Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Eylül '07

 
Kategori
Doğa Sporları
 

Bisikletle yolculuk

Bisikletle yolculuk
 

İnsanoğlu bisiklete bineli birçok maceralar yaşar.

Öyle ki dağlara çıkarken veya şehir dışına bir yerlere giderken köylerde duruyor oradaki insanlarla selamlaşıyor hoş sohbet ediyorsunuz. Gerçi onların size bakış açıları garip gibi gelse de siz hemen olaya müdahale ediyor bunun bir spor olduğunu, kendimizi kahve köşelerinden kaçırıp pişti den uzak, sigaradan uzak doğa ile baş başa kaldığımızı onlara söyleyip ikna edebiliyoruz.

Benim köylü vatandaşım çok anlayışlıdır. Köyünden geçerken bizim gibi okumuş ve spor için bisiklete binen insanların dinlenmek ve solunmak için bile olsa bir çayın ya da kahvenin ikramları bizleri gerçekten memnun ediyor.

Evet, bisiklete binmek ve doğa ile baş başa kalmak öyle güzel ki. O yorgunluğa değer mi? Sağlığınızı düşünüyorsanız vallahi değer, tabi kendinize baktığınız sürece. Nasıl yani. Çalışıyorsanız işinize bisikletinizle pekâlâ gidebilirsiniz. İşinizle eviniz arası ne çok yakın olacak ne de çık uzak. 5 ila 10 kilometre arası olursa hem yorulmazsınız hem de hafta sonları için ya da idman yapmış olursunuz ki ilerde uzun yola çıkmak için kendinizi hazır hissedersiniz. Günde yarım saat ile bir saat arası bisiklete binmek size her şey kazandırır.

Ben bisiklete binmek için öyle yaptım. Yağmurlu havalarda bile bisiklet bindiğim çok olmuştur. Aylar ve yıllar geçtikçe ve bisikletinizin donanımını hafiflettikçe inanın hiç üzerinden inmek bile istemiyorsunuz. İlk önceleri yokuş tırmanırken size zor gelebilir. Ama bisiklete bindikçe o yokuşlar size çak hafif gelecek. Bu bir yerde bünyenizi alıştırmanıza bağlı.

Şimdi gelelim bisiklet yolculuklarına. Donanım dedik. Bisikleti hafiflettik ve bisikletimizi yola çıkmasını hazır hale getirdik. Pekiyi bizler neler giymeliyiz. Soğuk havalarda veya sıcak havalar da. Birde rüzgâr var ya. Bizler terli iken çarpılabilir ve de hasta olabiliriz. İlk önce şunu söylemekte fayda görüyorum her zaman hafif giyineceğiz. Rüzgâr ve yağmur geçirmeyen giysiler giydiğimizde ki bunlar dağ malzemeleri satan yerlerde bulunabilir ya da profesyonel bisiklet satan yerlerde satın almanızı öneririm. Yazlık içinde giysilerde mevcuttur. Bunlar özel kumaştan yapılıp teri korur cinsindendir.

Yağmurlu havalarda bisiklete binmek bir başka güzel diyebilirim. Hele ormandan geçiyorsanız onun zevki başka oluyor. Anlatmakla olmaz yaşamak lazım. Bunun içinde bisiklet kullanıcılarına göre hazırlanmış yağmurluklu bisiklet giysileri vardır.

Spor yapacağımız için, bisiklete bineceğimiz için ve de daima hareket halinde olacağımız için yapacağımız tek şey hafif giyinmek. Yünlü kazakları asla giymeyeceğiz. Yünlülerden kaçacağız. Hem onlar çok terletir, hem de hem de rüzgârı göğsümüze alır. Dağlara tırmanırken terleyeceğimizden önümüzü açabilir ama inişte mutlaka ne kadar terli olsak ta kapatmalı hatta bir gazete parçasını göğsümüze koymalıyız.

Yollarda nelerle karşılaşacağımızı bilemediğimizden her zaman temkinli olmalıyız. Öncelikle bizim insanlarımız biraz da kendilerini düşündüklerinden karşındakine karşı saygılı olmadıklarından bizim gibi bisikletlileri takmayabilirler ve kafa tutabilirler. “Koş koca adam oldun bisikletinle bu yollarda ne işin var” diye. Bazıları da sizi solladıktan sonra ilerde durur ve sizi bekler, siz oraya vardıktan sonra sizi ayakta alkışlayabilir “Yorulmuşsunuzdur bir çayımızı ya da kahvemizi için, açsanız yemek söyleyebilirim” diyebilirler. İnsanlar belli olmaz kötü niyetli de olabilirler iyi niyetli de. Yine de dikkatli ve temkinli olmakta fayda vardır.

Bir de uzun yola çıkarken her zaman hazırlıklı olmalıyız. Yolların üzerine parçalar halinde ya çam parçaları ya da çok küçük diken parçaları mevcuttur. Bunlar bizim lastikleri her an zarar verip patlatabilirler. Patlayan lastiklerle gidemeyeceğimize göre iş başa düşüyor demektir. O zaman patlayan lastiği sökmesini yama yapmasını öğrenmeliyiz en azından. Ya da yanımızda her an hazırda bir adet iç lastik hazır bulundurmamız sizin yararınıza olur. Lastikleri usulüne janta takıp yerleştirdikten sonra yine yanınızda bulundurduğunuz pompa ile lastiklere hava basacaksınız ve bisiklete monte edip yolunuza devam edebilirsiniz.

Daha uzun yollarda iki bacağınızın birden çalışması sizin yararınız olur. Genelde bisikletlerde pedalı yukarıdan aşağıya doğru iteriz. Ayaklarımız pedala kilitli olmadığından aşağıdan yukarıya çekemeyiz. Pedalın biri yukarıda iken diğeri aşağıdadır. Hâlbuki uzun yola gidenler iki bacağını da kullanarak hem daha hızlı yol alıyorlar hem de bacaklarınızı çekerken de bacak kaslarınızı gererek kasların gelişmesini sağlıyorsunuz. Aynı zamanlarda ayakkabın pedala kilitli olmasından dolayı ayakkabımız pedaldan kaymayacağından olabilecek her tür kazayı önlemiş olur.

Pekiyi şimdi diyeceksiniz ki ayaklar pedala kilitli ise durduğum zaman düşmez miyim?

Hayır, onun da kolayı var. Topuğunuzu dışarıya doğru verdiğinizde ayakkabı pedaldan rahatlıkla kurtulabiliyor.

Nerde olursak olalım kaza geliyorum demez. Ya otomobilin içinde ya da bisikletin üzerinde olursak olalım önlem almadan yola çıkmayalım. Otomobil için nasıl kemer bizim kaza esnasında koltuğun üzerinde kalmamızı ve başımızı bir yerlere vurmamızı koruyorsa bisiklet için kask basımızı koruması için aynı görevi yapmaktadır. Amaç hayat kurtarmak değil midir? Evet, bacağınız ya da kollunuzu veya vücudunuzun bir yerini kırabilirsiniz ve tedavi olmanız mümkün ve sonra iyileşip bisiklete de binebilirsiniz ama kafatası gitti mi? Allah muhafaza. Sonuç ölümle neticelenir. İzmir Karşıyaka da oturan böyle bisiklete binen genç bir arkadaşımızı kask kullanmadı diye kaybettik. Eğer kask olsaydı şimdi hayatta olurdu.

Bisikletin üzerinde bulunduracağınız kilometre saati ile de gideceğiniz mesafeyi ölçer, bununla kalmaz zamanınızı ayarlayabilir, kalan mesafeyi hesaplayıp buna göre de kalan enerjinizi ona göre tanzim edebilirsiniz.

Yoldan geldikten sonrada kirlenmişsinizdir ve yorgunsunuzdur. Bisikletinizde öyledir. Nasıl duş alıp kendimizi refaha ulaştırıyorsak bisiklete de öyle bakmalıyız. En azından bisikletin can damarı olan zincirleri bakımını yapmak görevi de size düşüyor. Zincir ayna ve rubleye fazla zarar vermemek için kendi yağı ile yağlıdır. Bu yağlardan dolayı havada bulunan toz duman ve çamur sayesinde zincirimize bulaşmakta orada pisliklerin birikmesine sebep olmaktadır. Bundan sonra ki binişlerimizde de bize zorluklar çıkartabilirler. Onun için bu pislikleri temizlemek bizim yararımızadır. Zincir, ayna ve rubleyi en güzel benzin temizler. Bunun için de benzin istasyona gidip az miktarda benzin almak ve ince fırça ile usulüne göre rahatlıkla temizleyebilirsiniz. Sonra da zincir için hazırlanmış özel yağı ile yağlayıp bundan sonra ki binişlere bisikletinizi hazırlayabilirsiniz.

Bisiklet iyi ki de varsın.

Yürüsem bu kadar çok gezebilir midim?

Hayır.

Otomobilim olsa yıllık vergisi, muayenesi vs derken benzini bir sürü masraf.

Tek kişilik ama özgürce, doğa ile baş başa.

Beni bekle doğa, geliyorum. Ormanına, yeşil alanlarına...

Arkamdan gelen var mı?

Bekleyim mi, yoksa?

Bir iki kalkıyoruz.

 
Toplam blog
: 540
: 3176
Kayıt tarihi
: 02.01.07
 
 

Hiç bir motorlu araca binmeyi sevemedim. Daha doğrusu sevdiremediler. Onun yerine iki tekerlekli ..