Biraz oradan, biraz buradan ve MB Yazarları İzmir toplantısı

Cumartesi akşamı eve gittiğimde hanım, yarın akşam misafir var ben toplantınıza gelemiyorum deyince biraz canım sıkıldı. “Kıymet ablanın haberi var mı?” dedim. “Aradım ama telefon yanıt vermedi ama mutlaka arayıp söyleyeceğim” dedi. “Sen gelmezsen Kıymet abla da (Şair Onur Şenli'nin eşi THM sanatcısı Kıymet UNUTMA) gelmez dedim. İster misin Onur abi de gelmesin. Eh Mustafa Mumcu beni Kemeraltı sınırları içinde kıstırırsa linç eder herhalde!” dedim. Neyse ki Pazar günü öğle sıcağında 8 numaralı belediye otobüsünden Çankaya’da indiğimde Onur ağabeyi aradım ve geleceğini öğrenince derin bir soluk aldım. Böylece linç edilmekten kurtulmuştum. Geçen sonbahar toplantısında aylarca bana “Onur Şenli’yi işgal ettin diye sitem edip durmuştu.

Toplantı yerine vardığımda Mustafa Mumcu bembeyaz sakalları ve bir derviş tavrıyla karşıladı beni. Şeyh Bedrettin olması için bir hırkası eksikti. Sevgili Pınar, Şahin Özşahin, Adem Çalışkan ve güleç yüzlü bayan namı diğer Alyoşa (Hülya hn) ve Nilüfer hanım, İlyas Çalışkan ve bir sürü arkadaş oradaydı. Herkesle selamlaştık. Biraz sonra İzmirli97 diye tanıdığımız Osman Bey ve eşi teşrif ettiler. Daha sonrada Onur Şenli ağabey arkadaşı Dr.Osman Dindar ile birlikte geldiler. Eh Onur ağabeyin olduğu yerde sohbet olmaz mı? Anı anlatımları birbirini kovaladı. Zirve rumuzlu Özden hanım bütün hanımefendiliği ile aramıza katıldı. Biraz sonrada Gülgün Karaoğlu toplantıya bir gülücük bombası gibi düştü. O güzel gözleri ile her tarafa ışık saçıyordu. Arkasından İstanbullu misafirimiz Cansın Erol hanımefendi aramıza katıldı. Ali Nail bey ve eşi Bursa’dan gelmişler. hoş gelmişler sefa getirmişler. Buarada öykü ve roman yazmak arzusunda olan Beyza hanım ve Sema hanım ile (Eğer hafızam beni yanıltmıyorsa, yaşlılık bazen isimleri unutabiliyorum) tanıştım. Şimdiden söyleyeyim aramıza yakın zamanda yeni bir kitaplı yazar katılacağına eminim.

Sohbetler ve arkasından mangal keyfide tamam olunca baktım ki ortalık duruluyor hemen Mustafa ağabeyin yakasına yapıştım “Hani dedim şiir okuyacaktın” Baktı ki pabuç pahalı topu Onur Şenli’nin üstüne attı. “Onur şiirin öyküsünü ve Agora Meyhanesini bir anlatsın şiirini sonra okuyayım” dedi. Eh Onur ağabey sözü eline bir aldı pir aldı. Bu arada mikron olmayışı büyük bir eksiklikti. Sonra da Mustafa Mumcu’dan şiiri dinledik. Onur ağabey şiir bitince taşı gediğine koydu hemen. “Mustafa ben böyle bir şiir yazdığımı hatırlamıyorum” Mustafa ağabeyde intikamını benden aldı. Beni göstererek “Bu arkadaş bir kitap yazmış hiç bir şey anlamadım isimler bir garip aklımda tutamıyorum” dedi. Ben kendimi yazar adayı görürken sağolsun birden beni yazar yaptı. Malum bizim ülkemizde anlaşılmayan yazar iyi yazardır. Ne yazdığı belli olan ve anlaşılan yazara pek iyi gözle bakmazlar. Mustafa Mumcu ağabeyde benim reklamımı istese de bu kadar iyi yapamazdı.

Gitme vakti geldiğinde ayaklarım geri geri giderken mecburen ayrılmak gerekti. Toplantıya katılan ve burada ismini anamadığım herkese teşekkür ederim. Mustafa Mumcu ağabeye de böyle bir organizasyon için tekrar teşekkürler.

Dostlar ayrı bir blogda yazacağım ama 19 Nisan ve 25 Nisan günlerinde saat 13-15 arası İzmir kitap fuarında Kavim-Devir yayıncılık standında (2. Salon 302-C standı) eğer son anda bir aksilik olmaz ise (Kitap halâ matbaada küçük de olsa yetişmeme ihtimali var) “C.IV.A Son Savaş ve Bulutlar Ağlamasın-Medusa isimli kitaplarım için imza günüm var. Bütün dostlar davetlidir.

Herkese kucak dolusu sevgiler ve saygılar.

Ali İhsan UĞUZ
13 Nisan 2009