Biz mi ölüyüz yoksa ölüler mi diri?

Bundan 30 yıl önce ölen bir insana soru sorma imkânınız olsaydı, ne sorardınız? 

Adaya üç kişi düşmüş tarzı bi’ yazı değil. Belinizin arkasına bir yastık koyun, rahatlayın ve soruyu düşünün: Ne sorardınız? 

O kadar çok soru var ki… 

Hayat o kadar garip ki, istekler, sorular hiçbir zaman bitmez. Hep bi ayrıntı istersin. İnsanoğlu tatmin olmama üzerine kurulu sanki… Bazen düşünüyorum (bazen ama) biz ne biliyoruz diye? Ne kadarını biliyoruz? 

O kadar cahiliz ki… O kadar cahil olmamıza karşın o kadar da âlimiz ki… 

Sürekli öğrenmek, sürekli bilgilenmek ve sürekli cevap arıyoruz. En sonunda belki diğer tarafta buluruz cevapları diye düşünüyoruz. Belki diyorum çünkü kesin bir şey yok. 

Ben 30 yıl önce ölmüş birine soru sorma imkânı yakalasaydım, sormazdım. Sen sor derdim. O ölen kişinin görüşüne göre soru almak isterdim. Çünkü bunu yapmak daha zevklidir. Cevap almak yerine cevap vermek ayrı bir hazdır. 

“Fenerbahçe benden sonra ne zaman aldı Türkiye Kupası’nı?” diye bir ilk soruyla başlamak ayrı bir zevk verir herhalde… Adam 30 yıl önce ölmüş, bir yıldır Kenan Evren cuntacıları görevde, para yok, tüp yok, benzin yok, ölü çok yine de Feneri soruyor. Ya ÖZAL’ı sorsana be mübarek diyemezsin; ölmüş çünkü… 

Ölüyle ölü olunmaz atasözü burada geçerli değil maalesef! “Bak düzgün bir soru sor yoksa ben soracağım valla!” şeklindeki kaba tarzımı gösterdikten sonra, “Kenan Evren hayatta mı, yargılandı mı?” diye bir soru karşısında, “Boş ver be ağabeycim, yalan dünya, ona da kalmaz.(!)” diye usturuplu bir cevaptan başka ne söylenir ki? 

Kenan Evren sorusundan sonra ben mi sorsaydım diye düşünürdüm. 

“Ya bu DALLAS devam ediyor mu halen?”
 

Dallas? 

“Ya Vizontele(!) işte… TRT yoksa kapandı mı?” 

Haa sen onu diyorsun. Yok yok ne kapanması, 1200 kanal daha açıldı. Şimdi yeni DALLAS’lar var. Aşk-ı Memnu, Yaprak Dökümü, Perihan Abla, Ahmet Çakar ile Şansa Bak, Maraton, Çiçek Taksi, Bizimkiler, Çember, ( o nasıl bir yarışmadır arkadaş) Biri Bizi Gözetliyor… 

“Kim gözetliyor, sen ne diyorsun?” 

Yok yok yanlış anladın. Bunların hepsi program… Neyse dur ben sorayım bari… İşin içinden çıkamayacağız. 

“Dur dur, unuttum şimdi… Sovyetler dağıldı mı?” 

Ağabeyciğim senin zamanın dolmadı mı, sen git artık bence! Sanane be kardeşim sanane… Sorulması gereken o kadar konu varken… 

Dur ben bir soru sorayım bari: Güzel mi orası?
… 

Mahir Temur