür. Elini kolunu bağlar, sen huuları nasıl yaktıysan ben de seni yakacağım diyerek, mazot döker ateşler.

Fekeli, Demir Yamanlar'ın almak istediği araziyi ondan önce davranır satın alır, tapusunu Yılmaz'ın üzerine yapar. Bu durumu öğrenen Demir çılgına döner.

Fekeli bununla kalmaz, sahibi olduğu çırçır fabrikasına Yılmaz'ı götürür. İşçilerle tanıştırır, buranın yeni sahibi ben değil bundan sonra Yılmaz Beydir der. Yılmaz'ı müdür odasına çıkartır, boş koltuğa oturmasını söyler. Senin yerin orası, ben bundan sonra çay-kahve içmeye gelirim. Herkes yerini bilecek evlat. Yılmaz ben böyle bir masada oturmadım. Fekeli sen artık bir beysin, Yılmaz Bey, sen artık Ali Rahmet Fekeli'nin manevi oğlu Yılmaz beysin. Yılmaz ben burayı nasıp çekip çevireceğim. Bilenler anasının karnından bilerek mi doğuyor, öğreneceksin. Bizim derdimiz belli, maksadımız belli. Biz o yamanların Demir'i yerinden edeceğiz, ama yavaş yavaş. Senin adın yılmaz, yılmayacaksın. Yılmaz geçer koltuğa oturur.

Gaffur Yılmaz'ı beyler gibi Ziya'nın dükkanında kebap yerken görür.  Karısı Saniye'ye buralar çok karışacak çok... Bu haberi Demir Beye ahırda söyler. Demir çılgına döner, atlar arabasına atlar Gafur ile hemen Adana'ya gider. Ama Yılmaz'ın yemeği bitmiş kalkmıştır, göremez.

Demir'in arkadaşı Cengaver, İstanbul gider, hapishaneden yatanların, çıkanların listesini getir. Demir, Fekeli ile Yılmaz'ın aynı listede isimlerini görür. Aralarındaki bağlantısını çözer.

Hünkar gazetede Ali Rahmet Fekeli'nin verdiği sahte ölüm ilanını görür. Demir de annesine Yılmaz'ın arkasında Fekeli olduğunu söyler. Hünkar da Fekeli ölmüş diye ilanı gösterir. Aynı ilanı Yılmaz da görür. O sırada adasına giren Fekeli'ye sorar. Niye yaptın böyle bir şeyi. Fekeli, vardır bir hikmeti diye geçiştirir.

Hünkar Hanım, oğlu Demir bey, gelini Züleyha ve torunu Adnan'ı da alır, şehir kulübündeki davete giderler. Hepsi de takıp takıştırmıştır ama Züleyha kırmızı elbisesi ile kraliçeler gibidir. Kulüpte çok ilgi görürler, masalarına otururlar. Yüzler gülüyordur.

O sırada giriş kapısında Yılmaz gözükür, beyaz ceketi, beyaz gömlek üstünde papyonu ve siyah pantolonu ile damatlar gibi içeri girer.

Bütün gözler ona çevrilir, Hünkar Hanımağa, Demir Bey, Cengaver ve Zühayla. Büyük sürpriz Zühala'ya olur. Öldü denilen Yılmaz bütün ihtişamı ile karşısındadır göz göze gelirler.

Demir'in yüzü allak-bullak olur, bütün keyfi kaçar. Hünkar Hanımın da suratı dağılır. Masadaki herkesin gülen suratı düşer.

Şimdi ne olacak, Yılmaz nereye oturacak! Gelir Züleyha'nın yanına masaya oturur mu dersiniz. Haftaya hep birlikte göreceğiz.

Dizi hakkında birkaç kelam laf edelim.

Bu dizi izleyici tarafından çok sevildi. 2-3 haftadır Haftanın dizileri arasında birinci sırada yer aldı. Nedeni: seyirci hikayeyi ve karakterleri sevdi. Başta usta oyuncu Hünkar karakterini can veren Vahide Perçin, Yılmaz karakteri (Uğur Güneş) de oldukça çok sevildi. Mutfaktaki Saniye (Selin Yeninci) rolünde çok başarılı. Haminne (Serpil Tamur) bunak yaşlı kadın rolünde çok başarılı. Gülten'nin (Selin Genç) Yılmaz'a platonik  aşkı devam ediyor ama Yılmaz'ın bu aşktan haberi yok. Fekeli (Kerem Alışık) babacan, bilge kişiliği ile diziye bir başka tat veriyor.

Böyle giderse Yılmaz, Demir'in belalısı olacak gibi.

İlerleyen bölümlerde neler olacağını hep birlikte göreceğiz.

Keyifli Seyirler.

Saygılar ve sevgiler.

Abdurrahman Balcılar

Twitter : abdurrahman balcılar@abbalcilar

Mail : ab.balcilar@hotmail.com

Blog: blog.milliyet.com.tr/cansever

Şahsi Blog: Abdurrahman Balcılar Blog Sayfası

• *Şahsi Blog sayfamda ve Milliyet Blog’da yayınlanan blog yazıları büyük bir çalışmanın ürünü olup, izinsiz ya da kaynak göstermeden alıntı yapılamaz. Aksi halde kanuni işlem yapılır.