Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '08

 
Kategori
Blog
 

Blog'da seviye ve yaklaşan "Deri Bağışı Bayramı"

Blog'da seviye ve yaklaşan "Deri Bağışı Bayramı"
 

Eti butu ve de DERİSİ yerinde bir koç


Ben de mi çekip gitsem, ne yapsam bilmiyorum ki? Tumturaklı bir veda yazısı yazıp “Hadi bana eyvallah” mı desem? Hazır kitaplara gömülmüşken ve klavyemle arama kara kedi girmişken. “Blog’un seviyesi düştü” söylemleri çoğalmışken…

Öyle ya, madem “tartışma ve polemikler” yüzünden “seviye” düşüyor, toplayıp pılı pırtıyı çekip gitmek, bu “seviyesi düşen” yerde daha fazla kalmamak lazım.

Tamam! THK konusunu ben başlattım. Orhan Pamuk tartışmasının fitilini de ben ateşledim. Kabul ediyorum ama söyleyin Allah aşkına, fena mı oldu? Şahsiyat yaptığımı sanmayın lütfen, yeri geldi de yazıyorum işte.

En azından “Sivil Toplum Örgütleri” hakkında en ufak bir bilgimiz olmadığı ortaya çıktı.

Türk Hava Kurumuyla, Türk Hava Yollarını karıştıranlar gözler önüne serildi. Hızını alamayan kimileri “Türk Hava Yolları’na” hakkımda suç duyurusu bile yaptılar. Allah’tan “Lufthansa” ile uçuyordum ben(Tuvaletlerinde çaktırmadan sigara içilebiliyor diye).

Hepsinden önemlisi; “tartışmayı” bilmediğimiz de ortaya çıktı!

“Orhan Pamuk tu kaka” konusuna gelince…”Efendim işte siyasi görüşleri “dendi… Dendi ama bu ülkede “siyasi görüşleri” yüzünden zindanlarda çürütülmemiş, sürgünlerde süründürülmemiş bir tek yazar ve ozan adı veremedi kimse. Herkes Nazım Hikmet’in mısralarını kullanıyordu tepe tepe ama zamanında vatandaşlık hakları elinden alınmış ve yurdundan uzaklaştırılmış tescilli bir “Vatan haini(!)” olduğunu(siyasi görüşleri yüzünden) unutuyordu.

Nazım Hikmet adı bugün bayrak gibi dalgalanıyor işte… Onu on beş sene, hem de suçsuz yere zindanlarda çürütenlerin isimlerini hatırlayan var mı?

Ama konumuz bu değil!

Gerçekten de “tartışmalardan” ve “kalem savaşı” diye bilinen “polemiklerden” uzak durmanız gerekir!

Hele ki söyleyecek bir çift sözünüz yoksa tartışılan konuya dair… Hani yani, "seviye" düşmesin diye

Tartışmak için bilgi ve birikim gerekir! Bir zahmet açıp okuyacaksın THK’n un tüzüğünü. Sonra “Dernekler Kanunu’na, özellikle de 70. Maddeye “ bir göz atacaksın! Sadece“Yelken kanata, yamaç paraşütüne” binmekle olmaz bu işler!

Sırf bilgi ve birikim de yetmez. Medeni cesaret gerekir. İcabında “puan kaybetmeyi” de göze almak gerekir! “Vakvaklar ürkmeli”, “Zülfiyare edebince” dokunmalı, “diplomasi” işi de “diplomatlara” bırakılmalı tartışırken! Varsın üç-beş yorum az gelsin!

“Neyin karşısındaysa onun safında, neyin yanındaysa onun karşısında” mantığı ile tartışma olmaz!

Düello asillerin, pusu kurmak ise köylülerin işidir!

Polemik de “Kalem düellosudur” bir yerde!

Ve zor zanaattır yazı uğraşı ve de polemik! Kılığına kıyafetine özenmeden bir biri ardından sıraladığımız sözcükler bizi de yansıtır… Bilgimizi, görgümüzü, aldığımız terbiyeyi, kısaca naturamızı da yansıtır!

Bugün “ak” dediğine yarın “kara” dersen, kaçmaz bu dikkatli gözlerden. “İlkeli” ve “omurgalı” olmak gerekir! Ne yazarsak yazalım ölçüyü tutturamazsak eğer, gelir, bir “bumerang” gibi bizi vurur yazdıklarımız!

Sırf takım ruhu için ve sırf siyasi görüşlerimiz yüzünden yüzlerce yıllık “Ramazan” bayramını “Şeker” diye tek parti iktidarının bulduğu uyduruk bir isimle anarsak, pek yakında idrak edeceğimiz “Kurban Bayramı’na” da bir isim uydurmamız gerekir tabii.

İşin özüne gelince…

Blogda “seviye” falan düşmüyor! Taşlar yerli yerine oturuyor sadece. Ak koyun, kara koyun belli oluyor yavaş yavaş. Ve her zaman olduğu gibi insanlar kendini (iyi veya kötü) belli ediyor! Ne mutlu bizlere ki birer “arşivimiz” var! Söz uçar derler ama “yazılar” kalıyor!

Sonu el sıkışmayla biten ve mahkemelerde tecelli etmeyen polemikler yararlıdır efendim.

Yararlanmak gerekir.

 
Toplam blog
: 312
: 1658
Kayıt tarihi
: 10.02.07
 
 

Önceleri konuşurdu insanlar, "yazmak", sonraların işi... Duygu ve düşüncelerimizin yanı sıra gözl..