Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '17

 
Kategori
Psikoloji
 

Biraz '' Duyarlılık ''

Biraz '' Duyarlılık ''
 

Merhabalar,uzun bir aradan sonra tekrar bloguma dönüş yaptım.Öncelikle belirtmeliyim ki,yazımı okuduğunuz için  ve güzel geri bildirimleriniz için çok teşekkür ederim. :)

Bu yazımında bahsetmek istediğim konu başlıkta da belirtiğim gibi ''Biraz Duyarlılık''..

Toplumca çok iyi günlerden geçmiyoruz ne yazık ki hatta tüm insanlığıda buna dahil edebiliriz.Yazıma şu soruyla başlamak istiyorum; Neden bu kadar kötü olmak için çabalıyoruz? Bu soru aklımda durmadan dönüp duruyor bunu sorgulayıp hayatıma devam etmek zorunda kalıyorum,çünkü bireysel sorgulamam hiç bir işe yaramadığını görüyorum ve bu süreç benim daha çok canımı sıkıyor.En fazla bu derdimi yakınımdakilerle paylaşabiliyorum sonra o sohbet bittiğinde ufak 'sil baştanlar' yaşıyorum,gücüm daha fazlasına yetemiyor.Ben istiyorum ki insanlar bu kadar kötü olmasın.Kötülükten kastım sadece başka bir insana zarar vermek ona travmalar yaşatmak falan değil,benim kastım tüm canlılara yapılan her türlü haksızlıklar ve de tüm yaşadığın çevreye..Geçen aylarda gittiğim bir müzeden bir kitap aldım.Kitabın adı ''Boğaz Hakkında Her Şey'' çok güzel bir İstanbul rehberi olabilecek nitelikte eğer bulabilirseniz okumanızı tavsiye ederim.Kitabı biraz karıştırdıktan sonra aklıma gelen düşünce şu oldu; Bu insanlar İstanbul'dan ne istiyor da bu kadar hoyratça şehri kullanabiliyor?İstanbul çok güzel bir yer,zaten küçüklüğümüzden beri bize de hep ders kitaplarında İstanbul'un Dünya'da ne kadar önemli bir yere sahip olduğu ve bir çok millete ev sahipliği yaptığı anlatılırdı.Kendime sonra belli gezi rotaları belirledim ve zevkle okumaya not almaya devam ettim.O kadar gezilecek görülecek yer vardı ki çoğundan haberdar bile değiliz ya da çoğu yer aramızda değil. Sonra neden aramızda olmağını düşünmeye başladım.Zamanında savaşlar,depremler nedeniyle bir çok yerin bozguna uğradığı ilk etapta aklıma gelen nedenlerdi.Peki ya günümüzde?

İnsanlar gerçekten kötü ya da kötü olmaya mı zorlanıyor bilemiyorum ya da onları bu kadar kötü olmaya iten gerekçeler de ne?Sadece İstanbul için konuşmuyorum.Yaşadığımız yeri yıkıp yakmaya çok alıştık,sözde faydacılık adı altında kendi işimize nasıl gelirse öyle davranmaya çevremizi ona göre şekillendirmeye başladık ve etrafımızda mağdur olan ezilen üzülen var mı düşünmyoruz bile,sadece en önce benim istediğim olsun istiyoruz saygımız yok tahamülümüz yok oturup ince şeylerden konuşmaya vaktimiz yok,hep alıyoruz atıyoruz tüketiyoruz değer vermiyoruz. İnsanlar arası ilişkilerde de böyle olmaya başladık.Kendimizi düzeltmeye çalışmıyoruz aksine gittiğimiz her çevreyi elimizden geldğince daha yaşanamaz hale getiriyoruz.Güç elmize geçtikte bir çok insani davranışımızdan uzaklaşıyoruz ve bunu bir matahmış gibi dillendiriyoruz.İstanbul örneğinde de bahsettiğim gibi buram buram tarih kokan bir şehir ama biz napıyoruz tarihi yapıyı korumuyor daha fazla binalar dikiyoruz sonunu düşünmeden hızla toprağı kazıyoruz,toplumda bulunan büyük devler de bunu destekliyor,desteklendikçe güçleniyor güçlendikçe kötüleşiyoruz..Böyle bir kısır döngüye girerek kendi sonumuzu kendimiz getiriyoruz.Büyük devletler tarafından desteklen şiddet grupları da bu sayede büyüyor ve dünyaya yayılıyor ve daha çok şiddete maruz kalıyor ve buna alıştırılmaya zorlanıyoruz.Medyada her gün karşılaştığımız çoğu olaya kayıtsız kalabliyoruz.Ülkemizin doğu sınırındaki komşularla yaşadığımız olayları okadar kanıksadık ki tek diyebildiğimiz ''iyi ya bugun çok insan ölmemiş''oluyor.Ama o kaybettiğimiz insanlar ya bizim yakınımız olsaydı ateş düştüğü yeri yakar misali,o zaman böyle bir tepki verebilir miydik?

Açıkcasını söylemek gerekirse kötü olmaya alıştırıldık,en vahim olan da alışmak zaten..Demek ki neymiş kötülük sadece başka bir insana zarar vermek değil yaşadığımız topluma ve tüm canlılara zarar vermekten geçiyormuş.Çocuklarımıza da hep bunu aşılamalıyız,ehlileşmiş ailelerin ehlileşmiş çocukları olarak bizden sonraki neslimizde bunu vurgulamalıyız tabi ki kendini de çok alçatmamak üzere değer bilelim yeter ki, sadece tek isteğim biraz daha iyimserlik biraz daha sevgi biraz daha hoşgörü ve saygı..İster inanın ister inanmayın böyle ancak varolabiliriz,bir şeylere zarar vermek daha hızlı sonumuzu getirir,insan ilişkilerinde de en önemli sorunumuz bu,hayvan bile hayvana bunu yapmıyor belgesellerde de görüyoruz ki doğadan sadece ihtiyacı olanı alıyor ve tabiatın geri kalanına zarar vermiyor. Ama ya biz insanoğlu?...  (Üç noktayı sizin için bıraktım)

Merhametli çocuklar büyütün
Kedilerin kuyruğunu çekmeyen
Karıncaların yuvalarını bozmayan
Salyangozları ezmeyen çocuklar…..
Köpekleri taşlamayan
Ağaç dallarını kırmayan
Çiçekleri ezmeyen çocuklar…..
Sevgiyi hissetmeyi ve hissettirmeyi bilen çocuklar….

 
Toplam blog
: 3
: 247
Kayıt tarihi
: 28.12.16
 
 

Psikolog ..