Biz Bu Kadar Saf mıyız...

Çanakkale, Kore, Vietnam savaşlarını anlatan film,kitap,yazı türünden döküman ve belgelerden yararlanan her aklı başında insanın; emperyalist devletlerin nasıl bir sömürü, insan yeme politikası izlediğini anlamamasına imkan yoktur sanırım.

Çanakkale Savaşlarında örneğin; sen tut, taa Avustralya'dan, Yeni Zelenda'dan asker getir.. .Adamlar, nereye, niçin götürüldüklerini, kiminle savaşacaklarını bile anlamadan, gelmişler topraklarımıza...Peki bizim Vietnam'da, Kore'de işimiz neydi?Kendi askerlerinin çoğu , paralı asker...Onca insanımız -boşu boşuna- şehit, ya da, kolundan bacağından oldu.

Nereye göz dikmişlerse, Nato bahanesiyle mehmetçiğimizi götürmüşler, hala daha götürüyorlar. Şimdiye kadar, Nato'nun bize ne faydası olmuş -cehaletime verin- ben bilmiyorum...Elimizi kaptırmışız, kolumuzu alamıyoruz. Vietnam'da, Kore'de, Afganistan, Irak'ta,Bosna'da, vatan evlatlarımız ne uğruna savaştılar...O ülkelerin insanları ile bizim ne gibi bir sorunumuz vardı...ABD'nin, İngiltere'nin sağlam bir maşası olarak, görevimizi gururla yapıyoruz. .Nazım Hikmet'in şiirindeki gibi... "gocuklu celep kaldırınca sopasını, sürüye katılıverirsin hemen; ve adeta mağrur,koşarsın salhaneye" Üstelik de, üsleri için, topraklarımız emirlerine amade.

Emellerini gerçekleştirecek son perdenin senaryosunun, bizim Ortadoğu cehennemine çekilişimize ilişkin olduğu, aşikar.Gemiye saldırının arkasında neler olduğu, önümüzdeki günlerde, daha net anlaşılacak umarım.Gerçekten saf, iyi niyetli insanlarımızla birlikte, blinçli olarak, efendilerine hizmet eden insanların da gayretiyle, insani yardım adı altında gemi gönderiyoruz...Kimlere? Arap kardeşlerimize...Yaa, adamların etrafı, kendileri gibi Arap ve Müslüman ülklerle dolu. Acep neden, onlar kıllarını kıpırdatmazlar. Haşmetli Suudi, Mısır, Ürdün, Sudan, Lübnan...

Bizde bir söz vardır, amiyane tabirle, biri bir- kazık yediği- zaman söylerler "paran mı çoktu, aklın mı yoktu" diye... Paramız olsa, nüfusumuzun yarıdan çoğu açlık sınırında yaşamazdı,ikinci şık daha olası görünüyor...Özeleştiriler canımızı yakar ama geçekleri inkar da kendimizi kandırmaktan başka işe yaramaz.

Can Ataklı'nın yazısından öğrendiğime göre, Mavi Marmara adlı gemiyi, İHH, deniz işletmesinden satın almış.Gemiden Türk bayrağını indirip, Afrika'da küçük bir Müslüman adası olan Komor bayrağını çekmiş.Vergiden kaçırma amaçlı yapıldğı söylenen bu davranışı nasıl yorumlamalı bilmiyorum.Kendi vatandaşının rızkından çalınmıyor mu, böyle yapmakla?Kendi vatandaşından çalıp,başka kıtadaki insana yardım götürmek, gerçek Müslümana yakışır bir davranış mıdır...

Gemiye saldırı olayından sonra, bazı vatandaşların askerlik şubelerine gideceklerini,İsrail'e"haddini bildirmek gerektiği" şeklindeki beyanlarını okuyorum.Savaşalım tabii ama bizzat, yurdumuza bir saldırı olursa...Hiç durmayalım, Kurtuluş Savaşımızdaki gibi, topyekun...

Oynanan kirli oyunları görelim artık...Elimize tutuşturdukları silahı; onların istediklerine değil, kendilerine çevirmenin zamanıdır...Bu silah; aklımız, inancımız "damarlarımızda taşıdığımız asil kan" olmalıdır...

Gemi saldırısında ölenler için Allah'dan rahmet diliyor, İsrail'in, Siyonizm adına uyguladığı yayılmacı politikasını da, bu vesile ile lanetliyorum.