Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '08

 
Kategori
Haber
 

Biz bize benzemiyoruz artık

Biz bize benzemiyoruz artık
 

Azeri halkının çok sevdiğim bir atasözü var; şöyledir: "Bin dost az, bir düşman çok." Bu sözü bir toplumun her haline uyarlamak mümkün. Mesela şöyle diyebiliriz: "Bin tok az, bir aç çok." veya "Bin mutlu az, bir mutsuz çok." gibi... Toplumun geneli mutlu olmalı; "Yediği önünde, yemediği ardında" olmasa da milletimizin her ferdi tok olmalı; işi ve aşı olmalı...

Demirel'in çok sevdiğim bir sözü vardı: zaten kendisi de söz ustasıydı: "Bu memlekette herkes birinci sınıf vatandaştır." diyordu. Her gittiği yerde bu sözü dillendiriyordu. Acaba öyle miyiz?!.. "Birinci sınıf vatandaş!.." bunu bir yere not ediniz; hatta ülkemizin gerçekleri ışığında yazılsa çok iyi de bir tiyatro oyunu olur.

Hepimiz birinci sınıf vatandaş mıyız?..

Dünden beri bir haber içimi sızlatıp durdu; son gelişmelerden haberim olmadı, dünkü haliyle yazayım:

"Bu bebeği çöpe attılar: Adı battaniyesine iliştirilmiş talihsiz bebek, donuyordu. Bandırma'da vicdansızların, çöp konteynerine bıraktığı talihsiz yavru, ağlayınca donarak ölmekten son anda kurtuldu. 4 aylık olduğu belirlenen Aysu adlı bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.

"4 aylık Aysu'yu çöpe attılar: Balıkesir'in Bandırma İlçesi'nde belediyenin çöp ekibi bir apartmanın yanındaki boş arsada çöp konteynırının yanında battaniyeye sarılı ağlayan bir bebek buldular. Olayın polise bildirilmesinin ardından polis ve sağlık ekipleri, karlar altında donmak üzere olan 4 aylık kız çocuğunu Dr. Mustafa Güven Karahan Devlet Hastanesi Acil Servisi'ne kaldırdı. Bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Bebeğin üstünden çıkan notta isminin Aysu olduğu, ailesinin çok fakir olduğu içiin bebeğe bakamadığı ve bebeğin evlatlık olarak verilmesinin istendiği öğrenildi."(Yeniçağ 18.02.2008)

İngiltere batmak üzere olan "Northern Rock" adlı bankasını geçici olarak kamulaştırdı. İngiltere'de 38 yıllık bir aradan sonra böyle bir kamulaştırma gerçekleştiriliyor. Biz ise çatırdayan her bankamızı sattık; hem de yabancılara...Şimdi bu bankalar "ümüğümüzü" sıkıyorlar; gün gelecek sıkılacak ümük de kalmayacak, elde ne mal kalacak ne de mülk... Bir yabancının banka ekstresi geldi bugün; şubat 2008'den itibaren yıllık aidat kesintilerinin 35 YTL olacağı bildiriliyor. Her yolunu bulmuşlar bizleri yolmanın...Batılı devletler Güney Batı Asya'yı da su yolu yaptılar. Petrodolarları ülkelerine çekmeye çalışıyorlar. Devletin biri de "İslami Hisse Senedi" cinliğinin peşinde...

Bari dirilsek de Halkbank satılmasa; bizim olan bu banka bizim olarak kalsa...

Nereden bakarsak bakalım artık biz bize benzemiyoruz... Tok açın halinden anlamıyor; yoksullar kendi gerçek dünyalarıyla yalnızlar; başbaşalar...

Ahlaki çöküntü de işin bir başka acı yani.. Komşu ülkelerden getirilen kadınların ruhundan ve bedeninden para kazanan soysuzların varlığı çok acı; çok... Bu asil milletin hiçbir evladı, hiçbir kadına böyle bir hayatı asla reva görmemeli; kadının ruhu ve bedeni yüceltilir; asla satılmaz!..

Son yıllarda bize benzemeyen bir olay duysam; "Biz bize benzemiyoruz artık" diyorum, içim kan ağlayarak... Sizce de öyle değil mi?!.. Biz bize benziyor muyuz?!..

Bizim bize benzemediğimiz bir haber de 18.02.2008 Pazartesi günü tüm gazetelerin internet sayfalarında yerini aldı. "Tecavüzcü katil eski kiracı çıktı: Misafir oldukları evde dehşet saçtılar. Eskişehir'de annesini öldürüp, 16 yaşındaki kızına tecavüz eden zanlı ve ona suç ortaklığı yapan imam nikahlı hamile eşi yakalandı."

Biz bize benzemekten çıkalı çok oldu...

Bir önerim var partilere: AKP, CHP, MHP birlikte ev ev gezsinler. Amaçları oy toplamak değil, halkı anlamak olmalı. Mesela son beş yılda boşanmış 100 annenin evine gitsinler; o kadınlar ne yerler, ne içerler, çocuklarına nasıl bakarlar bunu iyice bir görsünlar. Kirada oturan rastgele 100 aileyi ziyaret etsinler... 100 tane genç işsizin anne baba yanındaki mahçubiyet yüklü yaşamlarını görsünler... Hapiste olan 100 garibanın evini ziyaret etsinler... Kart borcunu ödeyemeyen, icralık olmuş 100 aileyi de ziyaret etsinler... İşten çıkarılmış 100 işsiz bababın da evine gitsinler...Bu ailelerle saatlerce otursunlar: konuşsunlar, dertlerini dinlesinler...Listeyi daha da uzatabiliriz... Böyle birşey yaparlarsa işte o zaman oturup kafa kafaya verip dertlerimize çare bulurlar...

Bizim bize yeniden ve hızla benzememiz gerekiyor; tek çare budur!..

fot.Yeniçağ gazetesi

 
Toplam blog
: 323
: 2029
Kayıt tarihi
: 04.09.06
 
 

Yaşanan her hayat en iyi hayattır; yeter ki içinde kötülük olmasın!.. ..