Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bizim evin halleri – Hayallerimiz…

Bizim evin halleri – Hayallerimiz…
 

Günlerdir uyuyorum, kız kardeşim endişeli, “Depresyona girdin sen!” diyor, “Yok Nilgün’cüğüm, ilaçlar uyutuyor, hem fena mı, uyuduğum saatlerde sigara da içmiyorum, bak ilaçlar iyi de geldi üstelik, pek öksürmüyorum…”

“Hah, iyi o zaman” diyor, telefondaki sesi endişelerinden az biraz arınıyor!

Nilgün bir yaş, ama tam bir yaş ve birkaç saat fark ile doğmuş kız kardeşimdir, birkaç saatlik fark tarih döndürdüğü için Eylül’ün yirmi altısı benim, yirmi yedisi de onun doğum günüdür!

Nedense o hep oturaklı olmuştur, annemin yetiştirmek istediği, kendisi gibi asil…

Ben beceremedim, ruhum asildir ama, davranışlarım az biraz sakil kalmıştır hep!

Yıllar sonra oturdu taşlar nihayet, ben vazgeçtim annemin beklediği gibi bir kız olamamanın altında ezilmekten, annem ise bu halim ile de en büyük destekleyicilerimden!

Kız kardeşim hep ablam oldu ama!

Ben ne kadar çocuk şımarıklığımı koruduysam, Nilgün hep bir adım daha koruyucum olmayı görev edindi kendine!

Maşallah diyorum, sevgi ile harmanlanmış bir aile bağımız vardır, her ne yapılırsa bir diğerinin iyiliği içindir…

Aile içi çekişmelerimiz vardır, şöyle ki:

- Hayır, lütfen bırak onu ben ödeyeceğim!

- Asıl sen bırak, ölümü gör bak! (Nilgün’ün baş silahıdır!)

- Sen benim ölümü gör o zaman, ben ödeyeceğim!

- Önce ben söyledim!

Bu arada başımızda bekleyen garson mudur, ya da kasa önündeyizdir de, kasiyer midir, gözlerini bize dikmiş beklemektedir, şaşkındır çekişen iki kadının uzattığı hangi parayı alsam karmaşasındadır!

Bu arada, annem yanımızdaysa, “İkiniz de çekilin, asıl ben ödeyeceğim!” nidalarını da es geçmek olmaz!

………

Uzun bir uyku sonrasında, prensesler gibi neskafemi yatakta yastığımı sırtıma almış, bir de sigara tellendirmiş durumda keyif yaparken, fotocu Hakan ile sohbet ediyoruz, Nilgün’ü iyi olduğuma ikna ettikten sonra!

Konu nereden açıldıysa, uykuya dalma öncesi durumları konuşmaya başladık, eskilerden dem vurarak!

Hakan, çocukluğunda anne ve babasının ölme kaygısının diz boyu olduğunu anlattı, ben gülümsedim…

Hiç de yabancı bir şey değildi…

Sonra dedi, çocukluktan ergenliğe geçiş aklımla, baktım ki anne ve babamın ölüm korkusu uykularımı kaçırıyor, keyifli bir şeyler düşünmeliyim diye kendimi ikna ettim!

Mahallenin kızlarını düşleyerek uykuya dalma dönemlerim, işte tam da bu dönemlere rastlar!

Yine gülümsedim!

Mahallenin kızlarını değil de, yakışıklı bir erkeğini düşlerdim ben de dedim, o dönemlerde, bu sefer o gülümsedi…

Hakan, on yedi yaşında babasını trafik kazasında kaybetmiş bir adam!

Bilerek mi o korkuyu duymuş diyeceğim ama, çocuk yaşlarımda benim de en büyük korkumdu!

……..

Ergenlik dönemlerimde, annem, babam tarafından doğru anlaşılmadığımı düşündüğüm zamanlarda, ki ne kavga yaşadım ne de çirkin bir söze tanık oldum, abartmasız tam bir örnek cumhuriyet ailesi, ne bir “salak” kelimesi kullanıldı evimizde, ne de bir tartışma ötesi kavga durumları!

Ekonomik krizler sonucunda çok zorlu zamanlar geçirilse de, dört yumurta ile yemek yapıldı belki de, sevgi dışında bize bir başka şey hissettirilmedi…

Her ne olursa olsun, ergenlik döneminde sorgulamalar ön plana çıkıyor ve şu an için teşekkür ettiğim ailem de o sorgulamalardan elbette ki nasibini almıştı!

Doğru algılanmadığımı düşünerek yatağıma yattığım zamanlarda, bir hayalim vardı, o dönemler için…

Öldüğümü hayal ederdim!

Evet, yanlış okumadınız, öldüğümü düşlerdim!

Ölünce, anne ve babamın perişan oluşlarını, tabutumun başında ağlamalarını hayal ederdim!

Kendimce hıncımı alırdım!

O sahneler karşısında hıncımı aldıktan sonra, anne ve babamın ağlamasına dayanamaz, yatağımda onların ağlamasına ağlardım!

Kendi ölmüş olduğuma değil ama!

Bunu deneyimleyen kaç kişi vardır, bilmiyorum, on üç yaşımda yedi yaşındaki bir kız kardeşi melek olarak uğurlamanın etkisi var mıdır, kim bilir?

Ölümü erken yaşlarda deneyimlemeyenlerden, benzer aileyi cezalandırma hayalleri kuranlar varsa aramızda, ergenlik yıllarında, paylaşımları elbette ki benim için çok değerli olacaktır…

……..

Gençlikti işte!

Oğlumun benimle cebelleşmesini pek de hoş görüyorum!

Ama, canı da yanıyormuş insanın, anne ve babamı daha iyi anlıyorum!

Hala büyüyorum, hala öğreneceğim çok şey var, ama bir konuyu ısrarla anlayamıyorum:

Kendi yaşadıklarını unutan ergenler var!

Anne olmuşlar, baba… Ve eğer hala anlayamıyorlarsa çocuklarının geçtiği yolları, ve ısrarla ketler vurmaya kalkışıyorlarsa, anlayıp, yol göstermek yerine…

Şanslıydım ben, hep özgürlük içinde büyüdüm, “Sana güveniyoruz, bu güne dek verdiklerimiz bunlardır, geri kalanında yanında olmamız mümkün değildir, seni sana emanet ediyoruz!” denildi, ve o emanete hıyanet etmek aklımın ucundan bile geçmedi!

Bana beni emanet edilmesi aslında çok büyük bir sorumluluktu, hangi genç yüklenen sorumluluk karşısında başarısız olmayı tercih eder?

Cesaretim, özgüvenim… Üç kuruşluk adamların kucağına düşmeyişim… Aman yanlış anlarlar diyerek tercih ettiğim yaşama, düşüncelerime aykırı davranmayışım…

Birilerinden kuşkulanmayışım…

Birilerine haset… Nefret duymayışım!...

Hep bunlardandır, ölümüm ile öcümü aldığımı düşündüğüm ailemin bana sağladıklarındandır!

Bunu anlama özgürlüğü tanımaları da, onların ayrı bir el öpülesi tavırlarıdır!

…….

İnsanız, türlü aşamalardan geçiyoruz…

Destek olanlar, köstek olanlar diye iki gruba ayrılıyoruz!

Sevgi adına köstek olmak maalesef en büyük ayıbımız, lütfen, önce kendimizden yola çıkalım!

……..

Oğlum bana gelse, senden nefret ediyorum anne dese, ölümüm ile tehdit ettiğim hayallerimi anımsarım, ve mutlu olurum ki, ne güzel yetiştirmişim ki, yüzüme söyleme cesaretini ve hakkını buluyor kendinde!

Hangimiz nefret etmedik ki en sevdiklerimizden zaman zaman!

Nefret değil aslında, kendini buluş aşamasında en sevdiklerinden kopma durumunda, sevgi ile ergenlikten yetişkinliğe geçişini anlamak gerek, her birimizin başından geçtiğince…

Gülgün Karaoğlu

Kasım,17/08

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..