Biri bana İzmir’i gezdirsin lütfen!

Ama mümkünse Ardahan’ı ve Edirne’yi görmüş olsun. Ülkesinden haberdar.

Selimiye camini görmüş olsun. Üstelik Van gölünü de.

Dert değil resimlerde görmüş olsa yeter. Yeter ki oraları merak etmiş biri olsun.

Söz! Ben de size İstanbul’u gezdireceğim. Mutlaka beklerim.

Önce Esenyurt'tan başlayacağız gezmeye. Sonra Sultanbeyli. Oradan Fikirtepe. Sonra da Armutlu…! Sıkılmak yok.

Silivri’ye gideceğiz, yoğurt yiyeceğiz. Korkacak bir şey olmayacak!

Sonra kalkıp ta öteki ucuna, Tuzla'da tersanelere gidip, bir kahvehanede işçi cenazelerini dinleyeceğiz.

Piyade okulunu görmeden geçmeyeceğiz. Tuzla'da size köfte ikram edeceğim.

Eminönü, Eyüp, Fatih, Şehzadebaşı, Fener, Balat, Kumkapı’yı unutmam, merak etmeyin.

Balık pazarını görür, çiçek pasajında bir tek atarız. Romanlar çalar biz söyleriz.

Piyerloti'de çay içirmeden göndermem sizi.

Mercan yokuşunu,  Beyazıt meydanını, Sahaflar çarşısını gezeceğiz.

Kapalı çarşıyı kendiniz gezersiniz. “Kapalı çarşı kapalı kutu” değil artık!

Galata kulesine de bir bakarız. Beyazıt kulesine de.

Maalesef benle gezdiğiniz için, Büyük İskender’in lahdini de göreceksiniz, Alparslan’ın zırhını da. Taksim anıtının önünde resminizi çekerim.

Boğaziçi’ni bensiz gezersiniz. Bir tur otobüsüne binersiniz. İstanbullu olmayan rehberiniz size Boğaziçi köprüsünün cumhuriyetin 50. Yılında açıldığını söylemeyi unutacaktır.

Boğaz da balık yedirecektir size. Ya Norveç uskumrusu veya kültür çipurası olacaktır.

Siz İstanbul’un, lüferini palamutunu bilmeden gideceksiniz. Beykoz kalkanınıda.

Ama boş verin. Ben size bir buz kutusuna koyar gönderirim onları. Ya da bana bir kez daha misafir olursunuz. O gelişinizde rakı balık ikram ederim.

Orhan Veli’den bahseder, şişenin içine de gireriz birlikte.

En son Üsküdar dan kaldırılan Tramvayın, Beyoğlu ve modaya gelişini anlatırım.

Kuruçeşme'deki kömür depolarını anlatırım. Çatanaları anlatırım. Takaları anlatırım.

Kanlıca yoğurdunun aslında akbaba köyünde yapıldığını anlatırım.

Anlatırım bütün bildiğimi. Siz yeter ki gelin.

Ama siz de bana İzmir’i gezdirin.

Bülent Selen